Bu haberi yazdır
Recep Çetin: "Bu yılı atlatırsa Sergen Yalçın çok daha büyük hoca olur"
Beşiktaş tarihine damga vuran isimlerden Recep Çetin, eski takım arkadaşını çok daha zorlu bir sezonun beklediğini söyledi.  
Recep Çetin: Bu yılı atlatırsa Sergen Yalçın çok daha büyük hoca olur

Otoriteler tarafından tüm zamanların en iyi sağ bekleri arasında gösterilen Recep Çetin'le Türk futbolu, sağ bek ve Beşiktaş'ın dünü bugünü üzerine bir sohbet gerçekleştirildi. Süper Lig'in yeni ekibi Adana Demirspor'da Samet Aybaba'nın ekibinde yardımcı antrenörlük yapan Recep Çetin'i Adana ekibinin yeni sezona hazırlandığı Bolu Koru Otel'de Hürriyet'e açıklamalarda bulundu.

"Kimse beklemiyordu, şampiyon yaptı"

-Sergen Yalçın geçen yıl Süper Lig ve kupada şampiyonluk yaşadı. Bu çıkışı nasıl değerlendiriyorsun?

Hiç kimsenin beklemediği, hiç kimsenin büyük beklentisi olmadığı Beşiktaş'ı şampiyon yaptı. Müthiş bir çıkış. Sergen'i uzun yıllardır tanırım. Çok düzgün bir insandır. Kimseyle bir işi olmaz ama kimseyi de takmaz. Kendi dünyası, kendi hayatı vardır, onu yaşar. Fakat bu sezon çok daha zor olacak. Çünkü her takım güçlenmeye, biraz daha üzerine koymaya başladı. Beşiktaş'ta da üzerine koyulması gereken mevkiiler var. Sergen bu seneyi de bu şekilde atlatırsa, bana göre artık çok daha iyi çok daha büyük bir antrenör sıfatına bürünmüş olacaktır. Sergen için önemli olan sene; bu sene.

"Kadroda Topal'ın olması avantaj"

-Sergen Yalçın'ın yaptığı transferleri nasıl buluyorsun?

Yerli ön libero pek yok. Oysa rotasyon yapacağın maçlar olacaktır. Lig, kupa, Şampiyonlar Ligi gibi kulvarlarda çok uzun bir maratona çıkıldığında en az 50-60 maç oynayacaksın demektir. Bu zorlu maratonda her oyuncuya ihtiyacın olacaktır. Bazen o kadar mecbur kalıyorsun ki; çok genç bir çocuğu sahaya atıyorsun ve kaybediyorsun. Belki çok yetenekli genç ama bir karşılaşmada belki de kaybolup gidebilir. Bu nedenle Sergen'in elinde Mehmet Topal gibi bir tecrübenin olması çok büyük bir avantaj.

-Sihirli bir değnek dokunsa, eski Recep bu dönem 20 yaşında olsa...

Bizim dönemimizde şartlar farklıydı. Kulüpler için iyi yabancı transferi yapmak çok zordu. 3 oyuncu alınıyordu orada da gelen oyuncular Türkiye'ye Afrika ülkesi gibi muamele yapıyordu. Şimdi düzen değişti, sistem değişti. Futbolun o yıllarda getirisi azdı, şimdi ise fazlalaştı. Televizyon kulüplere daha fazla para veriyor kulüpler de futbolculara daha fazla para veriyor. Fakat kulüpler gelen paraları doğru şekilde harcamıyorlar, eğer doğru harcasalar kimseye ihtiyaçları olmaz.

"Gordon, Beşiktaş'ın çehresini değiştirdi"

-Gordon Milne deyince ne düşünürsün?

Beşiktaş'ın çehresini değiştiren adam. Gordon Milne'nin takımın başına geçmesinden sonra Beşiktaş'ın rotası değişti. Büyüklerin içinde Beşiktaş o gelene kadar hızla geriliyordu. Gordon ve onun getirdiği başarılarla hedefler, çizgi hep yukarı oldu.

-'O dönemin efsane kadrosu daha ünlü ve usta bir teknik adamın elinde olsa daha büyük başarılar gelirdi' yorumu için sen ne dersin?

Herkes bir şey söyler. Konuşmak kolaydır ama uygulamak zordur. Kesinlikle bu fikir, doğru bir fikir değil. O dönem 3 yabancı oynatabiliyordunuz. İyi oyuncular Türkiye'ye gelmiyordu. 100 bin dolarlık oyuncu getirebiliyordun. O da hem takıma çok büyük katkılar sağlamıyor hem de altyapındaki genç oyunculara bir şey gösteremiyordu. Şimdi kaliteli oyuncular geliyor, altyapılara da örnek oluyorlar.

"Gökhan, Zeki ve Sabri"

-Senin de tanıklık ettiğin zaman diliminde Türkiye'ye gelmiş geçmiş en iyi sağ bekler sence kim?

Benden sonra gelenler içinde Gökhan Gönül var, Zeki Çelik var, insanlar beğense de beğenmese de Sabri Sarıoğlu var. Çünkü Galatasaray'a onun döneminde belki de 20 sağ bek alındı ama hep Sabri oynadı.

"Avrupa'da gelişiyorlar"

Türkiye'de sağ bek ve sol bek pozisyonları için çok oyuncu yetişmediği iddia ediliyor. Sen ne düşünüyorsun?

Bek ve stoper mevkiine çok yabancı transferi yapılıyor, Türk gençleri Süper Lig'de oynama şansı bulamıyorlar. Oysa bekimiz Zeki Çelik, Lille'de şampiyonluk yaşadı, Mert Müldür, Sassuolo'da. Artık bizim çocuklarımız lejyoner oldu. Milli takımın yüzde 90'ı Avrupa'da oynuyor. Onlar Türkiye'de bulmadıkları şansı Avrupa'da buluyorlar. Bu sayede gelişimleri oluyor, doğru oynamayı öğreniyorlar.

"En iyisi Les Ferdinand'dı"

-Senin döneminde gelen en iyi yabancılar kimlerdi?

Hiç tartışmasız Les Ferdinand. 19 yaşında Gordon sayesinde pişsin diye geldi. Beşiktaş'ta müthiş oynadı. Bir santrforda olması gereken her şey vardı.

"Metin, Ali, Feyyaz, Rıza... Hepsi üst düzeydi"

-Senin oynadığın dönemde en beğendiğin futbolcu kimdi?

Metin, Ali, Feyyaz, Rıza... Hepsi çok üst düzey futbolculardı. Beşiktaş'ın tarihini değiştirmiş, ruhu değiştiren oyuncular. Elbette o yıllardaki tüm ekibi de işin içine katmak lazım.

"Beşiktaş benim evim, çağırırlarsa giderim"

-Hayallerinde bir gün Beşiktaş'ta çalışmak var mı?

Benim hayatımın en güzel 14 yılı Beşiktaş'ta geçti. Orası benim evim. Bazen acı, bazen tatlı hatıralarımız oldu. Namağlup şampiyonluğu da namağlup ucu ucuna kaçan şampiyonlukları da yaşadık. Ben Beşiktaşlıyım. Bana ihtiyaç olduğunda çağırırlar, gideriz.

"Seba çok farklıydı"

· Süleyman Seba'yı bize anlatır mısın? Nasıl bir başkandı kendisi?

Çok farklı bir insandı. Şu anda öyle bir başkan yok. Çünkü hayatını Beşiktaş'a adamış bir başkandı. Biz ondan insanlığı, insanlara davranışı, büyüğünle büyük, küçüğünle küçük olmayı, rakibe saygıyı, insana saygıyı, her şeyi ondan öğrendik.

-Sana göre o yıllarda yaşanan başarıda en büyük pay kime ait? Başkan Seba mı? Gordon Milne mi? Serpil Hamdi Tüzün mü? Yoksa kadronun bütünü mü?

Bana göre kesinlikle Süleyman Seba...Ben 14 yıl takımda futbol oynadım başkanımı kampta veya tesislerde ya 4 ya 5 kez görmüşümdür. Gelmezdi. Neden? Başkan yani! 'Çocuklar ayaklarını uzatarak oturur, bacak bacak üstüne atar, ben gidersem rahat edemezler' derdi. Hem sevgi dolu hem otoriterdi. Baba gibiydi., Kararları hep kulüp yararınaydı. Çok farklı bir başkandı. O da futbolun içinden geldiği için her şeyi biliyordu. Bu çok önemli bir detay ve çok önemli bir örnek. Futbolu idare edenler futbolun içinden gelseler bu çok doğru olur.

-Senin döneminde gelen en iyi yabancılar kimlerdi?

- Hiç tartışmasız Les Ferdinand. Henüz 19 yaşındayken Gordon sayesinde pişsin diye Beşiktaş'a geldi. Beşiktaş'ta müthiş oynadı. Bir santraforun üzerinde barındırması gereken her şey vardı. Üst düzey, kaliteli, büyük futbolcuydu. Ama daha de önemlisi çok karakterli ve iyi insandı. Bir de Stefan Kuntz tabii ki. Alman milli takımının oyuncusuydu, o da gerçekten çok büyük bir futbolcuydu. Ama Ferdinand bir başkaydı. O dönem Alan Walsh'ı da getirmişlerdi. "Futbolu bırakmış Beşiktaş için gelmiş', 'Başkan Seba'nın asker arkadaşı' filan denildi ama gayet yararlı oynadı. Ekstra bir oyuncu muydu? 'Hayır değildi', standardı belliydi ama verimli oynadı, şartlara göre değerlendirmek lazım.

-Bize bir Süleyman Seba hatıranı anlatır mısın?

O kadar çok var ki hangisini anlatsam? İzmir'de kupayı kazanmış uçakla İstanbul'a dönüyorduk. Uçakta onları yenip kupayı aldığımız rakibimiz Trabzonspor da vardı. Bizim yanımıza geldi 'Kesinlikle sevinmeyeceksiniz. Rakibimiz uçakta' dedi. Biz mecburen sessiz sakin oturduk uçakta.

 

Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Bizi Takip Edin
Karakartal Twitter Karakartal Facebook Page Karakartal RSS Karakartal İphone Karakartal Mobil
En çok okunan haberler
AVRUPA'DAN FUTBOL