''Torkunç bir film''

''İtiraf etmek lazım ki, bu senenin Beşiktaş adına belki de en berbat ilk 60 dakikasını oynadık. Konya 60 dakika boyunca bizi baskı altına aldı...''

Beşiktaş'ın maçları en yüksek prodüksiyonlu Hollywood korku filmlerini cebinden çıkarır. Her anı, her saniyesi tempoludur, gerilim sürekli yükselir, en beklenmedik sürprizler, en acaip gelişmeler sürekli karşınıza çıkar durur. Ve finali tahmin etmenin mümkünatı yoktur, her an herşey olabilir.

Bir gün birisi üşenmeyip Beşiktaşlı olmak ve yüksek tansiyon, şeker, ülser, migren hastalıkları arasındaki paralleliğin istatistiğini tutsa, tıp dünyasında anormal gelişmeler meydana gelebilir. Uygulanacak tedaviler, alınacak önlemler bu faktör göz önüne alınarak yeniden değerlendirilse Türkiye çapında sağlıklı yaşam ortalaması acaip oranda artabilir. Bu akşam da bu istatistiği doğrulayacak bir maç izledik. Maçın tansiyon çizgisi bir türlü sabit kalmadı, sürekli yükseldi arttı, arttı yükseldi ve resmen zirvede bitirdi.

İtiraf etmek lazım ki, bu senenin Beşiktaş adına belki de en berbat ilk 60 dakikasını oynadık. Konya 60 dakika boyunca bizi baskı altına aldı, maç sürekli bizim yarı sahamızda oynandı. Fakat işin ilginç yanı bu berbat 60 dakika sonunda 2­0 öndeydik.

Rakip kaleye iki kere gittik, ikisi de gol oldu. Beşiktaş'ın böyle mahkum oynamasının iki nedeni vardı. Birincisi, Biliç'in rotasyon kavramından bihaber olması. Aylardır üç günde bir maç yapan takım, artık yorgunluktan dibe vurdu. Bunu görmezden geliyor ve kupa maçına ilk 11 çıkıyor. Ne diye sıradan bir kupa maçına yorgunluktan ölmek üzere olan adamlarla çıkarsın? Bu maçta yedekleri oynatmayacaksan ne zaman oynatacaksın? Gençlere hangi maçlarda şans vereceksin? Yeni yetenekleri Football Manager'da mı keşfedeceksin? Sonuçta 11 yorgun adam, kupa maçını kaybetti. Bu maçı da zorla kurtardı.

Mahkum oynamamızın ikinci nedeni ise Konyaspor'un kondisyon ekonomisi kavramından bihaber olmasıydı. Sürekli pres yaparak ligin en güçlü fiziğine sahip takımı Beşiktaş'ın oyun düzenini bozmaya çalışıyorlardı. Tamam bu iş yapan bir taktik olabilir ama bunu yapabilmek için sizin de kondisyonunuzun azami seviyede olması gerekir. Oysa Konyaspor bu seviyede değil. Maçın 15. dakikasında, maçın son yarım saatinde Konyaspor'un pilinin biteceğini anlamıştık. Nitekim öyle de oldu. 60 dakika son sürat basan takım, 60'dan sonra hızla düşmeye başladı.

Konya'nın yorulması ve Beşiktaş'ın baskıdan kurtulmasıyla büyük bir fark gelebilir diye düşünürken tam o dakikalarda gerilim filminin yeni sürprizleri patladı. Halis Özkahya'nın kompleksleriyle Atiba'nın aptallığı biraraya geldi ve önce saçmasapan bir penaltı sahneye kondu, sonra da Atiba yarım santimlik çizgi kavgası yüzünden oyundan atıldı. Bakın iddia ediyorum, dünyanın başka hiçbir yerinde hiçbir hakem bu yüzden futbolcu atmamıştır, hiçbir futbolcu da böyle saçmasapan bir nedenden dolayı kart görmemiştir. Buradan Halis'e de, Atiba'ya da kocaman birer aferin yolluyorum, bravo size! Hollywood macera filminin başrolüne oturdunuz, bütün hafta bütün medya sizi konuşacak.

Penaltıyı da zaten vücudunun oturulan bölgesinden üreten Özkahya, eminim akşam yatağında keyifle gerinecektir ama haftaya Galatasaray maçında takımını yalnız bırakacak Atiba ne yapar onu bilemiyorum. Artık Beşiktaş teknik heyetinin ve yönetiminin bu tür gevşekliklere sert yaptırım uygulaması lazım. Atiba'nın bu sezon takımı ikinci yakışı. İlki de yine böyle aptalca hakemle didişmektendi, bu da aynı. O bunu yaparken maç içinde Gökhan'ın laubalilikleri de göze battı. Zaten rakiplerle hakemle diyaloglarıyla ceza alıp duruyordu, şimdi kendi takım arkadaşlarıyla didişip duruyor. Dün maç boyunca önce Sosa, ardından Demba Ba, en son da Veli'yle sürekli ağız dalaşına girdi. Bu tür disiplinsizlikler Biliç'in iyi niyetini aşıyor, artık biraz tatlı sert otoritenin takıma hissettirilmesi lazım.

Mental olarak sorun yaşayan Gökhan'ın fiziksel olarak şahane durumda olması sayesinde ilk golü atmıştık. Sonra da Sosa'nın enfes vuruşuyla ikinci golü bularak maçı rahatlatmıştık. Zaten düşüşe geçen Konya Atiba'nın atılmasıyla yeniden gaza geldi. Son dakikalarda cezaalanına şişirilen toplar yüreğimizi ağzımıza getirdi. Ortada fol yumurta yokken verilen 5 dakikalık uzatma da sanırım filmin reyting patlamasını garantiye almak içindi. Gerçekten öyle oldu, reytingler AB grubunda zirveye zıplarken tansiyonumuzda 20'lere zıpladı ve nihayet maçın bitiş düdüğü geldi. Biz stres komalarına girip kafamızda kalan son saç tellerini de dökerken kazasız belasız bu haftayı da geçtik ve zirvede yerimizi koruduk. Ama bu maçtan alınması gereken çoook fazla ders var. Umarım Biliç ve teknik ekip bu derslerden faydalanırlar.

Haftaya Galatasaray maçında Atiba'nın olmaması çok büyük bir sıkıntı yaratacak, umarım bu işin çözümünü de bulurlar.

twitter.com/OzgunKartal
Karakartal'a devam... Karakartal Mobil Uygulamaları

Şu an okunanlar