İşte Hıncal Uluç'un yaptığı açıklamalar;
Beşiktaş borçlarını yanlış bildirdiği gerekçesiyle, UEFA Disiplin Kurulu'na sevk edildi.
Kim o sahtecilikle suçlanan?
İmzayı kim attığını bilmiyoruz.
O zaman kim Beşiktaş Başkanı?
Yıldırım Demiören.
Şimdi ne; Türkiye Federasyon Başkanı... Başka sözüm yok. Sonra hala UEFA'nın, bize olumlu bakacağını düşünüyoruz! Beni aldatan adamı Federasyon
Başkanı yaptınız, bana geliyorsunuz, 'Bize tolerans, hoşgörü göster' diyorsunuz; diyecek UEFA!.. 'Ne yüzle geliyorsunuz!' diyecek ne yanıt vereceğiz!
Gaziantepspor Başkanı niye tutuklu?
'Beşiktaş'tan gelen transfer paralar Gaziantepspor'un kasasına değil; doğrudan doğruya Gaziantepspor
Başkanı'nın kasasına geçmiş!' Peki Gaziantepspor Başkanı, Yıldırım Demirören'in şirketinin, Gaziantep'teki başbayisi mi acaba!.. Acaba o transfer
paraları, iki başkan arasındaki alacak verecekten mahsup mu edilmiş!.. Ben bilmiyorum!..
Yıldırım Demirören'in Beşiktaş'tan 103 milyon
lira alacağı var. Senet imzalattı. Bu alacak nasıl olmuş mesela? Gaziantep'e ödenen paralar da bu alacağın içinde mi? Gaziantep'e ödendiği görünen ama
aslında Gaziantep'e değil de Gaziantep Başkanı'na, yani Yıldırım Demirören'in bayisine ödenen paralar Beşiktaş'a borç olarak mı kayıt edilmiş acaba!..
Bilemiyorum... Bunların hepsi yazılı, imzalı belgeler... Ya vardır ya yoktur.
Yarın Gaziantep Savcılığı, Yıldırım Demirören'i tanık sıfatıyla
ifade vermeye çağırırsa ne olacak? FIFA, UEFA bu duruma nasıl bakacak? Ellerinde sahte evraklar var!
Saha içine bakacak olursak;
Fenerbahçe, geriye düştüğü karşılaşmada Beşiktaş'ı 2-1 yendi ve Galatasaray ile arasındaki 2 puanlık farkı korudu. Hakemin verdiği kararlar çok
tartışıldı. Hakemin yönetimi ve maçla ilgili neler söyleyeceksiniz?
Bir 'Süper Final' maçı değil; 'Süper facia' maçı seyrettim.
Bir süper hakem faciası ve bir süper Tayfur Havutçu faciası... Beşiktaş çok kötü yönetilmeye devam ediyor. Tam Süper Final başlarken Carvalhal'in
gönderilip Tayfur Havutçu'nun işin başına getirilmesi kadar saçma sapan, tepeden tırnağa yanlış karar olamazdı. O kararı aldılar. Ne kadar yanlış bir
karar olduğu da ortaya çıktı.
Sahaya çıkan Beşiktaş ve Fenerbahçe takımlarını yedekler dâhil birer birer mukayese edersen Beşiktaş çok
ağır basar. Hele Fenerbahçe'nin olmayan adamlarının, bu takımın en büyük silahları olduğunu bilirsen, Alex, Emre ve Sow, Beşiktaş'ın ne kadar
avantajlı olduğunu görürsün. Ama Tayfur Havutçu, Fenerbahçe'yi zerre kadar etüt etmemiş. 'Fenerbahçe nasıl top oynuyor, ona karşı nasıl başarılı
olurum' diye zerre kadar düşünmemiş.
Beşiktaş'a saçma sapan oyun oynattı, inanamadım. Yani Fenerbahçe önünde geriye yaslanmanın intihar
olduğunu Türkiye'de hiçbir teknik direktör, Fatih Terim dâhil buna, göremiyor. İnanamıyorum!.. Yüklendiğin zaman Fenerbahçe'yi perişan ediyorsun. Ama
sen Fenerbahçe'ye karşı kendi sahanda Barcelona'nın anlamsız pasları gibi top döndürürsen başın belaya girer arkadaş! Belayı davet edersin. Üstüne
gittiğin anda dağılmaya hazır Fenerbahçe'nin savunması üzerinde oynamıyorlar.
O Bebe'yi oyuna sokmak nedir! Simao on kişi oynatırken
Beşiktaş'ı; bir de Bebe'yi soktu, 9 kişiye indirdi takımı... Daha düne kadar gündüzleri değil geceleri antrenman yaptığı için kadro harici bırakılan
Bebe, Fenerbahçe'ye karşı oyun kurtarıcı olarak sahada!..
Hocalarının da inançlar yok zaten, çocukların da inançları yok hocalarına... İşte öyle
olunca böyle olur.
Süper Final'de 3 maçta 3 mağlubiyet almaktan kurtulamadı.
Tabii sadece Tayfur Havutçu değil.
Yıldırım Demirören'in Futbol Federasyonu Başkanı, Zekeriya Alp'in de Merkez Hakem Komitesi Başkanı olduğu federasyonun hakemleri de Beşiktaş'ın canına
okumak için ellerinden geleni yapıyorlar Allah'a şükür. Buna da artık 'tesadüf' diyemem. Bu kadar üst üste tesadüf olamaz.
Halis Özkahya
maçın canına okudu; şaşkınlıklar içinde bir hakem... Beşiktaş'ın canına okuduğunu fark edip 'Galiba ayıp ediyorum' deyip Fener'e ters kararlar da
verdi.
Ben bu kadar maç yönetme standardı olmayan bir hakem görmedim. Aynı hareket; burada faul ve sarı kart öbür tarafta devam! Aynı
hareket ya! İkinci sarı kartlar katiyen yok. İkinci sarıdan kırmızılar görerek Caner gene atılmalıydı, Selçuk gene atılmalıydı.
Özellikle
Saracoğlu Stadı'nda, Fenerbahçeli futbolcuların dokunulmazlığı var. Aleni bu artık! Orada Fenerli futbolcu hatta birinci sarı kartı görünce mutlu
oluyor; 'Bundan sonra serbestim. Artık her şeyi yapabilirim.'
Bu hakemlerle, bu kafayla Süper Final'in geri kalan maçlarından çok endişem
var. Yani evvelden Saracoğlu'ndaki Fenerbahçe-Galatasaray maçına kadar 'şampiyon belli olmasın' düşüncesinde olduklarını düşünüyordum. Yayıncı
kuruluşun işine öyle geliyor çünkü... Beşiktaş kazansaydı maçı bundan sonraki maçlar biraz cazibesini kaybedecekti.
Şimdi öyle de
düşünmüyorum. Şimdi kupayı Fenerbahçe'ye vermeye kararlılar gibi geliyor bana. Bu kadar himaye edilmez bu takım.
Rüştü'nün hakem
Özkahya'yla maç içinde yaşadığı tartışma derbi sonrasına damgayı vurdu. Rüştü, hakaret ettiği halde hakemin kendisini atamadığını söyledi.
Kendinde değil maçın hakemi... Yanlış olan şey onu böyle maçlara vermek...