Geçen sezon yaşadığı şanssız sakatlık sonrası uzun süre futboldan uzak kalan Beşiktaş'ın başarılı defans oyuncusu Ersan Gülüm, yeni dönem için kendinden emin konuştu. Takımın genç isimlerinden biriyken bir anda ağabeyliğe terfi etmeye alışmakta zorlandığını kaydeden başarılı stoper, yeni yapılanma ve bu yapının içindeki bir futbol işçisi olarak duygu ve düşüncelerini paylaştı. 'Feda'yı başlatan isim olarak da takım olmanın şartını ortaya koydu: "Amatörlük." İşte Gülüm'ün sorularımıza cevapları:

Sakatlık sonrası kendini nasıl hissediyorsun?

"Yoğun bir tedavi sürecinden sonra tamamen iyileştim. Şu an itibarı ile her şey yolunda ve dizimde ağrı hissetmiyorum. Geçirdiğim sakatlığın sadece psikolojik sıkıntılarını yaşıyorum."

Takımdaki ilk 'Feda'karlığı yapan isimsin. Buna seni zorlayan oldu mu?

"Hayır zorlama olmadı ama destekleyen oldu. Biz ailece Beşiktaşlı olduğumuz için başta babam bu konuda önemli destek verdi. Bu sayede sezon öncesinde herkese örnek olabilecek bir fedakarlık yaptım. Birilerinin bu konuda öncülük yapması gerekiyordu. Hepimiz bu geminin içindeyiz ve bu gemiyi batırmadan yüzdürmemiz lazım."

Egemen'in gidişini nasıl değerlendiriyorsun?

"Egemen'in kalitesini tartışmaya açmak anlamsız. Ancak kendi tercihini yaptı. Saygı duymak lazım. Bize düşen onun yokluğunu aratmamak."

Takımın malî durumu sizi etkiliyor mu?

"Saha dışındaki konular bizi fazla ilgilendirmiyor. Bir futbolcu sahaya çıktığında parayı değil maçı kazanmayı düşünür. Beşiktaş büyük bir kulüp ve bu süreci en kısa zamanda atlatacağına inanıyoruz. Gerekli fedakarlığı yapan arkadaşlarımız oldu, yapmayanlar oldu. Yapanlar; bu zor zamanda kulübümüzün yanında olmamız gerektiğine inananlar. Yapmayanlar profesyonel yaklaşanlar. Ama bazen takım olabilmek için amatör yaklaşımlar da göstermek gerek."

Yeniden İnönü'de oynama kararını nasıl değerlendiriyorsun?

"Stat konusunda inisiyatif yönetimin. Her ne kadar İnönü bizim için derin anlamlar içerse de futbolcu her yerde oynayabilmeli. Fizikî şartları hazırlamak teknik bir konu. İnönü ya da başka bir yer olması önemli değil. Bizi tribünlerin şeklinden çok zeminin ve o tribündeki taraftarın futbol oynatan tavrı ilgilendiriyor.."

Takımın genç bir ferdi iken birden yaşlılar kategorisine girdin! Abilik nasıl bir duygu?

"Takımda çok sayıda genç futbolcu bulunuyor. Geçen yıl ben herkese ağabey diyordum. Şimdi ise genç futbolcular bana ağabey diyor. Açıkçası bu duruma fazla alışamadım ama güzel bir duyguymuş bunu gördüm."

Takımdaki bu gençleşme kararını nasıl değerlendiriyorsun?

"Avrupa'da bu tarz dönüşümlere bir yerden başlanıyor. En iyi örneği Ajax. Beşiktaş'ta da bunun zamanı gelmişti. Büyük parasal harcamalarla kulüpler darboğaza giriyor. Nitekim biz bu ekonomik sorunlardan dolayı bir yıl Avrupa'dan men edildik. Gençleşme sorun teşkil etmez. İyi entegre edilirse daha enerjik ve dinamik bir yapı ortaya çıkar."

Samet Aybaba ile iletişiminiz nasıl?

"Daha önceden kendisini tanımıyordum. Gençlere önem veren biri olarak gözlemledim. Sürekli bir şeyler öğretme telaşı içinde. Bu da bize güven veriyor. Onunla iyi bir hazırlık dönemi geçirdik. Futbolculara karşı babacan bir yaklaşım içerisinde."

Avustralya milli takımından da teklif almıştın ama Türkiye'yi seçtin...

"Evet, Avustralya'da büyüdüm ancak kendi ülkeme hizmet etmek isteği ağır bastı ve Türk milli takımını seçtim. Türkiye'yi tercih ettiğim için pişman değilim."