Bu haberi yazdır
Bu takıma bir kaptan lazım!
Burak Ozan, kaleme aldığı son yazısında Necip Uysal'ın kaptanlık durumuna ve takımda sıkıntı yaratan etkenlere değindi.  
Bu takıma bir kaptan lazım!

Selamlar sevgili Beşiktaş dostları,

Dün akşam yine tabiri caizse ateş gibi bir maça şahitlik ettik. Maç kendi içerisinde her manada o kadar doluydu ki, maç çıkışı, yine büyük bir saygı ve minnetle andığımız Ata’mızın huzurunda, ağaçlı yoldan Beşiktaş’a yürürken, her bir yanı onlarca pozisyona ve kenardan verilmiş kararlara dair ateşli sohbetler sarmıştı..

Bu vesile ile, Amerika’dan, Çin’e, Türkiye’den, Brunei Sultanlığı’na kadar, büyük devlet adamlığını bütün dünyanın kabul ettiği, Ulu Önderimiz, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve sonsuza kadar bu ülkeyi yönetmiş en büyük devlet adamı olarak kalacak olan Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla anıyoruz..
Nur içinde yat Paşam..

Genel manada konuşulanları kendi yorumlarımla harmanlayarak aktarmak istiyorum ki bir nevi tribünün genel bir nabzını tutmamıza yarayabilir.

Öncelikle negatif şeylerden başlayacak olursak, takımın saha içi disiplinini sağlayacak, takımı hakeme ve rakibe karşı ezdirmeyecek bir takım kaptanının yokluğundan bahsedebiliriz. Necip genç ve gelecek vaad ediyor olabilir ancak takım kaptanlığının kriteri nedir? Bir takım kaptanı sadece yazı turada karar vermek için mi sahaya çıkar? Sahada Sivok gibi Fernandes gibi isimler varken neden sadece kendi kritik pozisyonlarında cılız itirazlar yapabilen Necip takım kaptanı olarak sahadadır?

Necip zaten yolda saati sorsan cevap verirken yüzü kızaracak bir kardeşimiz. Faul yaptığımızda, takımı kim uyandıracak, alması gereken pozisyonları kim hatırlatacak, yeri gelince yan hakemle tavla oynayıp geçmiş gitmiş pozisyonu değerlendiren tecrübeli! solbekine kim sinirle haykırıp yerine geçmesini söyleyecek? Bu isim Necip mi? Değil.. Acilen bu kaptanlık meselesi çözümlenmeli...

İkincisi kenar yönetiminde de bu takımı toparlama işlerine kim bakıyor. Recep Çetin genelde kenarda ne görev yapıyor, neyle ilgileniyor ya da bu işin sahibi kim? Rakip 5 metreye baraj kuruyor biz atışı kullanıyoruz!!! Kaleye şut olarak frikik atacağız orta yuvarlakta kısa ve hızlı adam bırakmıyoruz!! Dün N’Diaye resmen bütün maç bizi dövüyor, bir kişi gidip hakeme “pozisyonun içinde bu da vardı hocam” diyip adamı attırmaya çalışmıyor.. Son adamımız indiriliyor, sadece Olcay bir kez “hocam son adam değil mi” diye soruyor yahu sen takım kaptanısın, koş söyle anlat gördüğünüzü bilsin aptal olmadığınızı hissetsin, al hakemi baskı altına, ama yok, kimse yok...

İkinci golde adam paylaşımı yanlış.. Daha biz tribünde topa vurulmadan amannn İbraahi.... derken gitti İbrahim golü attı.. Biz bu kadar biliyoruz da o adamın golü atacağı orada bağıra bağıra geliyor siz bu formayı giydiniz giyiyorsunuz kimse çıkıp yahu adam Almeida'nın arkasında haberi yok, Sivok'un önünde adamı itip kakmıyor kimse kimseye nerdeyse dokunmuyor bile, rakip stoper gelmiş bir kişi çıkıp “kimse bu adamla ilgilenmiyor beyler” demiyor..

Bir kere dün Ersan resmen tek başına savaştı durdu.. Sivok, Hilbert, Ugur evde yoklar.. Psikolojik olarak da Mc Gregor’un çok yıprandıgını düşünüyorum, sürekli stoperler kucağında sürekli ara toplar üzerinde, maç içinde adam 10 kere 18 önünden kayarak top aldı..

Samet hoca ilk yarı boyunca bir kez bile Olcay’la Holosko’yu bile yer değiştirmedi...

Kendisine inancım sonsuz ama bazen sanki bazı şeylere geç kalıyormuşuz gibi gelmiyor mu size de?

Örneğin maçı 2-1 ya da uzunca beklenerek kazanılan bir penaltı golü sonrası 3-2 yaptığımız an neden ön liberoya takviye yapmıyoruz?

Anında oyuncu değiştirmen gereken dakikalar ben geliyorum diye bağırıyor, daha penaltı atılırken senin ön liberonun kenarda ısınmış hazır golden sonra oyuna girecek şekilde hazır olması gerekmiyor mu?

Veli'yi çıkartıp Toraman’ı o an alsan belki de maçı tutacaksın.. Hiç değilse Toraman biraz da saha içinin bu sahipsizliğini dağınıklığını toparlardı..

Benim takımda en çok beğendiğim şey topu aldıktan sonra ileri toplu halde koşarak paslaşılması. Bu takımın ani patlamalarını çok etkili kılıyor senelerdir yavan yavaş sıkıcı futbolumuzun temel sorununu Samet Hoca çözmüş durumda...

Hakikaten biraz kadro derinliği olsa çok daha farklı şeyler olacak.. Trabzon'a Bursaya eskiden 1,5 şut çekip maç bitirirdik şimdi üçer üçer atıyoruz ama kazanamıyoruz diye üzülüyoruz.

Bu arada hocanın ikinci yarıya Olcay ve Holosko’ya, Almeidanın yanına sokulun bari oyuncu değiştiremiyoruz en azından hücum ederken 4-2-1-3 e dönelim Fernandes sol çizgide saklan komutu meyvelerini hemen verdi ama tabi bu dönüşlerde sağ ve solbekin çok zor durumda kalmasına da yol açtı işte burada iki kez öne geçmişken vitesi değiştirememe sorunu ortaya çıktı... Oysa biraz sakin olup topu bizde tutup rakibin adrenalininin sönmesini bekleyebilirdik.

Şimdi herkesin aklında soru işaretleri var. Bu takım iyi mi kötü mü? Bu takım sezon sonuna kadar bir mücadele içine girip sürdürebilecek mi yoksa ilk devre bittiğinde fişi çekecek mi? Kimse emin değil aslında.. Herkes birbirine kulak kabartıyor..

Bir kere 12,5 topçuyla nereye kadar gidebileceğiz, en büyük soru bu.. Almeida ne zaman bir maçı sırtına alıp götürecek? Bir kalecimiz ne zaman, Shorunmu, Cordoba, Rüştü tarzı bir oyunla bir maçı bir üç puanı bizde tutup maçı omuzlarda bitirecek..

Vallahi pabuç pahalı dostlar.. En kötü takım hangisi diyorsun bunun bile bir cevabı yok bu ligde...

Havamız yerindeyken bu sıralardayız benim endişem ileride 4-5 sakatlık yada ters bir hava rüzgar bir yönetim sıkıntısı vesaire olsa ne olacak? Bu takım 2004 te bir ters rüzgarla 17 maçta 29 puan fark yedi rakibinden unutmayalım..

Bir an önce bir standart oturtmalıyız sahada.. Kasımpaşa ve Mersin maçları ardından artık bir oyun standardımız bir ağırlığımız var dedik ama realist baktığımızda dün 5 yiyebilirdik herhalde buna kimsenin bir itirazı olamaz...

Bence ilk yarı sonu Beşiktaş’ın puan hedefi 30’dur.. Fazlası açıkçası bana hayal gibi geliyor.. Ondan sonra ise bambaşka bir ikinci devre geçirmek şart.. Benim bu gidişata göre görüşüm Galatasaray’ın futbol şansı devam etmez o da herkes kadar aksiliğe bulaşırsa sezon sonu 69+ şampiyon olur diyorum.. Aksi halde zaten Nisan sonu şampiyonda belli olacaktır..

Dün akşam o güzel futbol gecesini, egosantrik sorunları yüzünden katleden Fırat Aydınus’un acilen psikolojik denetime alınması gerek, bunu da buradan yetkililere iletiyorum.. Kimse aptal değil Fırat Bey, kendinizi komik duruma düşürüyorsunuz...

Sevgi, saygı, gaga, pençe..

TOLDO

Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Yazarın diğer yazıları
Bizi Takip Edin
Karakartal Twitter Karakartal Facebook Page Karakartal RSS Karakartal İphone Karakartal Mobil
En çok okunan haberler
AVRUPA'DAN FUTBOL