Bu haberi yazdır
Haftanın Ardından
Beşiktaş'ın hakemlere güvenmemek ile ne kadar haklı olduğunu bir kez daha gördük.  
Kaynak : Bugün
Haftanın Ardından
Ligimize verilen aradan sonra hem futbolu hem de Beşiktaş'ı izlemeyi özlemiştik. Duygusal bir havada gittiğimiz maçın öncesinde Beşiktaş sahaya İstanbul Erkek Lisesi'nin 125. yılını kutlayan bir pankart ile çıktı. Mezun olduğum lisenin adını tuttuğum takımın oyuncularının elinde görmek keyfimi ve duygusallığımı tavan yaptırdı.


Gelelim haftanın konu başlıklar halinde özetine;


Futbol: Vasatı aşamayan bir Beşiktaş vardı sahada. Takım oyunu olarak hevesli gözükseler de pozisyon bulmakta güçlük çektiler ama gereken ve çok önemli olan 3 puanı almasını bildiler. Resmi olarak ligin ilk yarısının bitmesinin ardından herkesin şampiyonluk yarışının dışında gördüğü Beşiktaş, daha ilk günden bir anda tekrar potanın içine girdi. Şunu bilin ki daha bu bir şey değil, bekleyin daha o sıralamada neler değişecek neler…

Tribünler: Lige verilen aranın getirdiği rehavetten olsa gerek, Beşiktaş tribünleri eski günlerindeki performansından oldukça uzaktı. Hakemin amatörce kararları ile sinirlenip verdikleri tepkiler belki de Beşiktaş'ın ceza almasına neden olacak. Herkesin Beşiktaş'ın en ufak açığını aradığı şu günlerde bence büyük hata yaptılar. Maçı oyuncular ile beraber yaşayan kapalıdan ben küfürsüz ama lafı gediğine koyan çok daha zeki protestolar beklerdim.

Selçuk Dereli: Beşiktaş hariç ligimizin tüm takımları kayıtsız şartsız hakemlere sonuna kadar destek olacaklarını açıklamışlar ve onlara güvendiklerini deklare etmişlerdi. Beşiktaş'ın hakemlere güvenmemek ile ne kadar haklı olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Beşiktaş-Denizli maçında oyuncular o kadar anlayışlıydı ki sahada hakem bile olmasa o maç sorunsuz biterdi, ama güreşçiden bozma fiziği ile hakemcik olarak gördüğüm Selçuk Dereli tek başına maçı yine katletmesini bildi. Sakın yanlış anlamayın Beşiktaş'ın hakkı yendi ya da Zapo hatalı atıldı demiyorum. Futbolu bu kadar bilmeyen, sadece taçların nasıl atılacağı ile ilgilenen, her iki takım için de abuk sabuk kartlar çıkartan bir Türk hakemi olduğu için ben kendi adıma utandım.

Büyüteç: Beşiktaş'ın gözden çıkardığı Cisse'nin yerine mutlaka bir adam alınmalı. Çünkü Beşiktaş Cisse'yi gözden çıkarırken Cisse'de belli ki Beşiktaş'ı gözden çıkarmış. İkinci yarıda oyuna girdi ama varlığı ile yokluğu belli olmadı. Mutlaka ama mutlaka yerine oyuncu alınmalı. Bir de Nobre konusu var, ne zamandır aklımda ama bir türlü yazmaya fırsat olmadı. Aslında çok iyi oynadığı bir maçtan sonra bunları yazmak isterdim ama Nobre Beşiktaş'ın ilk 11 oyuncu asla olamaz. Evet çok koşuyor, çalışıyor, iyi niyetli ama bence yeterli değil. Denizli maçındaki gibi takım kötü oynarken tek başına bir şeyler yapabilecek bir golcüye ihtiyacı var Beşiktaş'ın. Bu oyuncu da Beşiktaş'ın kadrosunda var: Bobo. Yapılması gereken Nobre'ye verilen şansın ona verilmesi ve Beşiktaş'ın ilk golcüsünün Bobo olduğunun ona hissettirilmesidir.

Galatasaray: Çok değil bundan sadece birkaç gün önce Galatasaray'ın başkanı hakemlere sonuna kadar güvendiğini süslü bir yemekte açıklamıştı. Hatta o gün bizim büyük(!) Türk medyası kendisini ayakta alkışlayıp, kendisini Beşiktaş başkanına örnek bile göstermişti. Tabi tüm hatalı kararlar lehine olunca her şey çok güzel oluyor ama Sivas maçında bir oyuncuları oyundan atılınca bir anda ayaklandılar. Ne hakemlerin art niyeti kaldı ne haysiyetleri. Trajikomik aslında, ama işte Türkiye gerçeği bu. Geçen yazılarımda yazmıştım, artık bırakın Beşiktaş'ın rakiplerini, Anadolu takımlarının bile hakkı yenince zerre kadar üzülmeyeceğim diye. Hatta çıkıp hakemlere sonsuz destek veren takımlardan biri umarım çok beğendikleri bu hakemlerin eyyamcı kararları ile birkaç puan kaybedip kümeye düşerler. İşte o zaman belki anlarlar hakkınız yendiği zaman ne hissediyor insan diye…

Genelde başka maçlardaki pozisyonlar beni ilgilendirmez ama Ümit Karan'ın pozisyonu bir memleket meselesi haline gelince bir iki cümlede onun için yazmak istiyorum. Bence kırmızı kart hatalı ama bunu ancak ben ve benim gibiler söyleyebilir. Yani iki gün önce Delgado atılırken bunu doğrulayanlara göre Ümit'in yaptığı hareketin cezasının idam olması lazım. Yazımın bu bölümünü yine Delgado oyundan atılınca bunu alkışlayanların lafı ile bitirmek istiyorum: "Ümit belki hatalı olarak atıldı ama hiç önemli değil, zaten maç 11 e 11 de gitse Sivas Galatasaray'ı yenerdi, o yüzden bu kartın pek bir anlamı yok!"

Sonuç olarak ligin ilk yarısı resmi olarak bitti ve futbol fakirliğinin zirve yaptığı ligimizde Beşiktaş'ın önü açıktır. Devre arasında takımı güçlendiren tek takım olan Beşiktaş eğer Cisse sorununu da çözebilirse şampiyonluğa ulaşması çok daha kolay olacaktır.Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Bizi Takip Edin
Karakartal Twitter Karakartal Facebook Page Karakartal RSS Karakartal İphone Karakartal Mobil
En çok okunan haberler
AVRUPA'DAN FUTBOL
En çok yorumlanan haberler