Akşam yazarı Alen Markaryan, gündemde yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi.

İŞTE MARKARYAN'IN SÖZLERİ

"G.Saray, Konya'ya kaybedince... Ki beklediğim sonuçtu, bir göz atayım dedim bizim alt komşu Twitter ahalisine! Heyhat! Kimse G.Saray'ın mağlubiyetini dillendirmiyor bile. Millet oturmuş, MHK başkanı Lale Orta hanımın yayıncı kuruluş ve VAR odası sprintlerini anlatıyor...

Dikkatimi çekti tabii ne işler dönüyor diye de aklıma gelmedi işte mağlup olunca Aziz Yıldırım taktiğine geçiş yapacaklarını!!! Biliyorsunuz Fener, Samiyen'de kaybedince maç sonu maçı soran muhabirlere, merdiven boşlukları hani boş kalacaktı diye ortalığı velveleye vermiş, Fener mağlubiyeti unutulmuştu bile!!!! Lale Hanım'ın G.Saray lehine olan görüntüleri yok etmeye çalıştığı ile ilgili haber yapıp, bunun doğru olup olmadığını anlamadan Okan Buruk'un maç sonu basın toplantısına kadar giden - sızan bilgi kirliliği ve onun yarattığı infial meğerse büyük komediymiş... İşin gerçeği ortaya çıkınca patlamalı kahkaha attık tabi...

Gelelim kuru fasulyenin faydalarına, ortalığı Rusya-Ukrayna bombardımanına çevirdikleri Donk-Zaniolo muhabbetinde yayıncı kuruluş yorumcuları %100 kırmızı diyor pozisyona. Lale Hanım da bunun üzerine VAR hakemine orta hakemi niye çağırmadın diye çıkışıyor... VAR hakemi Hakan Ceylan da ikinci bir açı olduğunu ve faul dahi olmadığını, ayrıca bu görüntünün yayıncı kuruluşta da olduğunu söylüyor... Ba ba ba ba!!!!

Bunun üzerine Lale Hanım, yayıncı kuruluşu arayıp elinizde pozisyonla ilgili Zaniolo'ya temasın olmadığını ispatlayan diğer görüntü varmış niye vermiyorsunuz diye fırça atıyor tabii... İş çatlıyor...

Sonra program sorumlusu istifa etmiş falan... Olaylara bakar mısınız? Okan Buruk da maçtan sonra çıkmış olayın kendi lehlerine işlediğini zannederek, "İnşallah böyle bir şey yoktur" diye olayı daha da gizemli hale getiriyor. Sormadın mı kendi topçuna Okan hoca, Donk sana vurdu mu vurmadı mı diye?! Bilmiyorsun sanki vurmadığını?! Peh!!! Kalkmışlar; bana, 28 dakika faul vermeyen adama maç yorumlatıyorlar... Vermez tabi ham görüntüyü, o kadar çok soru var ki... Nafile sevdalardayım! Neyse... Hadi kaldırın cenazeyi de görelim...

İkisine de terlik istirahati

Konya kalecisi Sehic, 2-1 öne geçtikleri golden sonra G.Saray tribünü önüne denk gelen gol sevincine ortak oluyor... G.Saray tribünlerine doğru Icardi sevinci yapıyor. Net tribünleri tahrik ediyor... Aynısını Samiyen'de Mapeza yapmıştı bize de ortalık harbi karışmıştı. Oradan biliyorum sıkıntılı durum yani... O dakikada hiçbir taraftar kaldıramaz o psikolojiyi. Net... G.Saray tribünü çıldırıyor haklı olarak... Buraya kadar tamamız değil mi? Mevzu da burada başlıyor zaten... Muslera, taraftar değil. Üst düzey profesyonel. Onun taraftar gibi gaza gelmesi normal de, taraftar gibi hareketlerini kontrol etmemesi anormal. Gidiyor Sehic'e "Sen ne yapıyorsun hesabı" iki eliyle sağlam giydiriyor... Kural ne diyor? Rakip oyuncuya hışımla düşmanca dokunamazsın. Dokunursan bedelini ödersin. Nedir bedel? Bir hafta terlik istirahati!!! Sehic? Çağıracaksın onu da, senin yüzünden o tribünde insanlar sakatlanabilir hatta ölebilirdi. Bu sorumsuzluğundan dolayı sana da kırmızı kart deyip perdeyi kapatacaksın. Alına al moruna mor... Sonra? Sonra sahilden Kaliforniya!!

Yalnızca gülüyorum!!!

Sivas-Fiorentina maçı, aynı A.Gücü-Beşiktaş maçı gibi bittiğinde, Sivas tribünlerinden bir çocuk, aynı A.Gücü tribünlerinden sahaya atlayan çocuk gibi koşarak, Beşiktaşlı futbolcu Josef engellemese olacak mutlak olay gibi Fiorentina oyuncusun burnuna indiriyor yumruğu... Ankara'daki maçta Josef'e sen niye engelledin adamı ne güzel filancanın burnunu kıracaktı, o yüzden suçlusun diye kırmızı kart ve bir hafta maç yasağı vermişlerdi, hatırlayın... Ben de bu köşemden UEFA'ya sesleniyorum... Eğer Fiorentinalı topçuya niye burnuna yumruk yedin diye ceza vermezseniz adam değilsiniz!"