“Sakarya maçında herkesin kafası Fener’deydi. Avrupa’da Kupa Galipleri Kupası kaldırıldığı için, Türkiye Kupası’nın bir anlamı da kalmadı, kupayı kazanıp müzeye götürmekten başka. 2. lig takımları için böyle mücadeleler, yılın maçı gibi. Sakarya önünde bu görüşe hakemin de katkısı oldu! Şans verdiğim gençlerin bırakın onbire, onsekize girmeleri için bile çok çalışmaları gerek.

İnternette çıkan yazımda, tercüme hatası yapılmış. Ben Fener maçında 1 puanın bizim için başarı olacağını söylemedim. ‘1 puanı alabiliriz, üç puan için haftalardır Fener’in yanında olan şansın biraz da bizim yanımızda olması gerektiğini söyledim. Fenerbahçe bu galibiyet serisine Galatasaray maçıyla başladı diyorlar. Eğer bu doğruysa, bizim için Fener’i yenmek, apayrı bir mutluluk olacak. Herkes Fenerbahçe’nin ligde kendi sahasındaki 24 maçlık galibiyet serisinin farkında. Ama her başlangıcın da bir sonu vardır. Eğer bunu başarırsak, inanılmaz mutlu oluruz. Hakemden mantıklı kararlar bekliyoruz. Çünkü bazen kartlarını unutuyorlar! Ancak Beşiktaş, 11 kişiden fazlasına karşı kazanmayı da bilmeli!

Divan kurulunda benim için ‘ırkçılık yapıyor’ denmiş. Ben Madida ile birlikte çalıştım. Bu tür haberler Türk basınında çıkınca, Alman gazeteleri de hemen birinci sayfadan manşet yapıyor. Herkes benimle uğraşıyor. Alman gazeteleri, derbiyi kaybedersek kovulacağımı yazıyor. Bunlara gerek yok, amaçları yıldırmaksa, ben zaten kendi kendime giderim.”

Burası benim ikinci vatanım. İmkansızlıklar içinde neler yaptığımı herkes görüyor. Beşiktaş’ı çalıştırmaktan mutluyum. İlhan’ın hala bir şeyler öğrenmek istemesi beni mutlu ediyor. Ama hayatımın en zor dönemini yaşıyorum. Derbinin sonucu ne olursa olsun, geleceğimle ilgili bir çok şeyi yeniden gözden geçireceğim.

Marttaki kongre, kalıp kalmayacağım konusunda karar vermem için çok geç. En geç yılbaşına kadar kararımı vermeliyim. Zaten buraya Bilgili’ye yardımcı olmak için geldim. Başkan göreve geldiği gündeki desteğe sahip değil. Oysa o, çok geniş bir vizyona sahip. Ona niye böyle yapıyorlar, anlamıyorum.

Transferde talep ettiğim hiçbirşey olmadı. Bunun aksini söyleyen yöneticiler, sizi kullanıyor. Mesela ben Mihatoviç’i istedim, yönetim Stavrum’u aldı. Aradaki farkı siz düşünün. Bu yüzden benim şimdiye kadar çoktan gitmiş olmam gerekirdi, geç bile kaldım. Gorbaçov’un söylediği gibi: Geç geleni hayat cezalandırır...

SANLI SARIALİOĞLU: Hemen kovun
Hayati önem taşıyan derbi öncesi Daum'un bu çıkışı affedilmeyecek bir hata, hatta ihanet. Adam yalnızca kendi prestijini kurtarmaya çalışıyor. Beşiktaş'ın başarısı onun için değer taşımıyor. Yönetimi suçlayıp iplerin bir an önce kopmasını amaçlıyor. Aslında yönetim önceki istifasında Daum'un yolunu kesmemeliydi. Artık ondan Beşiktaş'a hayır yok. Ben, F.Bahçe maçına Daum'la çıkmam.

HAŞMET BABAOĞLU: Bilgili'yi devirdi
Daum, hemen görevden alınmalı. "Bu maç için şansa ihtiyacımız var" diyen ve sürekli mızmızlanan bir teknik direktörle derbiye çıkılmaz. Daum, kendisine büyük iyilik yapan Bilgili'yi bu sözlerle Mart'taki kongreden önce devirmiş oldu. "Bu Beşiktaş UEFA'ya bile gidemez" dediği ve istifaya kalkıştığı sırada "Kal" diyen Başkan ve Yönetim Kurulu, Daum'dan daha fazla suçlu.

KAZIM KANAT: Geleceği gördü
Daum, Beşiktaş kulübüyle değil, arkadaşı Serdar Bilgili ile mukavele yaptı. Arkadaşı Bilgili, Mart'ta bırakıp gidecek. Yeni gelen yönetim Daum'la çalışmayabilir. Geleceğini tayin etmek açısından yaptığı çok mantıklı. Daum medyanın göremediğini gördü: Bilgili, bu kafayla görevde kalamaz. Aday olsa bile şansı yok. Daum "Nihat'ı satarsan Beşiktaş'ı satarsın" dedi. Bilgili, Nihat'ı satıyor; Daum da Beşiktaş'ı...