Sabrettik sabrettik, sonunda beyaz bir gece de gördük.
Beşiktaş bence bu gece sezonun en güzel oyunlarından birini oynadı. Takımın
taşları yavaş yavaş yerine oturmaya başladı. Tamam, kronik eksikler de sürüyor ama bu kadronun eti budu bu. Maksimum verimi almaya çalışmak
mecburiyetindeyiz.
Almeida nefis bir kafa golü attı. Kafa vuruşundan daha önemlisi, topa vurmak için yaptığı koşuydu. Gidebileceği en
güzel yere gidişi, harika sprinti, en önemlisi yoktan var olan bu pozisyonu yaratmak için gösterdiği arzu takdire değerdi. Yaptığı bütün hareketler
birinci sınıftı.
İlerleyen dakikalarda kaleciyle karşı karşıya kalıp, bizi hiç şaşırtmayarak topu yine kaleciye nişanlamasıysa ancak
beşinci sınıf bir santrforun yapacağı işti. Almeida, bir gün topa ayağıyla vurmayı da öğrenirse süper bir santrfor olabilir. Ama o saate kadar hep
böyle yarım porsiyon forvet olarak kalacak.
Oğuzhan takımın teknik seviyesini iki siklet yükseltti. Bana öyle geliyor ki, bugün oynanan
güzel futbolun en büyük sebeplerinden biri Oğuzhan'ın ilk 11'e monte edilmesi. Onun sayesinde takımın yaratıcı aksiyonları artıyor, Fernandes'le ikisi
tribünü ayağa kaldıracak mükemmel işler yapıyor. Fizik gücü hala eksik ama bunu yavaş yavaş giderecektir. Kadronun en heyecan verici yeteneği olarak
görüyorum ben onu...
Sivok'a bir parantez açmazsam olmaz. Ben bu adamın hayranıyım arkadaş. Defansta hatasız oynuyor, devşirme beklerimizin
arkasını topluyor, bunlar yetmezmiş gibi her yan topta rakip savunmanın yüreğini ağzına getiriyor. Arada bir de bugün olduğu gibi topu tavana çakıyor.
Takımın en geride oynayan adamı olarak her sene 5-6 gole imza atıyor. Helal olsun!
Ersan bu takıma çok yakışıyor. Mükemmel hamle
zamanlamasının yanında yüksek top tekniği sayesinde, defanstan çok daha kolay oyun kurmamızı sağlıyor. Sivok'la sürekli yan yana oynadıkça daha da
hatasız olacaklarına inanıyorum. Toraman, Egemen'in yerini dolduramıyordu ama Ersan bunu başaracak gibi görünüyor.
Fernandes'in yan topları
gole beş var sınıfında. Cezaalanına sandalye koysan ona bile çarptırıp gol yapabilir. Tekniği fantastik, top ayağında hiç yokmuşcasına rahat adam
geçiyor. Tek sorunu final pasları. Bazen o kadar basit pozisyonlarda o kadar yanlış tercihler yapıyor ki, pası atan dublörü sanırsın. Biraz daha
konsantre ve basit oynasa ondan iyisi bulunmaz.
Attığımız ikinci goldeki muhteşem organizasyona da şapka çıkarmak gerekir. Saat gibi tıkır
tıkır işleyen kısa paslarla altıpasa kadar girmemiz, zeka işi hızlı kararlarımız, rakip defansın ağzını açık bırakmamız harika... Ama topla kaleye
girmeden gol atamamamız asap bozucu. Fernandes iki metreden topu içeri itmese yine gol yapamayacağız, belki yine Trabzon maçındaki durumlara
düşeceğiz. İşte bu takımın bir numaralı sorunu bu, topa vurmayı bilen bir tane adamının olmaması. Maalesef bu idmanla çözülecek bir iş de değil.
Soğukkanlı, bitirici, pozisyona girdi mi tabelayı değiştirecek birinci sınıf bir forvete fena halde ihtiyacımız var.
Ve şapka çıkarılması
gereken diğer konu: Sivok'un golünden sonra tüm futbolcularımızın kenetlenerek golün sevincini paylaşması. İşte Beşiktaş'ın şu anda en çok iştah
kabartan yanı bu...
Bir de değinmeden edemeyeceğim. Bir gün mutlaka birisinin Olcay Şahan'ın ne iş yaptığını bana anlatabileceğini umut
ediyorum. Evet evet, bir gün mutlaka bu sır aydınlanacak.
Fazla da dırdır etmiyorum. Bu beyaz gecenin tadını çıkaralım diyorum.
Siyah beyaz, en büyük Beşiktaş!