- Türk Milli Takımı’nın Almanya’ya gitmesine nasıl bakıyorsun?
Milli takım için Beşiktaş benzetmesini yapmam herhalde yanlış olmaz! Çok iyi ve teknik bir kadro olmasına rağmen bunu sahaya yansıtamadılar. Böyle bir sonuç kesinlikle beklemiyordum, ama her şeye rağmen rövanştan tur gelebelir. Burdaki maç daha da zor olacak. Ancak erken bir gol Türkiye’yi finallere taşıyabilir.
- İsviçre maçında eksik olan neydi?
Bu konuda yorum yapmak istemiyorum. Tek diyeceğim Türkiye rakibine göre çok daha güçlü ama bunu gösteremediler.
- Brezilya’sız Dünya Kupası düşünülemez, peki Türkiye’nin finellere katılamaması şampiyonayı nasıl etkiler?
Brezilya futbolda ayrı bir renk. Ancak son Dünya Kupası’nda gördük ki, Türkiye de farklı bir yerde. Japonya ve Kore’nin düzenlediği finallerde Türkiye ile iki kez karşılaştık. İnanın bizim açımızdan hem zor, hem de bir o kadar keyif veren maçlardı. Tribünler olsun, sahada sadece futbol ve golü düşünen iki takımın görüntüsü vardı. Final maçından farkı yoktu.
- Ailton, Tigana’ya, pas alamamaktan yakınmış. Buna katılıyor musun?
Ben aralarında geçen konuşmayı bilmiyorum. Ancak Ailton çok önemli bir santrfor. Bunu Almanya’da kanıtlamış bir oyuncu. Sıkıntıların Tigana ile birlikte en kısa sürede aşılacağına inanıyorum.
- Çalımbay’ın gönderilmesinden sonra, Tigana ile başlayan yeni döneme alıştınız mı?
Futbolda bu durum hep aynıdır. Büyük ve başarı bekleyen takımlarda istenilen sonuç gelmeyince ilk akla gelen isim teknik direktör olur. Rıza Çalımbay ile şahsi bir sorun yaşamadım. Ancak başarısız olduğu için böyle bir karar çıktı ortaya. Tigana, dünya futbolunun altın oyuncularından biri. Hocalık kariyeri de ortada. Burada işi zor. Birçok şeyi baştan değiştirmek zorunda. Bunun için zaman ve sabır lazım. Kesinlikle başarılı olacaktır. Yani hep birlikte olacağız. Buna mecburuz.
- İngiltere’de oynamış biri olarak, Türkiye ile arasında ne gibi farklar gördün?
Buna iki açıdan bakmak lazım. İki ülke de birbirinden çok farklı. Ben Türkiye’yi çok daha olumlu buldum. Her açıdan. İngiltere’de takımlar daha hızlı oynuyor, iyi basıyor. Böylece topu ayağınıza aldığınızda fazla düşünecek vaktiniz olmuyor. Burada daha rahatsınız, iyi düşünüp ona göre oynuyorsunuz. Özel hayata gelince... İngiltere’ye adaptasyona göre kısa sürdü. Orada herşey aynı. Robot gibi bir yaşam tarzı var. Her gün aynı şeyleri görüp yapıyorsunuz. Bir anlamda buna mecbur kılınmışsınız. İstanbul farklı, her an değişik şeyler görüp öğreniyorum. Sürekli yeni bir heyecan ve hareketlilik var. Burada yabancılık çekmedim. Doğrusu bu beklemidiğim birşeydi. Ve de insanların sıcaklığı, yürekten verdikleri sevgi ve ilgi.
- Orta alanda genelde yalnız kalıyorsun, bu performansının daha da yükselmesine engel mi?
Beşiktaş’ı çok büyük bir kulüp olduğu için seçtim. Doğal olarak büyük oyuncular olduğu için de. Yanımdaki arkadaşlarıma da güveniyorum. Bunlar zaman meselesi ve benim kimse ile sorunum yok. İlerleyen haftalarda çok daha iyi olacağız. Hem benim, hem de takım arkadaşlarımın performansı daha da artacaktır.
- Ama yenilen tüm goller orta sahadaki aksaklıktan başlıyor...
Bence iyi oynuyoruz. Yalnız kaldığımı hissetmiyorum. Elbette ortada başarısızlık varsa bunu belli bölge ya da oyuncuya mal etmem doğru değil. Başarıda olduğu gibi...
- İstanbul’a ilk geldiğinde, Beşiktaş’taki futbolun ile yeniden milli takıma döneceğini iddia etmiştin. Alex buradaki oyunu ile bunu başardı. O’nun kadar hazır değil misin?
Performansımdan memnunum. İngiltere’de olduğundan daha fazla seçilme şansım olduğuna inanıyorum. Daha çok maç var. Bu konuda kendime inanıyorum bekleyip görmek lazım.
- Şampiyonluğun en güçlü adayı olan bir takıma gelip, ligin başlarında geriye düşmek hayal kırıklığı yarattı mı?
Puanları ligin çok başında kaybettik. Şampiyon olabilecek bir takımın kaybetmemesi gereken puanları kaybettik. Zirve için yarışta varız. Zaten inanmasak oynamayız.
- Beşiktaş’ın gruptan çıkamaması gibi bir endişeniz oldu mu hiç?
Çok zorlu bir gruba düştük. Evimizdeki maçları kazanmamız gerekiyordu ama Bolton’a puan verdik. Kalan maçlarda puanlar toplayıp gruptan çıkacağız.
- 23 yaşında Dünya Kupası’nı kaldırıp futboldaki en büyük mutluluğu yaşadın. Şimdi ikinci olarak Beşiktaş forması ile UEFA’da aynı zaferi yaşama düşünceniz var mı?
2001’den itibaren hayatım çok değişti. Üzüntü vardı ama çok büyük mutluluklar da yaşadım. UEFA, hiç oynamadığım bir kupa. Biz bunu kazanmak için gerekli oyuncalara sahibiz. Elbette ilerlemek istiyorum. Ve benim için tabii ki, en büyük ikinci mutluluk olur.
- Zago ve Ronaldo’da olduğu gibi eşinizin sözü mü geçer her zaman!..
Tabii eşlerimiz dünyada çok güvendiğimiz insanlar. Evde de onların sözü geçtiği için, onun mutlu olması lazım.
- Buradan sonraki durak, Avrupa mı yoksa Brezilya mı olacak?
Bu güzel ortam olduğu sürece benim buradan ayrılmam gerçekten çok zor. Ama bir gün Brezilya’ya dönmek isterim.
- Takım arkadaşın Ailton dışında, diğer Brezilyalılar ile görüşüyor musun?
Alex, Nobre ve Jaba ile ailece görüşüyoruz. Bize kenti ve ülkeyi tanıtıyorlar, bilgi veriyorlar, geziyoruz. Yemek, alışveriş eğlence gibi çok şey paylaşıyoruz.
- Ankaraspor maçında soyunma odasında kendinizden geçip ağlamanız sadece yenilgi ile mi ilgiliydi?
Takım olarak kötüydük, birşey yapamadık. Çok kısa süredir burada olmama rağmen Beşiktaş’a çok büyük bir kalp bağım oluştu. İnsanların bana karşı olan sevgisine futbolum ile cevap vermek istiyorum. Veremediğim zaman da çok üzülüyorum. Ben de o an bunu fazla dışa vurdum sanırım.
- Pele, Ronaldo, Ronaldinho, Kleberson... Her dönem dünya futbolunun yıldızları Brezilya’dan çıkıyor. Bu kalıtsal mı, havadan, sudan mı, sırrı ne?
Brezilya’da insanlar şu iki şeye aşık: Samba ve futbol. Erkek çocuğunun babasından aldığı ilk hediye futbol topudur. Kendine geldiğinde ilk topla tanışır. Tüm Brezilyalılar’a sorun. Tek yaptıkları futboldur. Başka bir işten anlamazlar. Brezilya’da iyi yerlere gelen her oyuncu çok çalışarak bu noktaya gelmiştir. Bunu haketmiştir.
- Sen de oğlun Klebenho’ya aynı hediyeyi mi verdin?
Elbette. Hem de daha doğmadan verdim!
- Milli takımda oda arkadaşın kimdi?
Genelde yalnız kalıyordum, ama Da Silva en samimi arkadaşımdı.
- Burada daha önce Pascal, şimdi Ailton takımın maskotu. Orada bu işi kimler yapardı?
Juninho, Roberto Carlos ve Denilson. Üçü birlikte bir grup oluşturup bütün tüm uğraşları organize ediyorlardı.
- Ronaldinho ile hiç samba yaptın mı?
Barcelona maçlarında attığı golden sonra da görebilirsiniz. Çok ilginç bir olay anlatıp itirafta bulunacağım. İngiltere ile oynuyoruz. Golü atıp karşı köşeye samba yapmaya gitti. Karşılıklı yapmak için yanına doğru koştum. Onu samba yaparken görünce korkup aynı hızla geri kaçtım. (kahkaha atıyor uzun süre) Sadece ben değil mesela Ronaldo da bu yüzden uzak durur!
- Burada attığın golden sonra niye samba yapmadın?
Karım ile Fenerbahçe maçından önce konuşmuştum. Gol atarsam samba enstantaneli yapacaktım. Ancak gol atınca deli gibi koşup bağırmaya başladım. O an ne yapacağınızı bilemiyorsunuz.
Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Crystal Palace'tan Brennan Johnson hamlesi!

İngiltere'de futbol gündemi Hull City!

Miralem Pjanic'ten Juventus'a transfer tavsiyesi!

Real Madrid'de Rüdiger ve Alaba için veda yakın!

Roma, Genoa'yı mağlup etti: Zirve yarışı kızıştı

Hull City'den 5 maçta 13 puan!

Michy Batshuayi için veda yakın!

Ruben Amorim: "Siz istediniz diye sistemi değiştiremem"

Manchester City'den Semenyo için hamle!

Lille'den Berke Özer paylaşımı!

















