
“Bugüne kadar başta futbol federasyonu ve Merkez Hakem Kurulu olmak üzere, futbolumuzla ilgili kurumların yıpranmaması için büyük bir sorumluluk ve fedakarlık örneği gösterdik. Beşiktaş olarak, herşeyi hakederek, emek vererek ve tırnaklarımızla kazıyarak elde etme ilkesinden bir an bile vazgeçmedik. Spor etiğinden hiçbir zaman şaşmadık. Türkiye’nin bu gergin ortamında örnek bir kurul olmaya çalıştık. Ancak dün oynanan Beşiktaş-Fenerbahçe karşılaşmasında orta hakem Muhittin Boşat’ın ve yardımcısı Evren Dölek’in maç yönetimi dışında herşeye benzeyen, futbolu ve Beşiktaş’ı katleden tavırları ve ayrıca maç öncesinde meydana gelen gelişmeler karşısında dehşete düşmüş bulunmaktayız.
Değerli Basın mensupları... Beşiktaş-Fenerbahçe maçı öncesinde utanç verici girişimlerde bulunulmuş, sonuçta tehditlere boyun eğilerek sahaya birer tetikçi olarak Muhittin Boşat ve Evren Dölek adlı şahıslar salınmıştır.Bu şahıslar, hakeme bile gerek olmayacak kadar sakin ve olumlu geçen maçı bir anda katlederek, Beşiktaş’ın bir yıllık emeğini ve kulübümüze en az 5-6 milyon dolar gelir getirecek şampiyonlar ligine katılma hakkımızı gaspetmişlerdir.
Merkez Hakem Kurulu da bu gasp eyleminin başlıca suç ortağı olmuştur. Bu dehşet ve utanç verici olaylara yakından bakalım. Bir, böylesine önemli bir maçı yönetebilecek niteliklere haiz, kamuoyunun üzerinde birleştiği çok sayıda hakemimiz olmasına rağmen bu isimler dikkatli bir planla tek tek devre dışı bırakılmış ve yerine güdümlü olarak her maçında hakem skandallarına neden olan Muhittin Boşat ve yardımcıları atanmıştır.
İki... Maç yönetmedeki acizliği defalarca kanıtlanmış ve verdiği kart kararlarıyla Beşiktaş’ın haklarını daha önce de yemiş olan bu hakemin ve yardımcılarının atanması yapılır yapılmaz, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı, 11 Nisan 2002 Perşembe günü Merkez Hakem Kurulu Başkanı Bülent Yavuz’u aramış. Sahada aleyhimize bir şey olursa Türkiye’yi başınıza yıkarım diyerek alenen ağır bir tehditte bulunma cüretini göstermiştir.
Üç... Merkez Hakem Kurulu Başkanı Bülent Yavuz, tehdit olayından sonra Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy’u derhal haberdar etmiş olmasına rağmen maalesef bu tehdidi sineye uçekmiş. Bu tehdidin altında ezilmiş ve basiretsiz hakemlerin bugüne kadar olduğu gibi baskılar altında maç yönetmesine yine sessiz kalmıştır.Bunun sonucunda Beşiktaş-Fenerbahçe maçının üç puanı sürekli olarak verdikleri demeçlerle Federasyonu ve Ligi karalayan, Merkez Hakem Kurulu’nu tehdit eden ve disiplin kurulunun cezasını hiçe sayan bir kulübe diyet olarak sunulmuştur.
Dört... Federasyon ve Merkez Hakem Kurulu, tehditler altında ezilmişken ve hak mahrumiyeti cezası almış bir kulüp başkanı şeref tribününün ön sırasında devletin üst düzey yetkilileriyle birlikte oturmuşken, Muhittin Boşat gibi acizliği ve yetersizliği defalarca kanıtlanmış bir kişiyle kim olduğu ve ne amaçla bu maça verildiği meçhul Evren Dölek adlı şahsın hangi baskı veya vaadlerle sahaya çıkmış olacağını kestirmek hiç de zor değil.Sözü geçen kişilerin sahadaki karar ve tavırları, aldıkları talimatı harfiyen yerine getirdiklerini göstermektedir.
Beş... Aynı Muhittin Boşat’ın geçen yılki Fenerbahçe maçında futbolcularımıza yapılan sertlikleri nasıl görmeyerek, Ahmet Dursun’a haksız bir kırmızı kart gösterdiği...Bugünkü Galatasaray maçında takımımız 2-0 öndeyken verdiği anlamsız ve gereksiz kararlarla oyunun temposunu nasıl düşürdüğü... Rizespor-Diyarbakırspor maçını boks maçı sanıp önündeki yumruklama olayına nasıl seyirci kaldığı ve o aldığı maçlarda pozisyonları nasıl 30-40 metre uzaktan izlediği herkesin malumudur.Hal böyleyken, hakemlikten hiçbir biçimde nasibini almamış bu kişinin ve bayrağına bile sahip olamayan yardımcısı Evren Dölek’in hala hakemlik yapıyor olması ve Beşiktaş-Fenerbahçe maçına verilmeleri futbolumuz için utanç vericidir. Ve şaibe kaynağıdır.Bu hakemler, elbette böylesine bir skandal yönetimden sonra kendilerine biraz altı ay, ya da bir yıl maç verilmeyeceğini biliyorlardı. Ancak onlar maçı katletme ve Beşiktaş’ı şampiyonlar liginden elde edeceği 5-6 milyon doları gasp etme cesaretini gösterebilmişlerdir. Sözü geçen bu kişiler, bu cesaretlerini hangi güvencelerden, hangi sözlerden ve hangi vaadlerden almışlardır. Bugün asıl üzerinde durulması ve sorgulanması gereken budur.
Altı... Beşiktaş’ın dünkü maçta hakkının yendiği ve canının yakıldığı maçtan sonra bizzat Fenerbahçe ikinci başkanı Sayın Nihat Özdemir tarafından açıkça belirtilmiştir. Biz lig şaibeli derken, Beşiktaş’ı bizi yanlış bırakmıştır. İşte bu akşam canları acıyınca şaibeyi gördüler, diyen Özdemir’in kendisi maçın ve hakemlerin davranışlarının şaibeli ve hakemlerin Beşiktaş’ı yanıltmayı amaçladığını resmen açıklamış bulunmaktadır.Ve bu maalesef Türk sporu için gerçekten esef ve utanç vericidir. Öte yandan Fenerbahçe Başkanı maç öncesinde televizyon kameralarına ligin şaibeli olduğunu belirtmiş ve bu şaibe hemen ardından sahada bütün görkemiyle icra edilmiştir.
Değerli basın mensupları, sözlerimin başında da belirttiğim gibi biz Beşiktaşlı olarak her zaman kendi gücümüze güvendik. Her zaman başarılarımızı tırnaklarımızla söke söke kazandık.Kavgadan uzak durduk. Kurumlarımızı ve hakemlerimizi korumaya çalıştık. Ancak görülmektedir ki, şaibe şaibe diye bağıranlar futbolumuzu şaibe batağına batırmışlardır. Merkez Hakem Kurulu bu saldırılar karşısında aciz kalmış, tehditlere boyun eğmiş ve Muhittin Boşat ve Evren Dölek gibi maşaları futbolu katletsinler ve Beşiktaş’ın haklarını gaspetsinler diye sahaya sürmüşlerdir.
Esas yapılması gereken bu kişilerin Merkez Hakem Kurulu Başkanı ve üyeleriyle olan ve iki yıldır süregelen ilişkilerinin araştırılmasıdır. Bugün bütün kulüp başkanları istedikleri zaman Merkez Hakem Kurulu Başkanını arayıp, emirler ve hatta tehditler yağdırabilmektedir.Şunu açıkça belirtmek isterim ki, ben Beşiktaş Kulübü Başkanı olarak Merkez Hakem Kurulu Başkanı’nı bugüne kadar bir kez dahi aramış değilim. Ancak böylesine kokuşmuş ve temel kuralları yerle bir edilmiş bir ligde yeralmaktan gerçekten utanç duyduğumuzu açıkça belirtmek isterim.Bizler, üç puan için ya da başka karanlık çıkarlarımız için hiçbir zaman değerlerimizi satılığa çıkartmadık.Bundan böyle Muhittin Boşat ve Evren Dölek gibi hakemliğin yüz karalarına karşı her zeminde hakkımızı sonuna kadar arayacağız.Bu ülkede sadece gördüğünü çalan, sadece ve sadece futbolun hizmetin olan hakemlerin en büyük destekçisi olacağız.Bu ülkede kurumların eyyam yapmadan, tehditlere boyun eğmeden futbolumuza hizmet etmesi için mücadele edeceğiz. Beşiktaş’ın hakkını yemeye yeltenenlerin yakasına yapışacağız.
Beşiktaş, spor dünyamızda namusun, temizliğin ve ahlaklılığın teminatıdır. Ve öyle olmaya da devam edecektir. Saygılarımla, kamuoyunun bilgisine sunarım...
Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Arda Güler: "Alonso bunları istiyor"

İlkay Gündoğan, Al Ain maçına damga vurdu!

Al Hilal'den Angelino transferi için karar!

Santi Cazorla peri masalını tamamladı: Real Oviedo 24 yıl sonra LaLiga'da!

Szczesny, Barcelona ile yeni sözleşme imzalayacak

Chelsea'ye yeni golcü: Kolo Muani

Al-Hilal'in McTominay hamlesi Napoli'den reddedildi!

Bayer Leverkusen, Jarell Quansah için el sıkıştı!

Arda Güler'den ayrılık yanıtı!

Milan, Granit Xhaka ile anlaştı!
