
Turkcell Süper Lig'de 6 yıl aradan sonra mutlu sona ulaşan Beşiktaşımızda heyecan, coşku ve sevgi seli bir an olsun durmak bilmiyor. Dillere destan şampiyonluk kutlamasının ardından şimdi sırada yeni hedefler var. Önce Avrupa diyecek Kara Kartal, ardından lig... 34 haftalık zorlu maratonda birçok zorluk yaşadık... Kaybettik, yılmadık... Kötü oynadık, susmadı tribünler... Hep beraber koştuk şampiyonluğa, tüm Beşiktaş taraftarı...
Taraftarımızın buluşma noktası olan Karakartal.com'un sevilen ve beğeniyle takip edilen yazarı Eray Erdal, 34 hafta boyunca Beşiktaşımızı kaleme aldı. Eleştirdi, yol gösterdi, destekledi ve sezon başından bu yana yazdıkları bir bir ortaya çıktı. Erdal, "Beşiktaş'a şampiyonluk yaşayan bir teknik adam lazım" dedi, yılların tecrübesi Mustafa Denizli geldi şahlandırdı Kara Kartal'ı... Henüz sezon başlamadan "Beşiktaş Şampi..." diyen Erdal, yazılarında adeta geleceği görür gibiydi... İşte sizler için derlediklerimiz....
TECRÜBEYİ SATIN ALMAK (22.05.2007) (Tigana sonrası sezon başı yeni hoca arayışı)
Takımın başına geçecek olan hoca mutlaka ama mutlaka şampiyonluk yaşamış olmalıdır. Aksi durumda başarı sadece tesadüfler ile gelir. Yıllardır şampiyonluğa aç Beşiktaş camiası artık kumar oynamak istemiyor. Seçilecek hocanın ne kadar Beşiktaş'lı olduğu önemli bir kriter olmamalı, gazetelerde adı geçen Samet Aybaba ya da Ertuğrul Sağlam kesinlikle Beşiktaş'ın hocası olmamalıdır. Bu isimler başarı kesin gelmez mi derseniz, gelmez derim ama gelme olasılığı da var o da %1 derim. Eğer bu oran sizin için yeterli ise bu isimleri takımın başında görürseniz rahat olabilirsiniz. Diğer taraftan şampiyonluk tecrübesi yaşamış bir teknik adam ile Beşiktaş'ın şampiyonluk şansı min. %33 olur. Bu oran yapılacak akıllı transferler ve rakiplerin durumu ile daha da yükseltilebilir. Farklı takımlarda olmak üzere en azından iki şampiyonluk yaşamış hocalardan oluşan bir teknik adam listesinden seçilecek hoca Beşiktaş'ın önünü açacaktır.
(Transferler ile ilgili bölüm – Yusuf ve Ernst in gelişi)
Bu oyuncular illaki teknik orta saha
elemanı olmak zorunda değil, tıpkı Zago gibi, Giunti gibi takımın saygı göstereceği, şampiyonluk tecrübesi olan oyuncular Beşiktaş'ın ihtiyacı olan
oyunculardır. Bu sene alınacak yabancıların kesinlikle genç olması için uğraşılmamalı, tam aksine yaşı otuz dayanmış ya da otuzundan gün almış
oyucular Beşiktaş'ın hedefindeki oyuncular olmalıdır. Hiçbir takım 11 genç oyuncu ile başarıya ulaşamaz.
Mart 2008 (Sampiyonluk yolunda giden Beşiktaş'ın Ertugrul ile işi cok zor)
…Beşiktaş'ın önündeki ikinci engeli ise Ertuğrul Sağlam oluşturuyor. Takımı buraya kadar bir şekilde getiren Ertuğrul Hoca, artık ne yapması gerektiğini bilmiyor. Çünkü şampiyonluk yarışının son haftaları ile küme düşme haftalarının son haftaları hiçbir şeye benzemez. Eğer bu tip yarışa daha önce girmediyseniz sizi çiğ çiğ yerler, farkında bile olmazsınız. Küme düşme hattında bir bakarsınız ligin son 5 sırasındaki takımı son 5 haftada 5 galibiyet almış, kendi evinde namaglûp bir takım önüne gelenden fark yemiş. Oyunun hiçbir bölümü artık ligin başına benzemez. Geçen sene Ertuğrul Sağlam yönetimindeki Kayserispor son altı haftada alabildiği iki galibiyet (ki bir tanesi son haftada ikinciliği garantileyen Beşiktaş'a karşı) yerine , biraz normal bir form sergilese bu sene Şampiyonlar liginde yarışıyor olacaktı…
BEŞİKTAŞ ŞAMPİ…(12.08.2008) Sezon oncesi yazım
Son sezonlarda Beşiktaş'ı hep beğenmeyen taraf olduk. Takım geçen sene son haftalara lider girdiğinde bile şampiyonluk bu sene Beşiktaş'a çok uzak diyorduk, bunları derken de sizlerden çok yoğun eleştiriler alıyorduk, ama şimdi daha sezon başlamadan tüm olumsuz etkilere rağmen çok rahatlıkla diyebilirim ki; bu sene Beşiktaş büyük ihtimal ile şampiyondur.
Şampiyonluğa ulaşmak için bazı dinamikler vardır, hem sizin takım olarak bunları yerine getirmeniz gerekir, hem de rakiplerinizin durumunu göz önünde bulundurmanız gerekir. Sizin takım halinde çok iyi olmanız yeterli ve önemli değildir, takım olarak diğerlerinden daha iyi olmanız sizi şampiyonluğa taşır. 1987-1988 sezonunda Ali Gültiken'in başına geldiği gibi 30 gol atıp gol kralı olamazken, yeri gelir 17 gol atıp, sezonun gol kralı oluverirsiniz. Şampiyonluk da aynen bunun gibidir, mühim olan çok iyi olmak değildir, rakiplerinden iyi olmak şampiyonluğa ulaşmak için yeterlidir.
Beşiktaş şampiyon olacak derken de, Beşiktaş'da her şey yoluna girdi, her şey çok iyi gidiyor demiyorum. Sadece, Beşiktaş rakipleri Fenerbahçe ve Galatasaray'dan daha avantajlı durumda diyorum. Peki, nedir bu avantajlar?
- Yeni Yabancı Hocalar
Her iki takım da bu sezon takımlarını Türkiye'yi hiç tanımayan, Türk futbolunun iç dinamiklerini bilmeyen hocalara teslim ettiler. Bu teknik adamlar iyi ya da kötü olmalarından ziyade Türkiye'ye uyum sağlama süreçleri ile ön plana çıkacaklar. Her ne kadar çabuk uyum sağlasalar da, bir adaptasyon devresi mutlaka olacak ve bu süreçte yapılan tüm kayıplar belki de ileride onarılamayacaktır. Bu durumda Beşiktaş, rakiplerine oranla lige bir adım daha önde başlayacaktır.
- Kadro Yapıları
Önceki sezon takımın en önemli ve takımı ateşleyen oyuncusu Tuncay'ı kaybeden Fenerbahçe şampiyonluğu da kaçırdı. Belki “Tuncay yok, şampiyonluk gitti” kulağa çok düz bir mantık gibi gelebilir ama ligin son haftalarında, pamuk ipliğine bağlı olan maçlarda, takıma bir kıvılcım gerektiği anlarda, Tuncay Fenerbahçe'de olsa idi, ligin görünümü kesinlikle çok daha değişik olurdu. Aynı mantıktan yola çıkarsak Fenerbahçe son senelerde takımın bel kemiği olan Aurelio'yu da kaybetti. Onun yerine kim gelirse gelsin, asla onun kadar verimli olamayacaktır. Geçen sezon Cisse'ye rağmen dökülen Beşiktaş defansının göbeğinin görüntüsünü, bu sene Aurelio'suz dağılacak olan Edu ve Lugano ikilisi alacaktır. Avrupa'nın önde gelen kulüplerinden teklifler alan ve Aurelio'nun varlığıyla desteklenen bu ikili bu senenin hayal kırıklığı olacaktır. Kadrosunu en azından adı duyulmuş, yıldız oyuncular ile güçlendirmeye çalışan Galatasaray ise tam bir yamalı bohça gibi oldu. Takımda bir uyum yakalanması sorun olacaktır. Yaşı oldukça ilerlemiş bir 11 ile savaşacak olan Galatasaray'ın gol yollarında yaşayacağı sorunlar da problemlerine tuz biber ekecektir. Rakiplerinin bu durumlarına karşı Beşiktaş, eksik gördüğü yerlere gerekli transferleri yapmış, forvet hattındaki zenginliğini bozmadan, defans ve orta sahasını güçlendirmiş, yeni sezona rakiplerine oranla çok daha hazır bir hale gelmiştir.
Bu saydığımız iki büyük ve önemli avantajın yanında Beşiktaş camia olarak şampiyonluğa susamış durumda, sezona iyi başlaması durumunda tüm iç ve dış dinamikler bir anda Beşiktaş'ın lehine dönecektir. Bu saydıklarımız eğer başka bir zamanda olsa idi, Beşiktaş şampiyon dememiz çok daha kolay olurdu ama maalesef Beşiktaş'ın yönetim ayağı çok eksik ve hiçbir şekilde uyum içinde çalışamıyor. Diğer taraftan şampiyonluk kupasına dokunmamış Ertuğrul Sağlam da Beşiktaş'ın dezavantajı olacaktır. Beşiktaş adına Beşiktaş seyircisi için dileğimiz; geçen seneden ders almış bir Ertuğrul Sağlam ve işleyen sistemi en azından bozmayan bir yönetim olacaktır.
TECRUBE SATIN ALINDI 14.10.2008 (Mustafa Denizli'nin gelişi ile ilgili yorumlarım)
Sezon daha yeni başladı sayılır ama geçen sene son beş haftaya lider giren bir Beşiktaş varken bile şampiyonluk kelimesini ağzıma almamıştım, şimdi ise şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki bu sene şampiyonluk hazırlıklarına bugünden itibaren başlanabilir. Tek adam pozisyonundaki Denizli hem geri planda kalması gereken Beşiktaş yönetimini ikinci üçüncü plana atar, hem de bu camiayı istediği ve de çok özlediği başarıya kavuşturur. Ne de olsa, bir buçuk sene geç de olsa, tecrübe artık satın aldındı !
UTANIYORUM 22.12.2008 (İlk yarıyı 6. sırada bitiren Beşiktaş hakkında)
Ey Beşiktaş'lılar; sanki son 10 yıldır sanki her sene Avrupa'da finallerden finallere koştuk da, büyük takımın hocası gibi konuşabilen, en büyük biziz diyebilen Denizli'ye altı ay sabredemiyoruz. Lütfen bari siz bu sergilenen oyunun bir parçası olmayın. Spor programlarını seyretmeyin, gazetelerde spor sayfalarını okumayın, gidin kendiniz Beşiktaş'ı seyredin sonra da kendiniz yorumlayın ve farkı sizler de hissedin.
Haftanın Ardından 26.01.2009 (17. hafta ve Beşiktaş hala 6.sırada – Ernst öncesi)
Sonuç olarak ligin ilk yarısı resmi olarak bitti ve futbol fakirliğinin zirve yaptığı ligimizde Beşiktaş'ın önü açıktır. Devre arasında takımı güçlendiren tek takım olan Beşiktaş eğer Cisse sorununu da çözebilirse şampiyonluğa ulaşması çok daha kolay olacaktır.
YUSUF BECKHAM (11.01.2009) (Yusuf'un gelişi)
Hafta içinde işlerim gereği yurt dışında idim. Cep telefonuma gelen mesaj ile düşünmeye başladım. Yusuf transferini ilk haber veren site olan Sporx'den bir dostum transferin bittiğini ve Yusuf'un kesin olarak Beşiktaş'da olduğunu haberini verdi. İlk düşüncem vizyonsuzca yapılmış bir transfer olduğu idi. Sonra oturdum biraz daha düşündüm ve …
Benim için futbolda genç yetenek diye bir kavram yoktur. Bir futbolcu ya gençtir ya da yeteneklidir. Sadece biraz yeteneği var diye genç bir oyuncuya genç yetenek diye kondurulan sıfat bence futbolun büyük bir yalanıdır. Futbolcu eğer yetenekli ise kendini 18 yaşında da belli eder 15 yaşında da. Sergen Yalçın'ı hatırlayın ya da çok geriye gitmeyin Arda Turan'ı düşünün. Her ikisi de ilk çıktıkları maçlardan itibaren takımlarını sırtlamaya başladılar. Beşiktaş'da zamanında genç yetenek diye oynayan çok futbolcu gördük, hepsi de silindi gitti. Şimdi Beşiktaş'da genç yetenek(!) Serdar Özkan oynuyor ama sonuçta bırakın takıma katkı yapmayı zarar bile veriyor.
Gelelim Beşiktaş'ın süper 10 numarası(!) Delgado'ya. Bugüne kadar tek başına aldığı ne büyük bir maç var ne de en ufak bir başarısı. Sürekli şans
verilmesine rağmen silik bir futbol oynamaya devam ediyor. 15-20 haftada bir attığı görüntü güzelliği olan golleri de çıkaracak olursanız Beşiktaş'a
katkısı kocaman bir sıfır. Tüm spor camiasının sahada yürüyor diye eleştirdiği ama Fenerbahçe'ye katkısı tartışılmaz olan Alex kadar bile mücadele
etmiyor. Ben bugüne kadar Delgado'nun girdiği bir ikili mücadele sonucunda sakatlandığı bir pozisyon hatırlamıyorum. Normalde 10 numaralı oyuncuların
en büyük sıkıntısı yediği tekmeler olması gerekirken rakip oyuncular Delgado'yu sertlikle durdurma gereğini bile hissetmiyorlar. Onlar da biliyor ki,
kendi haline bıraksan bile yapabilecekleri sınırlı olan sıradan bir futbolcu bu Delgado.
Bu uzun girişten sonra gelelim Yusuf Şimşek'e. Yüksek teknik kapasitesi ve her an oyunu değiştirecek bir yeteneği olduğunu herhalde tartışmayacağız. Yusuf'un akıllarda soru işareti bırakacak olan tek yönü olsa olsa yaşıdır. Peki, dünyanın en zorlu liglerin İtalya'nın şampiyonluk adaylarından Juventus'un en büyük kozu olan Nedved'in Yusuf'tan 3 yaş büyük olması bir tesadüf müdür? Ya da bu sezon kadrosuna Ranoldinho'yu katacak kadar zengin olan aynı zamanda kadrosunda Kaka'yı bulunduran Milan'ın emekliliğini yaşamak üzere Amerika'ya giden David Beckham'ı ara transferde kadrosuna katması bir futbol cahilli midir sizce? (Bu arada belirtelim Yusuf ve Beckham aynı sene doğmuşlar) Dünya kulübü olan Milan eğer Beckham'ı transfer ediyorsa, Beşiktaş'ın Yusuf transferi sonuna kadar doğrudur.
Futbol iyi oyuncular ile oynanır. Bir de sizin takımınız hedefleri olan bir takım ise ve hele hele takımınız Beşiktaş gibi yıllardır şampiyonluğa aç , en kısa zamanda başarıyı yakalamak zorunda olan bir takım ise futbolcuların yaşından ziyade oynadığı futbola bakarsınız. Futbol yeteneği 10 üzerinden 10 olan Yusuf Şimşek bu durumlar içinde yapılmış en iyi transferdir. Beşiktaş'ın bugün için yarınlara yatırım yapılacak lüksü ve zamanı yoktur. Tıpkı 100. yılda sezonun başında herkesin yaşlı eleştirdiği takımın arzu edilen başarıyı yakalaması gibi Beşiktaş'da bu sene kısa vadede başarıyı getirecek tecrübeli oyuncuları kadrosuna katmalıdır.
Sözün özü Yusuf Beşiktaş'a en fazla bu sene belki de önümüzde sene katkı sağlayacaktır ama takımın en eksik olan oyunun kaderini değiştirecek oyuncu eksikliği yönünden yapılan bu transfer bence doğru yapılmış bir hamledir. Bu transferin kulübün sırtına binecek maddi yükü de oldukça azdır.
Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın

Pep Guardiola'dan Ederson açıklaması!

Villarreal evinde galip geldi!

Son şampiyon Liverpool, son anlarda galibiyeti kaptı!

Napoli'de Lukaku endişesi!

Liverpool, Giovanni Leoni'yi açıkladı!

Igor Tudor'dan Kostic kararı!

Kolo Muani, Juventus'a doğru!

Nordi Mukiele'nin yeni durağı İngiltere

Napoli, Iğdır FK'den Özder Özcan ile anlaştı!

Berke Özer, resmen Lille'de!
