Uzun çok uzun bir yolculuktu bu, siyahıyla beyazıyla...
Yağmurlu bir günde görmüştüm seni Üstünde çubuklu formalar vardı Bir anda vuruldum âşık oldum ben Hayatın anlamı siyah beyazdı
Ölümle yaşamı ayıran çizgi Siyahla Beyazı ayıramaz ki Her yolun sonunda ölüm olsa da Sevenleri kimse ayıramaz ki…
Uzun çok uzun bir yolculuktu bu, siyahıyla beyazıyla ama her zaman anlımızın akıyla, şerefimizle oynadık ve sonunda hakkımızla kazandık. Hiçbir soru işaretine yer vermeden, terinin son damlasına kadar hak edilmiş, Beşiktaş’ın adına ve tarihine yakışan bir zaferdir bu.
Anlayamayanlar ve anlamak istemeyenlerin gözüne sokarak tekrar yazalım isterseniz, 13. şampiyonluk bu. Diğerleri gibi temiz, diğerleri kadar duru, diğerleri kadar hak edilmiş, diğerleri kadar arzulanmış şampiyonluğumuzun tadını çıkartalım artık.
Şampiyonluğun en büyük hak sahibi Mustafa Denizli’yi kucaklayalım önce. Atamızın ölüm yıldönümünde doğduğu için adı babası tarafından Mustafa koyulan hocamız, bize yaşattığın bu şampiyonluk için sonsuz teşekkürler. Yeri geldi camia umutlarını yitirdi, yeri geldi zorluklar ve engeller ile karşılaştın ama sen umudunu hiç yitirmedin. Bir liderin nasıl olabileceğini herkese gösterdin, en kötü anlarda bile çıkıp, biz en büyüğüz ve şampiyon olacağız dedin. Kimileri sana güldü geçti ama biz sana sonuna kadar inandık ve bu inancımızı boşa çıkarmadığın emeğine ve yüreğine sağlık. İyi ki varsın, iyi ki Beşiktaşlısın sevgili Mustafa “Kemal” Denizli… Seni seviyoruz…
Bu zafere ulaşma yolunda büyük emek sarf eden, terini sonuna kadar akıtan tüm futbolcu kardeşlerimize de selam olsun. Bizlere bu özlediğimiz şampiyonluğu tekrar yaşattığınız için sizlerin de emeğine sağlık. Futbolcusundan malzemecimiz Süreyya’ya kadar hepinizin alnından öpüyorum…
Gelelim başta Demirören olmak üzere Beşiktaş yönetimine. En sert eleştirilerimi yaparken bile Beşiktaş’ı ne kadar sevdiğini söylediğimiz Demirören artık hatalarını görmüş ve bunlardan ders almış gözüküyor. Belki de geldiği günden beri en doğru hareketi yaparak tüm eleştirilere rağmen takımı kayıtsız şartsız Mustafa Denizli’ye emanet etti ve köşesine çekildi. Önceki senelerde yaptığın onca hataya rağmen, bizlere yaşattığın onca acıya rağmen, sen de yaptığın hatalardan ders alıp, doğru yola girdiğin için ve belki de canın kadar sevdiğin siyah beyazın şampiyonluğunda başkan olduğun sana da teşekkürler, ama lütfen artık geçmişine bir sünger çek ve etrafındaki işe yaramaz adamlardan kurtul. İçindeki kartalın sesini dinle, o ses seni başarıya ulaştırır.
Finalde ise büyük Beşiktaş taraftarı var. Yaşanan onca başarısız günlerde bile takımını bir an olsun bile yalnız bırakmayan, rakipleri başarıdan başarıya koşarken bile tribünleri her zaman onlardan daha fazla dolduran büyük taraftar, bu başarının kalbinde sen varsın. Ne demiştik kimse senin içindeki bu aşkı anlayamasa da, sen onlara kulak asma, göğsümüzdeki ay yıldız amblemin ile, siyah beyaz çubuklu formanla sana yakışan bu şampiyonluğun tadını çıkar, çünkü onu çok bekledin ve arzuladın. İşte sana tam arzu ettiğin gibi, içinde bir yudum bile şaibe olmayan tertemiz bir şampiyonluk. Gönlüce eğlen ey büyük taraftar…
Peki, sizce her Beşiktaşlı bu şampiyonlukta katkı sahibi mi derseniz, cevabım maalesef hayır olacaktır. Bazıları o kutsal formayı giymiş, çoğunun eski büyük Beşiktaşlı futbolcuların oluşturduğu Beşiktaş medyası. Sizin bu şampiyonlukta bir hakkınız yok. Siz takıma ve Denizli’ye hiç inanmadınız. En ufak aksilikte, üç kuruş maaş aldığınız sahiplerinize yaranmak için onları yerden yere vurdunuz, Beşiktaş’ımızın adına yakışan bir duruş gösteremediniz. Ya kendinize çeki düzen verin, ya da artık emekli olun. Beşiktaş’ı medyada ezdirmekten vazgeçin…
Bir iki cümle de Turkcell Süper Lig’4nin resmi yayıncısı için söylemek istiyorum. Siz ey Lig TV yönetimi, sizin varlık nedeniniz olan ligin şampiyonu Beşiktaş oldu. Bu takım şampiyon olmuş bir şekilde İstanbul’a indiği an, sizin için en büyük haber olmalıydı ama şampiyon İstanbul’a indiğinde siz ne yapıyordunuz, hiçbir anlamı olmayan maçların özet görüntülerini veriyordunuz. Eğer bu şampiyonluk size bu kadar çok koyduysa, kapatın yayınlarınızı bir iki hafta, hem sizler rahatlayın, hem de bizler.
Şampiyonluk geldi, emeği geçenleri edenleri ellerimiz patlarcasına alkışladık, hak edenlerin kulaklarını çektik, ama bir kişiyi asla unutmadık. Belki bu şampiyonlukta bir katkısı olamasa da, bu kupa havaya kalktığı anda sanki kupanın bir ucundan da senin tuttuğunu gördüm. O an sanki bizimle beraber ağlıyordun, o gür sesinle haykırıyordun; “Siyah Beyaz Şampiyon Beşiktaş” diye. Bu kupayı belki de en çok sen istemiştin, fiziksel olarak yanımızda olmasan da her maçta kapalıda bizimle beraberdin. Huzur içinde yat KAZIM AĞABEY, Beşiktaşımız şampiyon oldu ve biz seni şimdiden çok özledik…