Portekiz santrancı
        		
	        		Akşam gazetesi yazarlarından Ali Ece, Beşiktaş'ımızın UEFA Avrupa Ligi'ndeki Braga zaferini her iki takımı da kıyaslayarak kaleme aldı.  
	        		
        		
        			        	Kaynak : Akşam
            
                 
        				Zaten geçen yılın sürpriz UEFA finalisti Braga bir nevi Portekiz'in G.Birliği tadında bir takım. Liginde hiç şampiyon olamayan ama son yıllarda bütçesinden çok daha büyük işlere imza atan Braga ilk 11'inde toplamda 57 kez milli formasını giymiş oyuncular vardı.
Beşiktaş 11'inde yer alan 3 Portekizli ise toplamda 124 kez Milli Takım'da oynamışlardı. Fernandes'in hem yaşını hem de daha önce geçirdiği şanssız sakatlıklardan sonra siyah beyaz formayla yakaladığı harika form grafiğini hesaba katarsak, Socrates'i hatırlatan bu siyahi futbol harikasının Portekiz formasını çok daha fazla giyebilecek kalitede bir yetenek olduğunun herkes farkında.
Son 6 lig maçında 6 galibiyet alan ve lider Benfica kadar puan toplayan Braga, oyuncuların bireysel yeteneklerinin toplamından daha yetenekli bir takım. UEFA Kupası'nda da finale Fernandes gibi bir özel yetenekten çok bu 'takım yeteneği' özelliğiyle kaldı.
Ancak Beşiktaş'ın bireysel açıdan Braga'ya göre daha yetenekli olan ilk 11'i, takım gibi oynamayı başardığı ölçüde bu turu geçmeye daha yakın kaliteye sahipti. Bu kalite farkını Braga'nın teknik direktörü Jardim de farkındaydı. O yüzden fazla risk almadı. Ancak futbolda risk almamak bazen en büyük risktir. 'Carvalhal'ın santrforsuz satrancı' kadar Braga'nın 10 kişi kalması da Jardim'in risk almadığını sanarak yarattığı riski katmerledi.
Geçen sezonki UEFA finalinde Braga'nın bir Fernandes'i olsaydı, o final bambaşka olabilirdi. Dün gece de kayınvalidem örneğinde şahit olduğum gibi 'Braga satrancının veziri' Fernandes özel kalitesiyle, daha önce hiç futbol izlememiş bir kişinin bile dikkatini çekebilir, ona futbolu sevdirebilir.
Fernandes orkestra şefliğindeki Beşiktaş, UEFA'da Türkiye'ye göre daha iyi oynuyor, daha güzel futbol notalarıyla hem futbol yüreğine hem de futbol aklına hitap ediyor. Özellikle 'taktiksel akıl' bağlamında UEFA Ligi'ndeki Beşiktaş ile Türkiye Ligi'ndeki Beşiktaş arasında Dostoyevski'nin düşman kardeşleri Alyoşa Karamazov ile Dimitri Karamazov arasındaki çelişkiyi andıran bir fark var. Halbuki Beşiktaş'ın tarihi borçtan kurtulabilmesi için her sezon Avrupa kupalarına mümkünse de sürekli Şampiyonlar Ligi'ne katılması gerekiyor. Türkiye Ligi'nde de performansını Avrupa'da sürekli olmak hedefiyle yükseltmesi gerekiyor.Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
En çok okunan haberler
AVRUPA'DAN FUTBOL
	
Otobüs şoförlüğünden La Liga'da teknik direktörlüğe: Manolo!

Liverpool'da Arne Slot'un kader virajı!

Juventus, Luciano Spalletti'yi duyurdu!

Salih Özcan için ayrılık sinyali!

Arda Güler, Real Madrid'de ayın oyuncusu seçildi!

'Dünyada 2025 yılının en iyi futbolcusu' adayları açıklandı: Listede Türk yıldız da var!

Arsenal, Brighton'ı mağlup ederek kupada tur atladı

PSG, deplasmanda Lorient'e diş geçiremedi!

Roma, liderliğe oynuyor! Parma karşısında 3 puan

Kenan yine sahnede! Juventus, Udinese engelini aştı

Como sahasında üç golle üç puanı aldı!
En çok yorumlanan haberler
 
  
 
 



















 
                                 
                                 
                                 
                         
                         
                         
                        