"Lucescu'nun takımın başına geçeceği yolundaki söylentileri ilk duyduğumuzda çok sevinmiştik. G.Saray gibi bir takımı şampiyonluğa taşımış bir hoca ile çalışmak bizim için büyük bir avantajdı. Ancak sezon öncesi yapılan kamp döneminde tam bir hayal kırıklığı yaşadık. Lucescu, idmandan çok toplantı yapıyor, adeta hepimizi bunaltıyordu.

Taktik ağırlıklı idmanları bölüyor. Bize G.Saray'dan örnekler veriyordu. Akşamları da, elindeki maç kasetlerini tekrar tekrar seyrettirerek bizi bezdiriyordu. Takıma gelişinin ilk iki ayı kendisini sevmekte, ve yaptıklarını anlamakta zorlandık. Ancak zamanla şablonunu oturttu. Bizi 3 cephede koşturmaya başlayınca yaptıklarının değerini daha iyi anladık.

İlk yarının son 5 maçı ikiye bölündüm. Bedenen sahada, kafa olarak aklım transferdeydi. Bir yandan gelen teklifler, diğer yandan da yöneticilerimizin 'İmza at' baskısı yüzünden bunalmıştım. Ancak bu ikilemde Sergen devreye girdi ve bana 'Beşiktaş'ta paran kalmaz, hakkını fazlasıyla alırsın at şu imzayı' dedi. Ben de onu dinledim. Şimdi çok mutluyum."