Transferde sezonunda Beşiktaş’ın dikkat etmesi gereken husus, takımın eksik olan yönünü tamamlamasıdır. Bu eksikliğin adı tecrübedir. Beşiktaş şampiyonluk yarışında Fenerbahçe’den geri kaldı ise, buradaki en önemli eksiği şampiyonluk tecrübesidir. Hem yönetim, hem teknik kadro, hem de oyuncuların çoğu şampiyonluk hissini tatmamış kişilerden kurudu idi. Bu eksiklik son haftalarda kendini iyice gösterdi ve Beşiktaş son düzlükte avantajı eline geçirmesine rağmen bir anda ikincilik ile yetinmek zorunda kaldı.
Peki diyeceksiniz ki genel kelimler ile konuşmak kolay, bu dediğiniz tecrübeyi nasıl satın alacaksın? Çözüm basit, şampiyonluk hissini yaşamış, bu stres ile beraber yarışa devam edebilmiş ve ipi göğüslemiş isimler Beşiktaş’ın çıkış noktası olacaktır.
O zaman tüm birimleri sıra ile inceleyelim; yönetim, takım ve idari heyet…
Yönetim
Dünya üzerinde herhangi bir yönetim; bizde tecrübe yok istifa ediyoruz demeyeceğine göre, akıllı her insan gibi yapmaları gereken şey Beşiktaş yönetimindeki bu eksikliği gidermektir. Yarış kızıştıkça önüne gelen her kameraya konuşup saçma sapan demeçler veren yöneticiler susturulmalı, takımın ve teknik heyetin başına sorumluluğu ve yaptırım gücü yüksek bir menajer getirilmelidir. Aslında bu iş için Beşiktaş’ın elinde biçilmiş bir kaftan var ama her nedense bir şekilde kulüp ile bağlantısı kesilip gönderildi. Sözün özü, menajer dediğin, sadece otel rezervasyonlarını ve akşam yemeklerini ayarlamak ile uğraşmayacak, en az başkan kadar lafı dinlenecek, gerektiğinde teknik heyete müdahale edecek biri olmalıdır. Aksi durumda kaprisli yönetici ve teknik direktörler yüzünden onlarca değerli oyuncusunu kaybeden Beşiktaş, tüm yetkileri yine gelecek olan hocaya verirse, gelen hoca aynen Tigana’nın yaptığı gibi iyi anlaştığı, kendi getirdiği oyuncuları oynatıp, kişiliğini beğenmediği oyuncuları kadro dışı bırakacaktır. Söz konusu Beşiktaş’ın başarısı olduğu için yukarıda tasvirini yaptığımız bu sistem buna izin vermeyecektir.
Takım
Beşiktaş’ın takımının yıllardan beri en büyük eksikliği, takımın içinde liderlerin olmayışı idi. Bu sene bu lider eksikliği biraz olsun Ricardinho ile giderildi ama Tigana’dan dolayı ilk yarının koca bir yarısında yedek bekletilen Rico’da liderlik görevine ısınana kadar Beşiktaş yarışta ciddi bir şekilde geriye düştü. Buna rağmen takım Rico önderliğinde toparlandı son düzlüğe kadar yarışı sürdürdü. Buradaki ana fikir bu tip oyuncular her zaman iyi oynayıp takımına maç kazandırması değildir. Bu tip oyuncuların görevi sahada arkadaşlarını yönlendirmek, takım baskı yediğinde topu ayağına alıp, takımını soluklandırmak, durup dururken yoktan bir pas var edip, takımına gol kazandırmaktır. Diğer oyuncular sahaya bahsettiğimiz tipte oyuncular ile beraber çıkarken kafası rahat çıkarlar ve şunu düşünür, biz bu maçı da bu oyucular ile alırız. Bu şekilde kafası rahat olan oyuncu, sahaya çıkar ve üzerinde fazla sorumluluk olmadığı için topunu oynar hatta bazen, lider oyuncuların formda olmadığı günlerde, maçın kahramanı olurlar. Bu tip lider ruhlu oyuncularınız ne kadar fazla ise başarıya o kadar yakınsınız demektir. Bu oyuncular illaki teknik orta saha elemanı olmak zorunda değil, tıpkı Zago gibi, Giunti gibi takımın saygı göstereceği, şampiyonluk tecrübesi olan oyuncular Beşiktaş’ın ihtiyacı olan oyunculardır. Bu sene alınacak yabancıların kesinlikle genç olması için uğraşılmamalı, tam aksine yaşı otuz dayanmış ya da otuzundan gün almış oyucular Beşiktaş’ın hedefindeki oyuncular olmalıdır. Hiçbir takım 11 genç oyuncu ile başarıya ulaşamaz. Bir takımda beş tane yaşı 25’in altında oyuncu varsa, o takım zaten olabildiğince gençtir. Eğer bu sınırı aşarsanız, büyük takımlara oyuncu yetiştiren bir orta sıra takımı olarak hayatınıza devam edersiniz.
Teknik Kadro
Takımın temel direği olan teknik kadro seçiminde de yukarıdaki kıstaslar geçerlidir. Takımın başına geçecek olan hoca mutlaka ama mutlaka şampiyonluk yaşamış olmalıdır. Aksi durumda başarı sadece tesadüfler ile gelir. Yıllardır şampiyonluğa aç Beşiktaş camiası artık kumar oynamak istemiyor. Seçilecek hocanın ne kadar Beşiktaş’lı olduğu önemli bir kriter olmamalı, gazetelerde adı geçen Samet Aybaba ya da Ertuğrul Sağlam kesinlikle Beşiktaş’ın hocası olmamalıdır. Bu isimler başarı kesin gelmez mi derseniz, gelmez derim ama gelme olasılığı da var o da %1 derim. Eğer bu oran sizin için yeterli ise bu isimleri takımın başında görürseniz rahat olabilirsiniz. Diğer taraftan şampiyonluk tecrübesi yaşamış bir teknik adam ile Beşiktaş’ın şampiyonluk şansı min. %33 olur. Bu oran yapılacak akıllı transferler ve rakiplerin durumu ile daha da yükseltilebilir. Farklı takımlarda olmak üzere en azından iki şampiyonluk yaşamış hocalardan oluşan bir teknik adam listesinden seçilecek hoca Beşiktaş’ın önünü açacaktır.
Not: Ligin küçük, şımarık bebeği olan Fenerbahçe’nin karnı doyunca ağlama sesleri bitmişti. Tam rahatladık, artık sadece futbol seyredeceğiz derken bu hafta sonu derbi maçta yaşanalar ile yine irkildik. Taraflı tarafsız herkes olaya lanet yağdırıyor ama konuşması gereken tek kurul olan federasyondan çıt yok, eğer yine göstermelik bir ceza verilirse, ligde hedefinden kopan her takım bu olayları yapmak için yüz bulur. Burada verilen ceza öyle bir ceza olmalı ki, dünyanın bir ucundaki bir internet sitesinin bile ilk haberi olacak kadar vurucu olmalıdır. Burada takımların ismi ya da rengi önemli değil, futbolsever olarak artık maça gitmeye korkan onlarca insan var etrafımda, buna artık birinin çıkıp dur demesi gerekiyor. Bu arada federasyon kulübe hak ettiği cezayı verirken, devletin yargı makamları da olaylara karışanları mutlaka ama mutlaka Türk Devletinin ceza maddeleri ile en ağır şekilde cezalandırmalıdır.