"Beşiktaş'ta görev yapan her futbolcu, terlerinin son damlasına kadar mücadele etti. Hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmadık. İnandığımız yolda yürüdük. 100. yılda bayrağı Ulubatlı Hasan gibi taşıdık ve hak ettiğimiz şampiyonluğu ilan ettik.

Beşiktaş Kulübü'nün kapısından içeri 11 yaşında girdim. Beşiktaş benim her şeyim. Canımda, kanımda, beyin hücrelerimde, kısacası vücudumun her yerinde... 7 yıl önce siyah beyazlı takıma tarihinin en yüksek parasını kazandırdım. İstanbulspor'a giderken Beşiktaş'tan şampiyon takımın oyuncusu olarak ayrıldım. 7 yılda maddi açıdan çok şey kazandım. Siyah-beyazın aşkı kalbimde her zaman yaşadı...

Beşiktaş'tan kazandığım para ile aileme ve kendime Fulya'da daire aldım ve hala orada oturuyorum. Gittiğim takımlarda emanetçi gibiydim. Ama hiçbir zaman kişilikli futbolumdan taviz vermedim.

Sezon başında İnönü'de taraftarların karşısına çıkarken, tribünlerin Nouma lehine tezahürat yapması, benim olduğu kadar takım arkadaşlarımın da moralini bozdu. Pascal Nouma'yı çok severim ama takıma yararı olduğu sürece... Önemli olan kulübeden değil, saha içinden şov yapmak. Yine de çok renkli bir arkadaşımızdı.

Futbol yaşantım boyunca hiçbir takım arkadaşım hakkında yorum yapmam. Takıma kimin yararı dokunuyorsa, alkışlarım. Bu sezon siyah beyazlı formayı giyen bütün arkadaşlarım tarihe geçti. Bir yıl içinde kurulan takımın şampiyon olması kolay iş değil.

Türkiye'de görev yapan her teknik adamın ayrı özellikleri vardır. Lucescu, inanılmaz bir insan. Onunla zaman zaman kavga ederiz. Ama hep kulübün menfaatleri için. O benim her maçta oynamamı istiyor. Ah, sol ayak bileğimdeki sakatlık olmasa...

Bugüne kadar hiçbir maçtan çekinmedim. Lazio maçı bizim için kaza oldu, hata yapıldı. İddia ediyorum, İtalyan takımı karşısında turu geçseydik, UEFA Kupası'nda final oynardık.

İnönü'de G.Saray'la oynadığımız final maçını unutamam. Maçtan önce başkanımız Serdar Bilgili'ye gol atacağıma dair söz vermiştim. Sözümü de tuttum. İkinci başkanımız Hüsnü Güreli, futbol şube sorumlumuz Yıldırım Demirören, Kıvanç Oktay ve Hüseyin Mican'la maçtan sonra soyunma odasında halay çektik.

Bazı futbol cahilleri, Beşiktaş'a geldiğimde, yönetimi ağır eleştirilerle yıprattı. Hatta bazıları benim gelmemle kulübü bırakacaklarını söylediler. Kalp hastası dediler. Hani hastaydım? Sakat, iyileşemez dediler. Hani sakattım? Şampiyon olduğumuzda o insanlara acıdım. Benimle röportaj yapmak için araya hatırlı kişileri koymaya çalıştılar.

Geçen yıl G.Saray forması altında Şampiyonlar Ligi'nde 8 maç oynadım ve çeyrek finale çıktık. Sarı kırmızılı takım şampiyon oldu. Bu yıl Beşiktaş'ı UEFA Kupası'nda çeyrek finale yüksetmenin ve şampiyon yapmanın mutluluğunu yaşadık. Beşiktaş'ın şampiyonluğunda bizler kadar taraftarlar da pay sahibidir. Özellikle kapalı tribünün özverisi unutulmaz.

Beşiktaş önümüzdeki yıl da şampiyon olur. Çünkü Beşiktaş'ın mükemmel bir kadrosu ve özverili oyuncuları var. Bu kadro iddia ediyorum, geçmişteki Rıza, Metin, Ali, Feyyaz'lı efsane kadro gibi tarihe geçecek. Belki 5 değil, ama üst üste 3 yıl şampiyon oluruz."

Sinan, A.Hassan, Okan, Emre ve Uğur gibi güçlü oyuncuları aldık. Süper bir golcüye ihtiyaç var. Hakan Şükür alınırsa faydalı olur. Çünkü hava hakimiyetimiz eksik.

Başkanımız Serdar Bilgili ve yöneticilerle çok iyi anlaşıyoruz. Bilgili ve ekibi bazen baba, bizlere bazen de arkadaş gibi yaklaşıyor. Bir takımda birlik ve beraberlik varsa başarı kendiliğinden gelir.

Beşiktaş'ın en büyük kazancı menajer Sinan Engin'dir. Sinan ağabey, takımı çok iyi motive ediyor. Antrenörümüz Feyyaz Uçar, teknik direktör Lucescu ile mükemmel ikili oluşturuyor."

Sergen, Slovakya maçı için çağrıldığı A Milli Takım kampından sakat olduğu için ayrıldığını belirtti ve "Milli görevden asla kaçmadım" dedi. Ay yıldızlı formayı giyebilmek için her zaman çaba harcadığını anlatan Sergen şunları söyledi: "Fatih Terim, Mustafa Denizli ve Şenol Güneş'li dönemlerde Milli Takım başarılı olmuşsa, bunda benim de payım var. Sakatlığıma rağmen bu sezon Beşiktaş'ın üç kulvarda verdiği mücadelelerin hepsinde yer aldım. Hiçbir zaman görevden kaçmadım. Bu Milli Takım için de geçerli. Kimse ile sorunum yok."