Güven Faktörü

Beşiktaş’lı oyuncular kendi potansiyellerinin farkında değiller, hala akıllarda ilk yarıda kaybedilen puanlar ve ezilen Beşiktaş var, hala arada takımda Ricardinho’nun olduğunu unutabiliyorlar. Birilerinin oyuncuları karşısına alıp onlara şunu aşılaması lazım, siz Beşiktaş’sınız ve maçın içinde her ne olursa olsun her zaman siz rakiplerinizden galibiyete daha yakınsınız. Belki Nobre ile bulunan golden sonraki sevinçteki hırs ve inanç bir çok Beşiktaş’lıyı sevindirmiş olabilir ama Beşiktaş için Konya karşısında geriye düşüp, beraberlik golünü bulması kadar doğal bir şeyin olmaması lazım. Beşiktaş’lı oyuncular bu sevinci ya Avrupa’da bir büyük maçta geriden gelince, ya da belki Türkiye’de bir derby maçta yaşayabilir ama Konya deplasmanında ilk yarıda beraberliği yakaladıkları zaman değil. Demek istediğim, oyunun normal akışı olan golde böyle bir stres patlaması, oyuncuların daha kendi büyüklüklerinin farkında olmadığının göstergesidir. Peki bu oyunculara bu güveni kim aşılayacak, ya Tigana ya da Ali Gültiken, ama ben maalesef her ikisinin de bunu yapabileceğine inancım yok.

Tigana Faktörü

İlk yarıdaki kadro saçmalıkları sonrası, bence dışarıdan gelen baskılar sonrası kurulan kadro bazı sorunları giderdi ama Tigana hala iki komik inadından vazgeçmeyecek gibi görünüyor. Modern futbolda yeri olmayan ofsayt taktiği ve kornerlerde yaptırdığı alan savunması Beşiktaş’ın başına daha çok dert açacak gibi gözüküyor. Beşiktaş yediği ikinci gol ofsayt mi değil mi beni ilgilendirmiyor, çünkü buna bir hakem ofsayt der, biri demez ama mühim olan Beşiktaş defansının rakibine bu şansı vermesidir. Yani yenilen golde bir ofsayt olsa bile bu hakemin değil, Tigana’nın hatasıdır. İlk yenilen gol ise tam evlere şenlik, belki ekranlardan bir şans golü gibi gözükmüş olabilir ama eğer maça gelip Beşiktaş’ın oyuncuların kornerlerindeki adam paylaşması görürseniz ve eğer bir Beşiktaş’lı iseniz, her kornerde bu sefer golü yedik diye endişeye kapılırsınız.

Zan – Baki Faktörü

Belki sizlerden de eski askeri jipleri sevenleriniz vardır, hani bu eskiden ordunun kulladığı jipleri alıp birkaç milyar masraf yapıp, üstü açık bir jipiniz olur, maliyeti çok azdır ve araç çok havalıdır, ama bilirsiniz araç sizi her an yolda bırakabilir. Ben kendi adıma şunu söyleyeyim, her ne kadar bu araçlara hayran olsam da, bütçem için ideal bir araç olsa da, ben bu araca güvenip yola çıkmam, çünkü bilirim ki, bir yere yetişmem gerektiği bir anda beni yarı yolda bırakacak ve her şeyi mahvedecek. Eğer cebimde yeteri kadar para varsa, alırım bu aracıda çekerim otoparka ve güneşli hafta sonu günleri, acelem olmadığı zamanlarda keyif ile kullanırım. Herhalde Gökhan Zan’dan bahsettiğimi hepiniz anladınız. Peki başlıktaki Baki faktörü ne diyeceksiniz; fazla uzatmayacağım, Baki Beşiktaş’ın futbolcusu değil.

Beşiktaş iyi başladığı ikinci yarı maratonunda ,bir anda yine iyice geriye düştü, önümüzdeki günler ne getirecek bilinmez ama defalarca söylediğimiz gibi Beşiktaş’ın en azından seneye şampiyonlar liginin anahtarına ulaşabileceği ikincilik hedefinden ve inancından kopmaması lazım.