Bazen cümleye nereden başlayacağını, konuya nereden gireceğini bilemiyor insan. Hele ki gündem bu kadar yoğun ve hersey bu kadar karışıkken.

Şüphesiz, herşey bu kadar flu iken daha temkinli hareket etmek gerekiyor.

Peki gerek Beşiktaş camiası gerekse diğer takımlar böyle mi hareket ediyor? Kesinlikle hayır.

Öncelikle değinmek istediğim geçen sezondan bu yana kaotik bir şekilde süregelen ligi daha da karıştırmak kimin, nasıl işine geliyor? Neye hizmet oluyor?

Öyle yada böyle gönül verilen takımların birbiriyle dalaştırılması mı hizmet vermek? Kaos yaratılarak mı büyüklük,üstünlük yada ne sıfat varsa ispat ediliyor.

Kimileri havuzdan çıkıyor, kimileri denize giriyor. Koskoca camialar şımarık bir çocugun elindeki oyuncak misali hafife alınıyor. Hemde her camia bunu bile bile, isteye isteye, kendi kendine yapıyor. İşte Beşiktaşlılığım bir yana bir futbolsever olarak bu süreci anlamakta zorluk çekiyorum.'' Bir deli kuyuya bir taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış'' atasözü bu durmu anlatmaya ne de çok yakışıyor.

Şimdi değilse ne zaman? Feda zamanı...

İtiraf etmem gerekirse bu slogan tüm Beşiktaşlıların gönüllerine işlemek için ideal.

Öyle çok eminim ki bu deyimden sonra çoğu Beşiktaşlı ellerinden ne geliyorsa "Beşiktaş'a feda olsun" dedi.

Benim emin olamadığım ve algılıyamadığım ise yönetimin feda çağrısından sonra kombine fiyatları ile ilgili aldığı fiyat politikası.

Bu nasıl feda çagrısı diye sorası geliyor insanın?

Daha düşük fiyatlarla daha çok kombine satma imkanı varken, takımın taraftara herzamankinden daha çok ihtiyacı varken, tüm Beşiktaşlılar varını yoğunu ortaya koymaya hazırken neden ve nasıl böyle fiyatlar belirleniyor?

Üzülerek belirtmem gerekiyor ki bu durum biraz bana müşteri yerine koyuluyormuşuz hissi veriyor.

Kapalı alt üst fiyatlarını 500 TL aşağı çekip numaralı ve VIP fiyatları 500 TL yukarı çekmek bir benim mi ya da benim gibi düşünen arkadaşlarım mı aklına geliyor.

Gercekten maddi olarak olarak fedaya destek verebilicek kısımdan maddi feda bekleyip, gönüllerini ortaya koyanlarında hepsinin katılım sağlamasını istemiyor mu yönetim?

Maalesef istemiyor ki VIP kombine ile kapalı üst kombine fiyatını aynı seviyede tutuyor.

İşte bu da biraz şark kurnazlığına giriyor ki bu durumu takımını canı gönülden destekleyen Beşiktaş taraftarı hiçmi hiç hak etmiyor.

Mutsuz olduğum bir fotoğraf karesi ise İnönü Stadının pazartesi günü yayınlanan görüntüsü.

Ligin başlamasına kalmış 15 gün bizim stadın zemini tarumar.

Bir de bir başlık TT Arena da oynamaya kendini çok hazırlayan Beşiktaş İnönü Stadını ihmal etti.

Hani biz yalvardık TT Arenada oynamak için ama Galatasaray istemediğinden oynayamıyoruz ve bu süreçte Mabedimiz umrumuzda dahi olmadı.

Belki de ben fesat olduğumdan bu başlık bende böyle bir his uyandırıyor.

Bir önceki yazımda yönetimin aksiyon alma ve B planı yaratma konusunda ki eksikliklerini elimden geldiğince dile getirmeye çalışmıştım.

O yazımdan bu yana lehte bir gelişmenin olmaması bana acı veriyor.

Yönetimle ilgili fikrimi paylaşmam gerekirse, hani bir deyim vardır ya ''nerden tutarsan tut elinde kalıyor''.

Beşiktaş taraftarına bunları yaşatmaya kimsenin hakkı yok.

Ve olmayacakta.

Beşiktaş taraftarı yöneticisinin peşinde koyun gibi dolaşan bir taraftar olmadı hiç bir zaman.

Bizi kimse hiç kimse başka takımlarla karıştırmasın.

Fakat öyle yöneticileri de oldu ki her deyimi emir telakki edildi.

Sayın Süleyman Seba'nın hala bu camia üzerinde nasıl bir etkisi olduğunu kimseye hatırlatmam gerekmiyor herhalde.

Beşiktaşlılık direniştir, haykırıştır, duruştur.

Kabullenmek ve güdülmek bize göre değil.

Bu puslu hava umarım biran önce dağılır. Çünkü puslu havayı kurtlar sever.

Kartallar ise ne puslu havayı ne de kutları sever!!