Beşiktaş taraftarı kadrolar anons edilirken gerekli mesajı fazlasıyla verdi: “Bu maç kaç kaç biterse bitsin, teknik heyet ve futbol yönetim anlayışında 2013 model futbol dinamiklerine ve taraftarın beklentilerine uygun bir değişim şart!”

Oğuzhan girmeden önceki Aybaba taktiği bayat kabak tadındaydı: “Topu Süpermen Fernandes’e verin, tutmazsa ben zaten oyuncuları suçlarım”

Sezonun büyük kısmında Süpermen edasıyla Beşiktaş’ta fark yaratan Fernandes bu kez tekledi. Herhalde son 1960 model “Bekâr-evli, 1983-2013 fark etmez sizi kamp paklar” sıradanlığı Fernandes’in bünyesine ters. Neyse ki maç kazanıldı da oyuncular bir dahaki hafta 1960 model kampın bir üst versiyonu izci kampından yırttılar.

2 AYRI MAÇ İZLEDİK

Maç nasıl kazanıldı peki? Süpermen tekleyince, Batman edasıyla Oğuzhan yetişti. Beşiktaş dün gece 2 ayrı maç oynadı. Oğuzhan girmeden önce Avrupa kupalarına katılma mücadelesinden çok taraftarın sinirlerini bozma mücadelesi veren cinsten bir futbol vardı. Sonra Oğuzhan girdi, Beşiktaş adına bambaşka bir maç başladı. Oğuzhan’dan önce rakibin yarısı kadar isabetli pas yüzdesine takılıp kalan Beşiktaş bir anda Oğuzhan kalitesinde bir Beşiktaş’a dönüştü. Ozzy’nin Fabregas’ı anımsatan çilingir işi asisti bir yana, girer girmez tempoyu Beşiktaş lehine dikte etmesi diğer yana.

'OZZY YOKKEN..'

Artık istatistikler eteğe mi entariye mi yoksa şalvara mı benzer, bilemem. Ama Beşiktaş’ta şampiyonluk iddiasının en güçlü olduğu dönemde Galatasaray derbisi öncesi bir istatistik vardı, elbiseye dönüşmemiş çarşaf kadar netti: Beşiktaş o maça kadar Oğuzhan’ın ilk 11’de başladığı maçlarda 2.2 puan ortalaması yakalarken, Ozzy yokken maç başına 1.1 puan alabiliyordu.

Üst üste 7. kez deplasmanda kaybeden Antalya karşısında iç sahada alınan galibiyet geleceğe ölçü olmaz. Beşiktaş yönetiminin zaman kaybetmeden diğer mevkilere, teknik heyete, sağlık heyetine ve futbol şubesine Oğuzhan kalitesinde takviyeler yapmak için gece gündüz çalışması gerek!