Bu haberi yazdır
'Fenerbahçe'nin buz gibi santrasını vermediler'
Yazarlarımızdan Burak Ozan, her zaman alıştığımız esprili tarzıyla güne damga vuracak bir yazı kaleme aldı.  
'Fenerbahçe'nin buz gibi santrasını vermediler'

Selamlar Beşiktaş Dostları,

Muhteşem bir Pazartesi sabahı, sokaklar atkılı formalı Beşiktaşlı canlarla dolu, Bu güzel günü hep birlikte doya doya yaşayalım. Şu anda ben de sizlere bu satırları bugün çalışma mekanımız olan Çubuklu Hayal Kahvesinin eşsiz manzarasında güneşin altında yazıyorum, martılar selamlıyor hepinizi neşeli kahkahalar atıyorlar hep bir ağızdan..

Senelerdir bozulmayan bir gelenek, onlarca maç yapılıyor ama biz öyle bir zamanda öyle bir virajda kazanıyoruz ki senelerce konuşulacak unutulmayacak manzaralara sahne oluyor.

Maçtan bir gece once malum yatakta rahat yok sabaha kadar kah saha içinde kah saha dışında maçı yaşıyoruz, yine bendeniz sahadayım, ayağımda parmak arası terlikler, çiçekli siyah beyaz şortum ve nedense ellerimde bulaşık eldivenleri ile orta sahada Emre Belözoğlu’nu marke etmekle yükümlüyüm, terlikler kayıyor ayağımdan çıkıyor iki de bir eldivenler elimi sıkıyor, bir ara topu Sivok bana doğru çıkarttı, Emre’ye bir İtalyan çalımı attım beli kitlendi yemin ediyorum, taraftar ayakta, yoruluyorum kenara bakıyorum Samet Hocayı arıyor gözüm kulübede beni çıkart Nouma’yı al maç gidiyor diye bağırıyorum ama hoca Samet değil Tigana!!! Ağzında kürdanla anlamsız gözlerle bana bakıyor.. Yengenize söylüyorum sen Fransızca biliyorsun şuna söyle çıkartsın beni nefes alamıyorum gol yiyeceğiz, nihayet tabela kalkıyor ben çıkıyorum ama yerime Rıza Çalımbay giriyor, uyanmışım..

Maç günü semtteyiz, caddede sabah sabah onlarca otobüs, Bursa, Düzce, Karadeniz Ereğli, Şarköy, vay vay vay sanki şampiyonluk maçı, Bütün Beşiktaşlılar inanmış statlarına son derbide güzel bir uğurlama yapmaya gelmişler, istanbul’dakiler bizler yol kenarlarında selamlıyoruz onları.

Kalabalık artıyor kaynaşıyor, derken semte giriyorum Webkartalları gene baş köşede Babalık’ın duvarının önüne geçit töreni seyreder gibi kurmuşlar masayı buradan bir öpüşmeye başlıyorsun sanki Cumhurbaşkanı kasabayı teftişe gelmiş gibi opüş opüş bitmiyor rakı haydari kokuları birbirine karışmış dargınlar barışmış Ankaralısı İsviçrelisi Hollandalısı kucaklaşmış yok böyle bir dostluk güzellik..

Stat yolunda şarkılarla türkülerle geliyoruz, yine o akıl dolu nüktedan bildik besteler gülmekten söyleyemiyoruz kimin aklına gelir de bu sözleri yazar valla Allah Şairler Parkı emektarlarından razı olsun..

Maç başlıyor heyecandan ne kadroya bakıyoruz ne top kimde, dakikalar su gibi akıyor, fener iyi takım diyor birisi, top ayaklarında bir orda, bir burda biz ise kaptıgımız gibi yine rakibe variyoruz, Derken ölüm sessizliği.. Ama nedense hiç moralimiz bozulmuyor hadi oğlum hadi yavrum başlıyoruz yüklenmeye, Fernandes takımı diriltiyor belini doğrultuyor adeta isyan eden çıkışlarıyla.. Takım yavaş yavaş ayak uyduruyor, beraberlik geliyor karambolden umutlar artıyor devre bitiyor..

İkinci yarı Samet Hoca sakinliğini kendine güvenini gösteriyor, onca aldığı eleştiri son dakika kayıplarına ragmen bir hocanın kolay kolay elinin gitmeyeceği bir değişikliğe gidiyor, tribün sessiz izliyor, Gökhan oyunu tutturamamış rakip üzerinde çıkartıyor Samet hoca dahiane bir hareketle ve Emre’yi sokuyor oyuna.. Bir kaç kişi, bari Olcay’ı alıp Gökhanı ileri vereydi diyor.. Olcay o arada topla bayağı kötü ama koşu rekorları kırıyor kendini ileriki dakikalara atıyor diri tutuyor ve hoca bunu görüyor bizler tribünde göremezken..

Derken Orta geliyor soldan Holosko muhteşem yükseliyor indiriyor ve Niang çekici vuruyor…

Ortalık kopuyor o anda..

Topu gene veriyoruz rakibe aynı hastalıklar kenar yönetimi ayakta takımı dik tutamıyor gömülüyoruz fener 5-6 kez 5-6 pasla geliveriyor, ve yine gol yiyoruz..

Veli çıkınca orta sahayı kontrol edemeyiz endişeleri de varken Oguzhan iyi top kullanıyor ve daha çok ayakta kalmaya başlıyorz bu ikinci büyük hamle oluyor..

Son saniyeler, içimden diyorum ki Allah’ım buraya İnönü’ye bir manada veda etmeye geldik, bunca yıl burada ne isimler mücadele verdi, bir çok zaman hakkettiğimizi alamadık, şu gece bir hediye ver bize, o arada topu kapıyoruz artık kim kim göremiyoruz bile top kırmızılarda akıyor takım 2003 galatasaray maçı gibi bir gök gürültüsü kopuyor o anda tribünde, biri kolumu sıkıyor geliyor diyor, biri emir verir gibi keskin bir sesle Niang diyor ve top o emirle Niang'ta, Holosko zannediyorum ama Olcay’mış şimşek gibi bir koşu Niang’a bakmıyorum o an artık o top araya çıkacak yan hakeme bakıyorum hakem hafif sağına yatıyor topla bir hizada Holosko’mu diyorum biri Oğlummmm Olcaayyyyy diye bir çığlık atıyor, sonrasını hatırlamıyorum.. Fotoğraf çektirmişiz 40 kişi bu sabah gördüm bu ne zaman ya dedim abi maçtan soraydı ya dediler yahu dedim adam öldürsek haberimiz olmayacak..!

Yalnız hakemlere buradan serzenişte bulunmadan edemeyeceğim son golde fenerbahçe’nin buz gibi santrasını göz gore gore vermediler yazıklar olsun..

Sevgiler

TOLDO

Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Yazarın diğer yazıları
Bizi Takip Edin
Karakartal Twitter Karakartal Facebook Page Karakartal RSS Karakartal İphone Karakartal Mobil
En çok okunan haberler
AVRUPA'DAN FUTBOL