İşte Tümer'in dünyası, yani Beşiktaş'ı: "Ben bir dakika bile oynamamaya razıyım. Yeter ki, sezon sonunda ipi göğüsleyelim. Genelde rakibe göre oynuyoruz. Oyuncu seçimleri de buna göre değişiyor. Patron hocamız. Biz bu satranç oyununda piyonlarsak, hocanın verdiği görevi, şans verdiği dakikadan itibaren yapmakla görevliyiz. Bazen büyüdükçe küçülmeyi öğrenmek gerekiyor. Çünkü dışarıdaki insanlar bizi bazen şah, gerektiğinde de mat yapabiliyor!"
"İçindeki enerjiyi sahaya yansıtamadığında bu senin ruh dünyana farklı yansıyor. Ama üç beş adım sonrasını düşünüp içime sindirebiliyorum. 2 gün evdeyim, 5 gün kampta, İlhan'ı eşimden daha çok görüyorum! Onun bazen şalteri atar, sağlıklı düşünemez. Bana, 'beni dizginle' der. En nefret ettiğim üç şeyi sorarsanız; eşofman, yolculuk ve otel odaları. Bazen kramponlarımı cezalandırırım. Penaltı kaçırdığım kramponu bir daha giymem."