Türk futbolunun sembol isimlerinden Rüştü Reçber, Lig Tv'ye verdiği röportajda Beşiktaş ile yollarının ayrılışından, bundan sonraki hedeflerine bir çok konuda çarpıcı açıklamalar yaptı.
Deneyimli file bekçisi Beşiktaş ve Fenerbahçe'den ayrılması hakkında bilinmeyenleri açıklarken; Barcelona
kariyeriyle ilgili olarak çarpıcı ifadeler kullandı. Rüçtü Reçber, Barcelona'da Hollandalı teknik adam Frank Rijkaard'ın kendisine 'Seni oynatmak
istemiyorum' dediğini ve bu sözlerin ardından dönme kararı aldığını dile getirdi.
Ayrıca Rüştü Reçber, Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret
Orman'ın "Ben 39 yaşında bir oyuncuyu takımda görmek istemiyorum" sözlerinin ardından Türkiye'de futbol oynamama kararı aldığını açıkladı.
İşte Rüçtü Reçber'e sorulan sorular ve tecrübeli file bekçisinin cevapları...
-Sene 1988 Burdurgücü sonra Antalyaspor, daha sonra dile kolay tam 13 yıl Fenerbahçe. Kısa süreli de olsa Barcelona ve yine diğer bir takım
Beşiktaş. Evet, Rüştü Reçber'den bahsediyoruz. Var mı eksik saydıklarım?
Yok.
-Bu arada yüzyirmisi A olmak
üzere yüzotuz iki kere milli takım forması giydin, daha sonra 2003'te Dünyanın en iyi kalecisi unvanını aldın, Pele tarafından yaşayan efsaneler
arasında ilk 100'desin. Başka birşey kalmadı herhalde. Bütün bunları saydıktan sonra gözün hala arkada kaldı mı? Şunu da yapabilseydim diyor
musun?
Tabi ki insanın hedefleri bitmez, aslında benim hedefim bir kulüp takımında başarı elde edebilmekti. Kısmet olmadı, ancak
bunun yanında milli takımla çok güzel başarılar elde ettik.
"TÜRKİYE'DE FUTBOL OYNAMAMA KARARI ALDIM"
-Peki, başta soracağım soruyu hemen sorayım, futbolu bıraktın mı?
Şimdi, futbolu Türkiye'de oynamama kararı aldım. 3 ay
kadar oldu. Sayın başkan Fikret Orman'ın demecinden sonra bu kararı aldım.
"FİKRET ORMAN BENİ ÇAĞIRMADI"
-Sayın başkan Fikret Orman seni çağırdı neler konuştunuz?
Sayın başkan beni hiç çağırmadı. Yüz yüze gelmedik. Ben sadece
ekranlardan duydum benimle ilgili olan düşüncelerini, daha sonra da yüz yüze gelmedik.
"HEDEFİM 1 YIL DAHA BEŞİKTAŞ'TA
OYNAMAKTI"
-Peki bırakma kararını o zaman mı aldın?
Şimdi şöyle söyleyeyim. Benim hedefim 1 yıl daha
Beşiktaş'ta oynamaktı. 1 yılın sonunda jübile yapmaktı. Bunun planlamasını da biz Final Four için buraya gelen Barcelona Başkanı ile görüştük. 1 yıl
sonra onların Uzakdoğu turnuvası vardı. Oradan dönüşte, İstanbul'a gelerek benim jübile maçım için oynayacaklardı. Biz böyle bir plan yapmıştık, ancak
gelişmeler o yönde olmadı.
-Bu duruma üzüldün mü? “Biz artık seni düşünmüyoruz” dediler ki bıraktın.
Tabi şimdi
işin altından bu çıkabilir. Bu bir gerçek. Ben 1 yıl 2 yıl daha oynayarak Türk futboluna hizmet edebilirim, diye düşünüyordum. Kendimde bu gücü
gördüğüm için böyle bir planlama yapmıştım. Bunu veremediğimi düşününce üzüldüm. Yoksa diğer konular tamamen Beşiktaş başkanının veya hocasının aldığı
kararlardır. Onlara saygı duymak lazım. Profesyonellik bu çünkü.
"AMERİKA'DAN TEKLİF ALDIM"
-İki sene
oynadıktan sonra jübile yapacaktın. Şimdi Jübile yapmayı düşünüyor musun? Yoksa yurt dışında oynayacak mısın?
Amerika'dan bir
teklif vardı. Ben 2 yıl olarak ısrar ettim, ancak onlar 1 yılda ısrar ettiler. Önemli bir yerdeydi. 1 yıl için ailemin düzenini bozmak istemedim.
Düşünme süreci 2 ayımı aldı. 1 yıl için Avrupa veya Amerika'ya gitmek olmaz diye düşündük. Şu anda futbolu bıraktım diye bir açıklamamda olmadı zaten.
Bakacağım yine de ilerleyen zamanlarda net olarak karar vereceğim.
NEDEN TÜRKİYE DEĞİL?
-Şu anda net olarak
futbolu bıraktım kararın yok?
Şu anda yok. Hala hizmet etme gücüm var. Ben kalecilik yapmayı seviyorum.
-Neden
Türkiye değil kaptan?
Sağolsunlar, çok teklif veren kulüplerimiz oldu. Ben de onlara çok teşekkür ettim. Bir çok takımda uzun
süreler oynadım. Beşiktaş, Fenerbahçe gibi hedefleri olan camialarda oynadım. Şimdi buradan farklı bir yere gitmek, benim kimliğime zarar verir
endişesi oldu açıkçası. Hedef sayısı olan takım da çok az zaten. O yüzden böyle bir karar aldım. Amerika'daki teklif de bana hala açık ama biz bir
karar aldık.
"BEŞİKTAŞ'A KIRGIN DEĞİLİM"
-Peki Beşiktaş'a kırgın mısın? 2 sene daha oynayabilirim
diyorsun.
Hayır bir kırgınlığım yok. Oynayabilirim tabi ki. Bu profesyonel bir anlayıştır. Tek üzüldüğüm nokta belki şu olur;
sizin gibi karşılıklı oturarak kararlar alınabilirdi.
"BAŞKANIN TELEVİZYONDAKİ AÇIKLAMASI..."
-Benim
anlamadığım şu, sen neden hala Beşiktaş'ta değilsin, kimse sana bir şey söylemediyse? Bu kararın nereden çıktı?
Sayın başkanın
televizyondaki açıklamasını dinledim. Amerika'daydım ben. “Çok yaşlı futbolcuyu kadroda görmek istemem” dediğinde, bu lafın altında çok şey yatar.
Bunu anlamak lazım.
-Başkanın güzel bir teklifi vardı. Güzelce jübile yapalım. Bizde kaleci antrenörü olsun diye.
Bu tekliflerin hiçbiri bana gelmedi. Gelmemiş bir şey hakkında yorum yapmak doğru olmaz.
RÜŞTÜ REÇBER HANGİ TAKIMLI?
-13 sene Fenerbahçe, 5 sene Beşiktaş'ta oynadın. İkisi de çok büyük kulüp. Merak ediyorum Rüştü kendisini hangi takımlı olarak
görüyor?
Bu insanların bakış açısına göre değişir. Ancak gittiğim her yerde çok büyük bir sevgi ile karşılanıyorum. Bunun oluşumundaki en büyük etkenler tabi ki Fenerbahçe ve Beşiktaş'tır. Ancak bence en önemlisi Milli Takımdır. Milli Takım'da ben 15 yıl sürekli olarak oynayan birisi olarak, bu yaz Avustralya'da da resmi olarak milli takımı bıraktığımı simgeleyen bir maç oynadım. Onu da sayarsak 18 yıllda elde edilen başarılar, insanların gözünde ben artık bir milli futbolcu olarak gördükleri için de beni Beşiktaşlı veya Fenerbahçeli olarak ayırt ederler gibi bir endişem yok. Onlar beni hangi takımlı olarak görmek istiyorlarsa öyle görsünler.
"FENERBAHÇE'DE EN ÇOK ÜZÜLDÜĞÜM ŞEY TÜRKİYE KUPASI"
-Nerede daha çok mutluluklar yaşadın? Mutlu oldun?
Ben iki yerde de mutlu oldum. Fenerbahçe'de daha uzun süreli
olduğu için daha fazla şeyler yaşadım. Fenerbahçe'de en çok üzüldüğüm şey Türkiye Kupası alamamış olmamızdı. Ancak Beşiktaş'ta iki kez alarak
listemden onu da çıkarttım. Genelde zaten üzüntülerimiz skorlar ile ilgiliydi. İki camiada olmak da bana gayet mutluluk veriyor.
"GİTMEM HEM F.BAHÇE, HEM DE BENİM ADIMA İYİ OLACAKTI"
-Fenerbahçe'den ayrılış nedenin maddi miydi?
Hiçbir zaman maddi olmadı. Derin konulara girmek istemiyorum. Ben orada misyonumu tamamlamıştım. Orada son zamanlarda yaşadığım şeyler bana
bunu hissettirdi. Gitmemin hem benim, hem de Fenerbahçe adına iyi olacağını düşündüm. Ama maddi olarak kesinlikle alakası yok. Fenerbahçe'de oynarken
hiç bir zaman parayı mesele yapmadım. Çünkü benim oynadığım zamanda aldığım parayla, aynı dönemden takım arkadaşımın aldığı paranın 3 katı az parayı
alıyordum. Bunlara ben hiç tenezzül etmedim. Beşiktaş bana kapısını açtı. Ben de o kararı almıştım, o yüzden geldim.
"JÜBİLE YAPMAK
İSTİYORUM"
-İki ay düşünme sürem var diyorsun kaptan ve bu iki ay sonunda ailecek karar vericeksin. Bu karardan sonra mı
jübile yapacaksın?
Jübile şöyle yapmak istiyorum. Bir hayır kurumuna bağış yapmak istiyorum. Benim amacım yok. Yeter ki bunca
zaman güzel işler yapmaya çalıştık, bırakırken de bir hayır kurumuna bağış yapmayı düşünüyorum.
"BARCELONA İLE JÜBİLE MAÇI İPTAL
OLDU"
-Peki kimle yapmayı düşünüyorsun sayın kaptan?
Barcelona olarak düşünüyorduk, ancak Barcelona
iptal oldu. Şimdiki düşüncem oynamış olduğum iki büyük camianın karşılıklı oynaması diye düşünüyorum, ancak her iki kulübün de başkanları nasıl karar
verir bilemiyoruz.
AZİZ YILDIRIM, KATAR'A GİT DEDİ Mİ?
-Peki Fenerbahçe'den ayrılırken başkan Aziz
Yıldırım'ın sana, “Katar'a git sonra gel bizde antrenör ol” gibi bir teklifi oldu mu?
Hayır. Öyle bir şey yok.
"FENERBAHÇE İLE İLGİLİ MESAJLAR ATMADIM"
-Fenerbahçe şampiyonluğu Bursa'ya kaptırdığı zaman Rüştü'nün mesajlar
attığı, Fenerbahçelilerin çok üzüldüğü açıklandı. Bu konuda Aziz Başkan bir açıklama yaparak bunu anlatmaya çalıştı. Bu duruma bir açıklık getirmek
ister misin?
Ailecek görüştüğüm insanlar var. Türk futbolunda tabi ki her zaman konuşup, mesajlaşıyorum. Ancak benim bu insanlarla
herhangi bir şekilde ne Fenerbahçe ile ilgili bir diyaloğum olmuştur, ne de herhangi kötü bir şey söylemişimdir. Ben maçlardan önce arkadaşlarımı
arar, başarılar dilerim. Galatasaraylı, Fenerbahçeli, Beşiktaşlı veya herhangi biri olur. Bunu her zaman yaparım. Dolayısı ile böyle bir şeyin olması
söz konusu değil. Hiçbir Fenerbahçeli'den bana tehdit gelmedi. Bunu tüm Fenerbarçeliler bilir.
"RIJKAARD 'SENİ OYNATMAK İSTEMİYORUM'
DEDİ"
-Barcelona'da çok az kaldın. Bu senin için hayal kırıklığı oldu mu?
Dönmemin tek sebebi teknik
direktördür. Kulüp başkanı daha seçilmemiş, benimle anlaşma yapıyor. Seçimlerde benim ismimi kullanıyor. O şekilde başkan oluyor ve ben o şekilde
gidiyorum oraya. Giderken başkan bana iki hocadan bahsetmişti. Gelecek olanların benimle ilgili görüşleri olumluydu ancak ikisi ile de anlaşma
sağlanamadı ve Rijkaard geldi. Uzatmayayım, Amerika'daki kampa gittik. Lig başlamadan karşılıklı oturduk tercümanlarla birlikte ve bana direk olarak
şunu söyledi; “Ben seni lig'de oynatmayacağım. Belki UEFA'da oynatacağım” dedi. “Önce dil bilmiyor, daha sonra yabancı kontenjanı” dedi. Daha sonra
“anlaşamıyor” gibi bahaneler üretti. Ben de özel öğretmen eşliğinde İspanyolca öğrenmeye başladım. Bize Nihat'ı örnek gösterdi. İkinci sene oldu.
Çin'e gittik. Yine “Ben seni oynatmayacağım” dedi. Nedenini sorduğumda, “Artık bir nedeni yok. Ben seni oynatmak istemiyorum” dedi. Ben de oturarak
bir şey yapamayacağım için dönme kararı aldım.
"RIJKAARD'A SÖYLEYECEK ÇOK ŞEYİM OLURDU"
-Peki Rijkaard daha
sonra Galatasaray'a geldi. Hiç görüştün mü? Görüşseydin ne derdin?
Hayır görüşmedik, ama görüşseydik benim ona söyleyeceğim çok
şey olurdu, onun bana diyecek hiçbir şeyi olamazdı. Türk'lerin misafirperverliği vardır biliyorsunuz, bunu zedelememek için hiç karşı karşıya
gelmedim, gelmek istemedim. Bir insan “Kötü kalecisin” diyebilir, “Senden memnun” değilim diyebilir, ama beni dil ile, kontenjan ile bu hale
getiriyorsunuz ben de o sorunları aşınca bana hiç bir açıklama yapamıyorsanız, orda kalmanın bir anlamı olmayacağını düşündüm.
"SPORTİF DİREKTÖRLÜK YAPABİLİRİM"
- Rüştü Reçber futbolu bıraktıktan sonra futbolun içerisinde kalacak
mı?
Antrenörlük ile ilgili gerekli çalışmalarımı yapıyorum. Şu anda da herhangi bir kulüpte antrenörlük yapma hakkına sahibim.
İkincisi sportif direktörlük olabilir. Futbol veya sporu o camiadan gelen birileri yönetmeli diye düşünüyorum. Futbolu daha çok yöneten insanların da
futboldan gelmelerini ve sosyal bir kadroda olmalarını isterim. Yorumcu da olabilirim. Yazı da yazabilirim. Hep sporun içerisinde olmak istiyorum.
-Sportif direktörlük Türkiye'de çok etkin değil. Bu imkanları Türkiye'de bulabileceğine inanıyor musun?
Bunu
Türkiye'de uygulayan tek bir takım var; Kayserispor. Zaman zaman büyük kulüplerimiz yapmaya çalıştı, ancak hiçbiri sürekli hale getiremedi. Bu çok
büyük eksiklik aslında. Zamanla ilerleyen dönemlerde bu durumun değişeceğini düşünüyorum. Şu anki yöneticilere bir şey söylemiyorum, ancak hem
emekleri hem zamanları hem de paralarından oluyorlar, ancak sportif direktör kullandıkları zaman bunlardan daha az fedakarlık yapmak durumunda
olacaklar. Tabi bu zaman isteyen bir iş.
"PARREIRA VE TERİM İLE ÇALIŞIRDIM"
-Peki kaptan bu sportif
direktörlük yetkinle çok yerli ve yabancı adamla çalışacaksın. Tercihin hangisi olur?
Yabancı olarak Carlos Alberto Parreira ile
çalışırdım. Türk olarak da Fatih Terim gibi bir insanla çalışmak isterim.
-Genelde yerli mi yabancı teknik direktör taraftarı
mısın?
Ben yerli teknik direktör taraftarıyım.
RÜŞTÜ REÇBER'İ EN ÇOK ETKİLEYEN TEKNİK ADAMLAR
-Bir çok teknik adamla çalıştın. Seni etkileyen teknik direktör hangisidir?
Hangisi değilde hangileri diyelim. Bir Fatih
Terim. İki Mustafa Denizli. Üç Carlos Alberto Parreira. Dört Şenol Güneş ve Ersun Yanal'ı da buna ekleyebilirim. Gençlik, ustalık, kalfalık dönemleri
vardır. Bu insanlardan çok şeyler öğrendim. Hepsi farklı karakterde olduğu için ben onlardan çok şeyler öğrendim. Mesela Fatih hocayı anlatmaya iki
kelime yetmez. Biz fubolcular kendi aramızda şöyle söyleriz, “Fatih hoca mezardan birisi gelse, oynatır” deriz. Biz inandık. Mustafa hoca, sabah idman
saatinde senin gözlerine bakar ve isteyip istemediğini anlar, “Sen bugün içeri gir biraz dinlen” der. Şenol hocayla milli takımda çalıştık. Kendisi
kültür ve bilgili bir insan. Ersun Yanal çok bilimsel bir insandır. Futbol ve bilimi ilk biraraya getiren ender insanlardan birisidir. Ondan da çok
şeyler öğrendim.
KURDUĞU İLK 11
-24 yıllık futbol kariyerinde nasıl bir 11 yaparsın? Kaleye seni
koyalım hemen.
Kaleyi sona bırakalım. Sağ bek olarak Ümit Davala'yı seçerdim. İki göbek olarak Uche ve Högh. Sol beki iki önemli
oyuncu ile oynadım; Hakan Ünsal ve Abdullah. İkisini ayırt etmek imkansız. Önde dörtlü yapacaksak, Emre'yi koyarım. Oğuz Çetin'i koyarım. Sağ tarafa
Nihat'ı koyarım. Sol tarafa da Arda,'yı koyarım. Santraforda da Hakan'ı öne arkasına da Hagi'yi veya Alex'i koyarım.
EN İYİ YABANCI
OYUNCULAR
-Türkiye'ye gelmiş en iyi yabancı oyuncular?
Bana göre Hagi, bir de Alex diyorum. Tafarrel'i
de ekleyebilirim. Çok önemli bir kalecidir kendisi.
-Kaleci olarak kimlerden daha çok şey öğrendin?
Ilie Datcu.
Kulakları çınlasın. Bana atlamayı o öğretti. Fenerbahçe'ye geldiğimde çok şeyi ondan öğrendim. Bir de milli takımda çok az bir araya geldiğimiz Rasim
Kara vardır. O da altyapıyı bana ilk kurduran odur. İkisinden çok şey öğrendim.
"BREZİLYA'YA YENİLDİĞİMİZ MAÇ..."
-Futbol hayatında sende çok acı bırakan, seni üzen veya sevindiren maçlar hangileridir?
Benim içimde iki tane maç ukte
kalmıştır. Biri 2002 Dünya Kupası'nda Brezilya'ya yenildiğimiz milli maç. Diğeri de 2008 Almanya – Türkiye maçıdır. İkisini de hak etmedik.
Şanssızdık. Brezilya başka bir grupta olsaydı, biz muhtemelen final oynardık. O bir şanssızlıktı. Ama 2008 Almanya maçında galibiyeti hak etmiştik.
2-2 olduktan sonra yenileceğimiz aklımıza gelmedi. Colin Kazım yerde yatıyordu. Topu dışarı atıp Fair Play yapsalardı, biz o golü yemezdik. Eksik
taraftan geldiler ve biz golü yedik.
BEŞİKTAŞ VE FENERBAHÇE KABUL ETMEZSE...
-Jübilede iki takım da kabul
ederse, yapacak mısın, yoksa jübile yapmadan mı bırakacaksın futbolu?
İki takımdan birisi kabul ederse yaparım. Etmezlerse de çok
önemli isimler bir araya gelir. En azından bir gösteri maçı yaparız.
"QUARESMA'YI ÖNCE ANLAMAK LAZIM"
-Quaresma ile oynadın. Antremanda beraber oldun. Nasıl kişilikte birisi sence?
Bir kere onu önce anlamak lazım. Dışardan
baktığınız zaman, öyle kolay kolay gülmez ancak onu anladığınız zaman aslında gülen bir insan olduğunu görürsünüz ve anlarsınız. Şu anda sıkıntılı bir
dönem yaşıyor şu anda ve karakterli bir çocuk aynı zamanda, yıldızları tutmasını ve yönlendirmesini bileceksiniz. Quaresma da bir yıldız ve o yüzden
onu nasıl yönlendireceğinizi, kıvama getireceğinizi bilmeniz lazım. Şu anki durum çok içler açısı bir durum değil, ancak bence takımda oynar.
"ALEX'İN YAPTIĞI DA DOĞRU DEĞİL"
-Sen Alex'i de yakından tanıyosun. Peki Alex'in ‘tweeti'nde “Hoca beni
kıskanıyor” yazdı. Bu ‘tweet'ini nasıl değerlendiriyorsun. Alex'i de bize biraz anlatır mısın? Tam 8. senesi ve bu zamana kadar hiç bir şeyi
olmadı.
Ben Alex ile tam 3 yıldır oynadım. Beyefendi, sessiz işini seven ve ailesine düşkün bir yapısı var. Tweet olayına gelince,
eğer aile içerisinde bir sorun varsa, bu bir oda da çözülebilir. Bunun dışarı yansıması ve yansıdıktan sonra polemiklerin oluşması doğru değil.
Alex'in yaptığı da doğru değil. Çok uzatıldı ve büyütüldü, ancak aile içerisinde çözülebilirdi.
HANGİ OYUNCULARLA OYNAMAK
İSTERDİ?
-Peki kaptan hangi oyuncularla oynamak isterdin?
Ben Türkiye'de olduğum için hep Türkiye'yi
konuşuyoruz. O kadar çok insan var ki, ben Barcelona'da ikinci yılımda Messi'yle oynadım, Iniesta'yla oynadım. Xavi ile oynadım. Baktığınız zaman
dünyanın yıldızları ile oynadım, ancak Türkiye'ye baktığınız zaman ben Hagi ile oynamak isterdim. Hakan Şükür ile kulüp takımında oynamak isterdim.
Günümüzde Arda ile oynamak isterdim. Bir kulüpte bir araya gelmek istediğim çok futbolcu oldu. 2003 – 2004 kadromuzda oldu gibi ancak malesef genelde
oynamak istediğim futbolcular başka takımlarda oldular.
ALEX Mİ, HAGİ Mİ?
-Alex ile Hagi'yi
karşılaştıranlar var. Senin oyun hangisinden yana olur?
Hagi'den yana olur. Neden diye sorarsanız, hem Türkiye'de Galatasaray'ın
başarılarında önemli katkıları oldu, hem de Avrupa'daki UEFA Kupası ve Süper Kupa'da faydası oldu. Tek taraflı olmadı. Zaten Türkiye'ye geldiğinde bir
yıldız olarak geldi. Barcelona'da oynamış bir yıldızdı hemde. Alex de çok yetenekli bir oyuncu ancak başarısı sadece kulüp bazında. Kıyasladığımız
zaman ikisininde kulüplerine çok faydası oldu ancak Hagi'nin artıları çok. Alex'te henüz böyle artılar yok.
"ARDA'YI İZLEMEKTEN KEYİF
ALIYORUM"
-Hangi futbolcuyu seyretmekten çok keyif aldın?
Arda'dan çok keyif alıyorum şu anda.
Arda'nın bir tek eksiği vardı. Onu da kapatmış. Arda İspanya'ya gittiğinde tam seviyede değildi, ama onu kapatmış ve artık çok rahat bir şekilde 90
dakika oynayabilir ve üstüne bir 30 dakika daha oynayabilir. Onu almış. İlk giitiğinde de hocasının tek dediği buydu. Ben Arda'yı çok iyi gördüm.
Maşallah. Böyle devam eder inşallah.
MİLLİ TAKIM HAKKINDA DÜŞÜNCELERİ
-Peki milli takıma gelmişken, onlar
hakkında ne düşünüyorsun?
Ben Avusturya'da onlarla beraberdim. Gittiğim zaman direk arkadaşlıklara, sohbete bakıyorum. Geleceğimiz
açık bence milli takım olma yolunda çok iyi adımlar atılmış. Biz sabredersek bu takım çok iyi yerlere gelecek. Estonya maçına bakıldığında kalite
açısından iki takım bir araya konmaz ancak dünkü maçta bize bir ışık verdiler. Bir takım olmak için sadece biraz zamana ihtiyaç var.
HAMİT VE SELÇUK HAKKINDA...
-Maçı izlediğine göre kulübede oturan Hamit'in yüz ifadesini ve Selçuk'un gol
attıktan sonraki yüz ifadesini neye bağlıyorsun. Milli Takım forması giyen futbolcuların küsmeye hakkı yok diye düşünüyorum. Sen ne
düşünüyorsun?
Katılıyorum. Hamit'i çok gülerken göremezsiniz zaten. Hamit öyle bir yapıya sahip. Selçuk'un da o düşünceler
içerisinde olduğunu tahmin etmiyorum, ama anlık bir tepki vermiş olsa bile yanlış. Futbolcunun milli takımda kapris yapmaya, surat asmaya, hoca ile
kötü diyaloga girmeye hakları yoktur. Buraya kimse gelemez, gelmek içinde çok kişi can atar. Sadece burada olmak sizin için yeterlidir. Selçuk'a bir
konuda kızdım. Gidip hocasına sarılması lazımdı. Ama bunların altında art niyet aramamak lazım.
"ABDULLAH AVCI'YA SAYGI DUYMAK
LAZIM"
-Abdullah hoca ikinci maçta da Selçuk'u oynatmadı. Basına göre kadro yapmam düşüncesinde dediler. Ancak ben öyle
olmadığını düşünüyorum.
Bende size katılıyorum. Bir kere burası milli takım ve 30 kişi içerisinden 11 kişi oynar. Diğerleri niye
oynamadım demez. Hocamız buraya gelmek için çok yollardan geçti ona da saygı göstermemiz lazım. Hocada onu söylüyor. Hiçbir zaman art niyet aramayan
birisi bildiğim kadarıyla. Zaten hiçbir hoca bindiği dalı kesmek istemez. O da ona göre takım çıkartıyor.
-Kaptan ben sorularımı
bitirdim. Senin eklemek istediğin bir şeyler var mı veya benim sormayı unuttuğum herhangi bir şey var mı?
Teşekkür ederim. Keyif
duydum. Sevindim. Tekrardan görüşmek üzere diyorum.