Bu haberi yazdır
Menemen, Marduk, Toraman ve Aybaba
Beşiktaş camiasının nabzını iyi ölçen isimlerden biri olan Burak Ozan, ilginç bir ilk yarı değerlendirmesine imza attı.  
Menemen, Marduk, Toraman ve Aybaba

Selamlar Beşiktaş dostları,

Filmlere konu olabilecek güzellikte bir ilk yarı geçirdi takımımız. Gerçekten bazen kendi işim mesleğim gereği de düşünüyorum, yönetimden, Samet Hoca’dan izin alıp gece gündüz iki kamera ile bu takımın peşine takılıp bu mücadeleyi bir belgesel haline getirsek diyorum.

Ama bu işler kritik işler, sürekli izleniyor olmak zaman içerisinde mutlak gerginlik yaratıp takımın kimyasını da bozabileceğinden inanın bir Beşiktaşlı olarak böyle bir şeyi teklif etmek bile gelmiyor insanın içinden. Onlar iyi olsunlar huzurları kaçmasın başka bir beklentimiz yok.

Ayrıca her ne kadar şu anda genel bir mennuniyet mevcutsa da, halen daha camianın nabzını tuttuğumuzda, bu güzel performans ligin ilk yarısı boyunca genele yayılmadığından, ileride sakatlıklar ve cezalar ile coğrafik ve meteorolojik zor şartların da eklenmesi ile takımın başına neler gelebileceği de soru işaretleri içeriyor. Yani aslında gerçekleri konuşmak gerekirse tedirginlik halen mevcut.

Ancak ben şahsen bu takımın bu sezon ligi kaçıncı bitireceği ile inanın o kadar da derinden ilgilenmiyorum. İlgilenilmemesi gerektiğini de heryerde her platformda dile getiriyorum. Bırakalım bu sezon kaçıncı olacağımız, kaç puan toplayacağımız bizim için bir eğlence olsun sadece..

Gerçekten sonuç ne olursa olsun bu takım takdiri hakkediyor. Gelin şimdiden haklarını teslim edelim ve ikinci yarı olası yol kazalarında ya da sonucun çok parlak olmaması halinde onlara destek olacağımızı buradan dosta düşmana ilan edelim.

İşin özünde, Samet Aybaba gibi yıllardır gelmesi gelmemesi tartışma konusu olmuş ve camianın üzerinde uzlaşamadığı bir isimle yola çıkıp takımın iskeletinden belli başlı isimleri gönderip, yola Olcay, Oğuzhan, Ugur, Mc Gregor gibi ne performans vereceği muamma isimleri katıp yola çıkmış bir yönetim var.

Taşın altına elini sokmuş bir yönetim. Ve Beşiktaş emekçisi bir hoca.

Ve şu ana kadar tek hatası Quaresma’dan vazgeçerken yani doğru bir işi yaparken, yanlış stil ve yöntemlerle yapmış olan bir yönetim. İyi yönetemedikleri bu süreç nedeni ile gereksiz bir gerginliği de tırmandırdıklarını belirtmek isterim.

Öncelikle bu kadar zor şartlarda gelip, bismillah bu kadar eleştiriye maruz kalırken, bu kadar kritik konularda radikal kararlara çabucak imza atabilen Başkanımız Sayın Fikret Orman’a, BJK yönetim kuruluna, hocamız Samet Aybaba ve kurmay ekibine, ve tüm kulüp emekçilerine teşekkürlerimi sunmak istiyorum.


Müsadenizle bu girişi takiben bir ilk yarı değerlendirmesi yapmak istiyorum.

Sezon başında, “Feda” yılı ilan edilmesi ile birlikte camiada güzel ve sıcak bir kenetlenme oldu. Yıllardır her adımda verilen yanlış kararlarla har vurup harman vurulan kulüp kaynakları artık bizi son noktaya getirmişti. Neyse ki tam zamanında imdada “TFF” yetişti ve bu on yıllık kabus nihayet sona erdi.

TFF, akla hayale gelmeyecek hamlelerle 3 Temmuz sürecinden 'fenerbahçemizi' kurtarmaya çalışadursun, Beşiktaşlılar kenetlendi ve Beşiktaş’ı kurtarmak için yola çıktılar..

Feda yılının en belirgin net uzantısı hiç tahmin edilmediği halde takımdan uzaklaştırılan isimler oldu. Bu süreçte takımın ana iskeletinden Rüştü, Egemen, Ernst, Quaresma takımdan ayrıldı..

Bu süreçte hepimizi bir tedirginlik sardı. Takımda yenilerden Julien Escude’nin adapte olamaması sonucu daha ne kadar hazır olduğunu bilemediğimiz Ersan dönem içerisinde kadroya monte edildi. Alternatifsizlik gün geçtikçe kendini belli ederken yeni kalecimizin performansı tartışılır hale geldi.

Ugur’un bütün bu süreçte gerek fenerbahçeden gelmesi gerek bek oyuncusu olmadığının düşünülmesi üzerine yaptıgı hatalar da eklenince tribün homurtuları genelde Ugur’un üzerinde yogunlaşmaya başladı.

İki üç kritik an var ilk yarı maçları içerisinde.

Burak Yılmaz’ın ceza sahası dışında uçarak çaldığı 2 puanımızı bir kenara koyacak olursak (ki şu anda lider bizdik) herhalde bizim icraatlarımız içinde birincisi hocamızın fenerbahçe maçında “sol bekim olur musun?” konulu yarışma programını sıfır puanla kaybetmesiydi..

En sonunda herhalde hoca şortu formayı giyecek kendi solbeke geçecek derken bu sezonun ileri gelen takımlarından en renksiz hücum gücüne sahip olanı fenerbahçe’den üç gol yiyip şoka girdik.

Bir diğeri ise Trabzon maçının son dakikasında yaşandı. 12. Gezegen Marduk gibi, uzaydan dünyadaki hayatı sonlandırmaya gelen bir göktaşı gibi gelen topu tek hamlede kontrol ederek “yok artık lebron james” dedirten Olcay, topu ayağının burnuyla içeri dürttüremeyerek milyonlarca Beşiktaşlı'yı tribünde, evde, cafede, barda, meyhanede, işyerinde yerle yeksan etti. Hepimiz Garfield gibi yattık kaldık öyle..

Ben o gün Bodrum’da tatildeydim, Olcay topu tutar tutmaz seyrettiğim mekanda elimde rakı bardağıyla yerimden fırlayıp üç metre Antoni Quinn diye haykırarak koşup, projeksiyonun perdesine kafa atmıştım, neyse ki mekanın sahibi arkadaşımız Öner de Beşiktaşlı'dır, zaten o an o da ocakbaşında çalışırken pozisyon kaçınca önündeki kor kömüre kafasını sokmuştu beni görmedi ucuz atlattık..

Bir diğeri ise takımın hücum mantığı ile ilgili Samet Hoca, Almeida ortaklığına dair bir hamle..

Bursa maçının özellikle ikinci yarısında çok daha net takıma katkısını gördüğümüz bu radikal hamle ile Almeida bir blok arka çapraza kanat orta alana geri kayarak topla orda buluşurken Holosko ile Olcay’ın ileri çapraz atıp çift santrafor pozisyonuna geçmeleri.. Hatta o devre arası tribünde Almeida’nın takıma yüzü dönükken takımın hücum hızının çok yavaşladığını, Olcay ve Holoskonun çok kenarda kaldıgını konuşuyorduk.

İşte bu hamle, bugünün gol sayısının hücum zenginliğinin de mimarı. Ve her ne kadar kolay ve kritik goller kaçırsa da bu pozisyonda bu kadar büyük bir alanda topa hakim olup takımı ileri atarak bir de üstüne adeta bir on numara gibi ince paslarla forveti besleyerek oynayabilecek çok santrafor yok dünya üzerinde ve bu bizim Almeida’nın kıymetini bilmemizin gerektiğini gösteriyor. İnanıyorum ikinci yarı Almeida sağlam bir Fernandes dönüşü ile gol makinasına dönüşecek..

Oğuzhan’ın adeta 91-92 sezonundaki Sergen’in andıran performansı da orta saha gücümüze eklenince keyifler bi kat daha arttı. Necip’in istikrarına Fernandes’in ustalığı ve kanatlarda genç Olcay ve sezonun flaş ismi Holosko’nun da performansı ile kanatlanan Kartal artık çok daha güzel uçuyordu. Biraz Veli geçeceğini bildiğimiz yetersiz görüntüsü ile zaman içerisinde bazı sıkıntılar yaşasa da o da bu takımın bir askeri bunu hepimiz biliyoruz ve ikinci yarı daha iyi bir Veli bekliyoruz.

Ancak bütün bu süreç içerisinde kendisine özel bir parantez açılması gereken tek oyuncu kaptan İbrahim Toraman oldu. Genel manada taşıyıcı toparlayıcı olan İbrahim bir yandan da takımın adeta hücum borusu gibi.. Her an hakemin karşısında dimdik duruşu ve takımı yıpratmadan ateşleyiciliği ile de çok büyük ve unutulmaz bir kaptan olma yolunda ilerliyor Toraman. Kendisine sade bir taraftar olarak buradan defalarca teşekkürlerimi sunuyorum iyi ki varsın Toro..

Samet hocanın Ordu maçından sonra şimdi İstanbul’a gideceğiz bütün takım birlikte menemen yiyeceğiz açıklaması aslında Beşiktaş’ın, Beşiktaşlı'nın ruhunu en iyi yansıtan cümleydi sanırım. Dünyanın ve futbolun iliklerine kadar yozluğa bulaştığı bu günlerde bu insani güzellikleri yaşamayı özlemişiz, Samet hoca bize bu aile sıcaklığını herşeyin para olmadığı grçeğini hissettirdi sağolsun varolsun…

Şimdi ligden başka bir kulvarda mücadele etmemenin getirdiği bir avantaj var. Bunun üzerine yapılacak transferler var. Bu da kadro derinliğini arttıracaktır. Ben ikinci yarıda çok güzel şeyler bekliyorum bu takımdan..

1.5 ay önce bu takım için 30 puan ilk yarı hedefi koymuştum kafamda. O gün 19 puandaydık ve 5 maç vardı.. Beklentilerimi karşılayan bir final performansı oldu açıkçası. Sadece Eskişehir maçı elimizden kaçtı gitti ona biraz üzüldük.

Şimdi ikinci yarı üst sıradakiler performanslarını arttıracaklardır mutlaka. Benim kendimce yaptığım hesaplarda şampiyonluk 69 ila 73 puan arasında oynayacak akışa göre.. Ve takımımız şanssızlıkları atlatıp full performans verebilirse maksimum 72 puana ulaşacak güçte..

Ama tekrar etmek istiyorum. İkinci yarı Arena’da yenilse de, sezon sonunda 60 puan da toplasa bu takım şimdiden alkışı hakketti. Kimse onları yargılamamalı.

Bu takım ilerisi için gerçekten çok iyi yolda ve eminiz herşey çok güzel olacak..

Sevgiler

TOLDO

Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Yazarın diğer yazıları
Bizi Takip Edin
Karakartal Twitter Karakartal Facebook Page Karakartal RSS Karakartal İphone Karakartal Mobil
En çok okunan haberler
AVRUPA'DAN FUTBOL