Bu haberi yazdır
"Quaresma ahengi bozuyordu"
Beşiktaşımızın savunma oyuncularından Ersan Adem Gülüm, verdiği röportajda önemli açıklamalar yaptı.  
Kaynak : Vatan
Quaresma ahengi bozuyordu

Beşiktaş'a 2010-11 sezonu başında Adanaspor’dan kiralık olarak gelen, sergilediği iyi performans sonrası olaylı şekilde bonservisi alınan ancak üst üste iki diz sakatlığı yaşadığı için toplamda 1.5 sezon neredeyse hiç oynayamayan Ersan Gülüm, sezonun ilk yarısının ortasında formasını sırtına geçirdi ve Samet Aybaba’nın değişilmezi oldu...

Eski gücü ve hırsına kavuşmuş gözüken, 14 Kasım 2012’de oynanan Danimarka maçında da A Milli Takım aday kadrosuna çağrılan Ersan, kariyerine dair bilinmeyenleri, kişisel özelliklerini, Türk futbolunu ve kendi gözünden Beşiktaş’ı VATAN’a anlattı...

Sezon başında ‘FEDA’ deyip, Beşiktaş’la sözleşmesini 2015’e kadar uzatan 25 yaşındaki oyuncunun en dikkat çekici sözleri, takımın bu sezonki farklılıklarına ilişkin olanlar...

Ligin ilk yarısında daha çok koşarak, daha fazla mücadele ederek başarılı olduklarını belirten Ersan, geçmiş yıllarda kadrolarında çok sayıda yıldız oyuncu bulunduğunu, buna karşın beklentilerin altında kaldıklarını söylerken, söz takımdan ayrılan Quaresma’ya geldi. Portekizli oyuncu için "Quaresma’nın oyun stili görsel olarak çok çekiciydi. Farklı bir vuruş tekniği vardı. Ama sürekli arkasını kapatmak durumundaydınız. Hiçbir zaman ileri gittiğinde gerisini düşünmezdi.

‘ŞOV YAPIYOR AMA...’

Bu sezon mesela Uğur ileri çıktığına Olcay onun yerine geçiyor. Veya Hilbert bindirdiğinde Holosko bölgesini kapatıyor. Geçen sene Hilbert çıktığında Quaresma’nın onun yerine geçtiğini hiç gören oldu mu? Bu sene işte bunu başarabiliyoruz, yardımlaşmak için uğraş veriyoruz. Tabii ki Quaresma yetenekleri üst düzey bir futbolcu, sahaya çıktığında tüm taraftarları coşturabiliyor ama takım oyunu söz konusu olduğunda Quaresma takımın ahengini bozuyordu. Yetenekleri, futbolun şov kısmı takıma bir şey kazandıramıyorsa bu faydadan daha fazla zarar veriyor" yorumunu yaptı.

‘Ernst keşke FEDA deseydi’

"Bu sene keşke Ernst ‘Feda’ deseydi. O gitmeseydi daha farklı olabilirdik. Çünkü çok tecrübeli ve ne zaman nerede duracağını biliyordu, fazla koşmasına gerek kalmadan, tecrübesiyle açığını rahatça kapatabiliyordu."

"Batuhan'a biraz daha şans vermek gerekiyor. Çünkü o sezon başı kampında yoktu. Bunun olumsuz etkisi olabilir. Biz camia olarak bir bütün olmalıyız."

"Ben topla çıkmayı ve ara pası vermeyi seven bir oyuncuyum. Ama bunu çok fazla yapma şansım yok. Çünkü Almeida uzun topları seviyor ve gelen her türlü yüksek topu indiriyor. Böyle olunca sen de ona göre oynamayı seçiyorsun."

"Sezon başında herkes kadrolara bakarak öngörülerde bulundu ve bu sezon bizim G.Saray’ın 2 sene öncesinde olduğu gibi 13. sıralara kadar düşeceğimizi iddia ettiler. Ama biz birkaç hatayı yapmasaydık şimdi farklı şekilde liderdik."

"Avustralya’ya 2 senedir gitmiyorum. Çünkü uğursuz sayıyorum ben orayı. İlk sakatlığımın ardından oraya gidip ameliyat olduğum için pişman oldum. Keşke gitmeseydim. Bizdeki doktorlar ve imkanlar daha iyi, hep kontrol altında olmak çok önemli diye düşünüyorum."

‘Guti benim en iyi arkadaşım’

"Guti ile beraber çok iyi dost olmuştuk. O dönemde herkes bir şeyler söyledi, dedikodular yaptı. Neden yaparlar bunları anlamıyorum. Guti gibi bir yıldızla kim arkadaş olmak istemez ki? Ama herkes de olamaz tabii. Şu an bile benim en iyi arkadaşlarımdan biri ve olmaya da devam edecek."

‘Evlenmek istiyorum’

"En kısa zamanda evlenmeyi ve bir yuva kurmayı düşünüyorum. Evliliğin daha iyi olacağını düşünüyorum. Daha da fazla bekâr kalmanın anlamı yok. Bu yolda ilerleme de sağlamış durumdayım. Ailem de bunu çok istiyor ve her şeyin hayırlısı olsun diyorum bu konuda. Yaşımın geldiğine inanıyorum."

‘İdolüm Toraman’

"Tek arzum İbrahim Toraman gibi uzun yıllar istikrarlı bir şekilde Beşiktaş formasına hizmet etmek. Zaten heykeli dikilecek biri varsa o da İbrahim Toraman’dır. Benim için en büyük idoldür kendisi."

‘Yabancılarla aram daha iyi’

"Ben takımda yabancılarla daha iyi anlaşıyorum. Bu da kültür farkından kaynaklanıyor herhalde. Türkçem çok iyi olmadığı için esprileri ya geç anlıyorum ya da anlayamıyorum. Bu demek değil ki Türk arkadaşlarımla kötüyüm. Onlarla da iyiyim. Ama bir dili öğrenmiş olmak, o dili konuşanların kültürünü öğrenmene yetmiyor."

‘Anne eli hep iyi gelir’

"İkinci sakatlığım beni kendimden aldı. Odama girer, kapıyı kilitler, lambaları kapatır, hıçkıra hıçkıra ağlardım. Çok iyi durumdaydım oysa ki. 4.5 ay eşekler gibi çalıştım, Kuvvetlenmiştim ve ağrılarım geçmişti. Bir an önce takıma girebilmeyi arzuluyordum çünkü üzerimde bir baskı vardı. ‘Ersan Beşiktaş’a sakat sakat transfer oldu’ dediklerini zannediyordum. Acele etmişim. O zamanlar 23 yaşındaydım ve genç olduğunuzda birçok şeyin farkına varamıyorsunuz."

"Çok kötü günler geçirdim. Futbol hayatımın bittiğini düşüyordum. Annem ve babam psikoloğa götürmek istediler, kabul etmedim. Ama çok uğraştılar iyileşmem için. Annem kremler alır bacağıma masaj yapardı. Anne eli işte, her zaman iyi gelir. "

"Sakatlıklar sonrası hayata bakış açım değişti. Artık vücuduma dinlenme fırsatı tanıyorum. İ.Üzülmez ve Rüştü ağabey bunu yaparlardı. Tesislere herkesten önce gelirler, idman yaparız beraber, ardından odalarına dinlenmeye geçerler ve herkes gittikten sonra çıkarlardı tesislerden. Hep imrenmişimdir onlara ve şimdi ben de uygulamaya çalışıyorum. Artık genç değilim."

‘Kötüysem kendimi cezalandırırım’

"Ben öyle bir kişiliğe sahibim ki; boş veremem. Mesela kötü bir maç oynayınca, eve giderim, kapımı kilitler, ışıkları kapar ve ‘Ne hatalar yaptım, niye bunlar oldu’ diye düşünürüm. Ve ceza veririm kendime. Dışarı çıkmam, bazen de yemek yemem."

Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Bizi Takip Edin
Karakartal Twitter Karakartal Facebook Page Karakartal RSS Karakartal İphone Karakartal Mobil
En çok okunan haberler
AVRUPA'DAN FUTBOL