Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, ''Sporun geleceği aydınlık mı?'' panelinde konuştu. Fikret Orman'ın sözleri şu şekilde;

Futbol kulüplerini yönetmek, bir sanayi kuruluşunu yönetmek gibi olmuyor. 2012'de Beşiktaş'a başkan olduğumda cirosu 78 milyon dolar civarındaydı. 330 milyon dolar da borcu vardı. 330 milyon dolar, 30 milyon doların üzerinde faiz oluşturduğunda 48 milyon dolar geliriniz var. Bunun da 43'ü bankalara temlik edildiği için elinizde 5 milyon dolar vardı. Onu yönetmek ve aynı zamanda skorsal başarılar yakalamak kolay olmuyor. Türk futbolu bütçeleri aşağıya çekip küçülerek ve gelirini artırarak bunu aşabilir. Sürdürülebilirliği şu anda zor bir duruma geldi.

''ARTIK SÜRDÜRÜRLÜK YOK''

Niçin yaşları büyük futbolcuya gidiyorsunuz? Zaten Avrupa ile 3 yıllık anlaşmamız var, oyuncu satmadan alamıyoruz. Genç oyuncuyu alacak bir finansman yok, öyle bir kaynağınız yoksa oluşmuş bir oyuncuyu alıp maaşını fazla vereceksiniz. Şartlar ve bilanço sizi ona itiyor. Artık bunun sürdürülebilirliği yok.

''CUMARTESİ DİVAN TOPLANTISI VAR''

Ben göreve geldiğimde en borçlu kulüp Beşiktaş'tı. Şu anda öyle değil ama bu sefer de taraftar memnun değil. 'Fikret Orman paralar nerede? tezahüratıyla ilgili yorumunuz nedir?' sorusuna Fikret Orman: "Cumartesi günü divan toplantımız var, bu konuyla alakalı açıklayacağım şeyler var. Onu o gün anlatayım, bugün burada Beşiktaş'ın iç olaylarını anlatmayayım."

La Liga 86 ülkede yayınlanıyor ve 86 ülkeye yayın hakkı satılmış durumda. Beşiktaş'ın Malmö maçının olduğu gün Almanya'da, Hannover'deydim ve izleyecek bir yer bulamadım. Kahve de, restoran da bulamadım. Almanya'dan bahsediyorum, Türklerin en çok yaşadığı yerlerden birinde izleyecek yer bulamadım.

''BEN TAKIMI BAHÇEDEN ALMADIM''

Ben Beşiktaş Kulübü'nü Dolmabahçe'nin bahçesinden almadım, Çağlayan'da 400 küsür dosyadan aldım. İyi bir finansal yapıda gidiyorsunuz ama maçı kazanamadığınız zaman olay paralar neredeye geliyor. Camia işi polemiklerle, Fenerbahçe ile kavga çıkartalım da buradan bir strateji çıkartalımdam bu işi kurtarmamız lazım.