Stadı olmayan, ezeli rakipleri Galatasaray ve Fenerbahçe'den transferde maddi anlamda çok daha sınırlı bir durumda olan Beşiktaş, geride kalan 2 hafta sonunda söke söke liderlik koltuğuna oturdu.

Lig yarışı içinde inişler çıkışlar, zaman zaman zirveye yükselmeler olabilir. Ancak Beşiktaş'ta bir önceki sezondan farklı olan en büyük şey; 'Ben bu oyunun hakimiyim, burada patron benim' düşüncesi oldu.

Siyah beyazlı ekip, Tromsö maçı da dahil oynadığı 3 resmi maçta da bu düşünceyi sahaya yansıttı.

Büyük takım kimliğinin farkında olan bir teknik heyet Beşiktaş'ın en büyük kazancı.

Gelelim Kayseri Erciyesspor maçına...

Rakibin kalitesi ne olursa olsun, deplasmanda 2 kez geri düşülen bir maçı kazanmak önemlidir.

Beşiktaş'ın takım kimliğinin oturmasında transferlerin etkisi çok büyük.

İlk olarak Beşiktaş'ın kalesinde güven veren bir kaleci var; Tolga Zengin

Ardından takımın iskeletinde olmazsa olmaz, defansif orta saha görevinde Ernst'i hatırlatan performansıyla Atiba Hutchinson...

Sağ kanatta adeta bir F16 gibi olan, bu sezon bence forvet oyuncuları kadar gol anlamında üretken olacak Gökhan Töre ve onun ardında Serdar Kurtuluş.

Bu isimler önemli kazançlar...

Pedro Franco, Ömer, geri dönen Tanju ve Eneramo ise kadro rotasyonu açısından Beşiktaş'ın gücüne güç katacak isimler...

AMAAAA..!

Beşiktaş'ta kanayan yara sol bek. Acilen çözülmesi gerekiyor.

Bir de malumunuz Almeida sorunu var. Yine gol buldu ama bir hayli isteksiz gözüktü.

Ve gelelim Beşiktaş'ın maestrosu Fernandes'e...

Yanılmıyorsam 3 resmi maçta 3 asist ve 1 gollük muazzam bir performansı var. Avrupa kulüpleri yakından ilgileniyor.

Yönetimin acil olarak sol bek ve Fernandes ile Almeida ile ilgili sorunları çözmesi gerekiyor.

Bu sorunlar da çözüldüğü taktirde Beşiktaş ligi domine eder.

Güzel şeyler oluyor Beşiktaş için.