Futbolcular özel maç olduğu için ciddiye almamışlar, hepsi tatilden dönmüş gibiydi. Bağıra çağıra onları normale döndürdüm. İkinci yarıda daha mantıklı oynadık. Ama orada 10 gol yemediğimiz için şanslıyız. Benim futbol anlayışımda özel maçların önemi yoktur. Hele Beşiktaş gibi bir takımda... Sergen, Zago, Nouma, Ahmet Dursun, İlhan, Ahmet Yıldırım sakatlıkları yüzünden hazırlık kampını kaçırdı. Bunların diğerlerinin çizgisine ulaşması zaman alacak. İdeale yakın 11, ilk kez Salı günü biraraya geldi. En erken 1 ay sonra kafamdaki Beşiktaş oluşur.

Elimde 5 tane forvet var. Bunların hepsinden de yararlanmayı planlıyorum. İlhan büyük yetenek ama özellikle Dünya Kupası'ndan sonra spotların altında çok parlamaya başladı. Nouma'dan da çok şey bekliyorum. Yönetimin Nouma'yı alacağını bilmediğim için Pancu ile Radu'yu İstanbul'a getirdim. Nouma gelince Radu'ya ihtiyacımız kalmadı. Ama Pancu'ya kefilim. İlk hazırlık kampını kaçırdığı için zamana ihtiyacı var. İstanbul'daki bazı maçlarda Ahmet Dursun'u orta sahada oynatmayı planlıyorum. Yani kazanmak için 3 forvet deneyeceğimiz maçlar da olacak.

3-5-2 sistemine sıcak bakmıyorum. Çünkü, defansta üçlü kurgu olursa, kanatlarla birlikte geride 5 kişi oluyor. Bunun yerine 4-3-1-2 veya 4-3-3'ü deneyeceğim. Orta sahada ne kadar bol adamım olursa o kadar iyi. Defansın ortasında Ronaldo ile Zago çok ağır. Tolga-Zago daha mantıklı bir ikili. Ali Eren'i de sağ kanatta kullanabilirim. En büyük ihtiyacımız iyi bir sağbek. Capone burası için biçilmiş kaptan. En önemlisi benim sistemimi biliyor. Ama herhalde daha önce G.Saray'da oynadığı için alınması konusunda bazı zorluklar çıkıyor.

Menajer Sinan Engin benim en büyük yardımcım. Futbolcularla ilişkileri çok iyi, futboldan anlıyor, benim işimi kolaylaştırıyor. 'Lucescu, Sinan Engin'in aldığı futbolcuları oynatmıyor' dedikodularına gülüyorum. Zafer, Kaan Dobra ve Tolga'yı 26 kişilik kadroda düşünüyorum. Eğer onlar 'Sürekli ilk 11'de oynamak istiyoruz. Bizi bırakın' derse, yapılacak bir şey kalmaz. Onlar istemediği sürece, Lucescu bu 3 futbolcuya da Beşiktaş'ın kapısını kapatmaz.

Bildiğiniz gibiyim. 24 saat futbol düşünüyorum. Örneğin, röportajı yaptığımız bu Q Jazz Bar'a hiç gelmedim. İstanbul'da böyle yerler olduğunun farkında değilim. Fırsatım olsa da böyle yerlere gelebilsem. Her gün sabahtan itibaren idman veya maç kasedi izleyerek kendimi hazırlıyorum. Dersimi iyi çalışmalıyım. AEK'dan yediğimiz 5 gol beni kamçılıyor. Bir daha böyle tatsız bir deneyim yaşamak istemiyorum. G.Saray'dayken de Bursa'da öyle bir hezimet yaşamıştık. Sonra şampiyon olduk. İnşallah aynısı Beşiktaş'ta da geçerli olur.

Yönetimle ilgili eleştirileri anlamıyorum. İyi bir takım yaratmak için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Bir düzineye yakın futbolcu aldılar. Taraftar da arkamızda. Bundan sonrası bana ve futbolcularıma kalmış. Ödeme yapılmadığına, bazı futbolcuların geçen seneden alacağı olduğuna hiç inanmam. Paraların ödendiğini biliyorum. Sonra öyle olsa ne olur ki? Dünya ekonomisinin hali ortada. Benim G.Saray'dan hâlâ alacağım var. Futbolda başarıyı yaratırsanız, kaynak arkadan gelir. Takımda para sorunu olduğuna dair en ufak bir işaret yok."