14 yıldır Milli Takım kalesi ona emanet. 116 kez ay yıldızlı formayı giydi, kaptanlık yaptı. Birçok başarıda pay sahibi oldu. Milli Takım ile ilk kez Avrupa Şampiyonası mutluluğu yaşadı. Dünya üçüncüsü olduğumuzda eldivenler onun elindeydi. Üçüncü kez Avrupa Şampiyonası’nda boy göstereceğiz ve yine Rüştü Reçber, ay yıldızlı ekibimizin 1 numarası. Avrupa Şampiyonası öncesi yeni bir ekip olduklarını dile getiren Rüştü, kimseden çekinmediklerini ve başarıya aç olan kadronun yine halkımızı sevindireceğini kaydetti. Kendisi, mesleği, milli takım ve Beşiktaş’la ilgili görüşlerini tek tek dile getiren Rüştü, dünyanın sayılı forvetlerine karşı oynadığını ama kimseden çekinmediğini ifade ederek, şunları söyledi:
En iyisi Brezilya’ydı
Milli Takım’da Fatih Terim, Mustafa Denizli, Şenol Güneş ve Ersun Yanal ile çalıştım. Dünyanın en önemli golcülerine ve forvetlerine karşı oynadım. Bende hayranlık uyandıran en çok Brezilya oldu. Rivaldo, Cafu, Ronaldo ve Roberto Carlos’lu kadro mükemmeldi ve Dünya Şampiyonluğunu kazandılar. Juninho o takımda yedekti. O takımı ben başta olmak üzere arkadaşlarım da imrenerek izledi. O dönem onlarla iki kez karşılaştık ve elimizden kaçırdık. Portekiz ile Euro 2000’de karşı karşıya geldik. 2-0 kaybettik ve elendik. Çok iyi takımları vardı o dönemde. Portekiz bugün de iyi. Çabuk oynayan, kanatları iyi kullanan, süratli ve yıldız oyuncuları var. Ama, onlar da hata yapıyorlar. Bunlardan faydalanmalıyız. İlk maçta alınacak skor çok önemli.
Sabırsızlanıyoruz
Christiano Ronaldo, hızlı, çabuk, akıllı, golcülüğü iyi, hava toplarına hakim. Bu tür meziyetlere sahip oyuncu sayısı sahalarda çok az. Nanni, Quaresma ve Deco gibi oyuncuları da kadrosunda bulunduran Portekiz’den puan veya puanlar alırsak, bu turnuvada ses getiririz. Euro 2008’de bütün gruplar zorlu. Bizim de işimiz kolay değil. Ama futbolda sonucu isimler değil, sahadaki mücadele belirliyor. Portekiz’e yenilsek ve kötü bir başlangıç yapsak da daha iki maçımızın olduğu bilincine sahibiz. Biz kafamızdakini sahaya yansıtırsak, bu gruptan çıkar hatta daha da ileri gideriz.
Oynadığımız son iki hazırlık maçında eksiklerimizin olduğunu gördük. Biz bu hatalarımızı gidereceğiz. Hocamız kafasındaki 11’i, Portekiz maçına kadar oluşturacak. Güzel bir kamp geçiriyoruz. Halkımızı sokaklara dökmek için de sabırsızlanıyoruz.
Fatih hocayı çok severim. Ona iki yönden bakmak lazım. Önce hocalığı, sonra kişiliği. Hocalığı ortada, kişiliği ise saygı duyulacak cinsten. İkisini birleştirdiğinizde de Fatih Terim olunuyor zaten.
Benim için dünyanın en iyisi Casillas
MİLLİ Takım’da uzun yıllardır Emre Aşık ile ben yer alıyorum. Büyük tecrübeler edindik. Üzüntüler yaşadık. Burada ilk kez gelen arkadaşlara karşı sorumluluğumuz var. Gerek saha içi, gerekse dışında, milli vizyonu arkadaşlarımıza anlatmaya çalışıyoruz. Tecrübe böylesine ortamlarda çok önemli. Türkiye’de kalecilik bitmedi, bitmez de. Arkadan çok iyi bir jenerasyon geliyor. Yeni arkadaşlar var. Fakat bunlara şans verilmeli. Bunun yanında onlara gösterilen güven de çok önemli. Alt yapıdan kaleci eğitimi alarak gelmek farkı ortaya çıkarıyor. Milli Takım kalesinde asla sıkıntı olmaz. Benim dünyada beğendiğim en iyi kaleci Casillas’tır. Zekası ve çabukluğuna hayranım. Skoru etkileyecek diğer kaleciler de Cech, Buffon ve Van der Saar. Onlara da saygım var.
Yıllanmış şarap gibiyim
ZOR günler geçirdim. Çalışarak ayakta kaldım. Psikolojimi çok sağlam tuttum. Kuvvetli bir insanım. Pes etmeyi sevmem. Bana güvenenleri mahcup etmedim. Ben futboldan, futbol benden kopana kadar, vücudum elverdiği sürece kalemi korurum. En verimli, en tecrübeli ve en iyi dönemimdeyim. Yıllanmış şarap gibiyim. Dünya futboluna baktığımızda 44 yaşında eldiven giyen var. Van der Saar 37 yaşında, Avrupa Şampiyonlar Ligi kupasını havaya kaldırdı. Onlar da benim gibi kendilerine güveniyorlar ve hala başarıyla kalelerini koruyorlar.
Hasanımız gitti Ardamız geldi
İDMANLAR dışında tek eğlencemiz tavla ve play-station partileri. Boş zamanlarımızı böyle değerlendiriyoruz ve büyük de keyif alıyoruz. Dinlenmek ve kafa boşaltmak için ise kitap tercih ederim. Milli Takım kamplarının en büyük neşe kaynağı Hasan Şaş’tı. Şimdi Arda var. Bizleri çok eğlendiriyor. Hasanımız gitti, Ardamız geldi.
Hakan Şükür veda ederse çok üzülürüm
FENERBAHÇE’den, Beşiktaş’a transferimde kimseden tepki almadım. Benim ayrılma nedenimi Fenerbahçeli olan sağduyu sahibi insalar biliyor. Beşiktaş camiası bana büyük saygı gösterip, değer verdi. İki camiadan da tepki görmedim.
Ben, milli maçlardan önce Hakan Şükür ile uğur denerdim. Birbirimize sarılır ve birbirimizin kulağına "Sen at, sen de yeme" derdik. Hakan Şükür’ün, Galatasaray defterini kapatmasına üzüldüm. Futbolu bırakmasını istemiyorum. O, dünyanın sayılı golcülerinden biri. Kaptanlığımı ve hocalığımı yapan Oğuz Çetin’i unutamam. Aykut Kocaman ve Engin İpekoğlu da benim hayatımda önemli yerleri olan insanlardır. Bu üçlü bana hem babalık, hem ağabeylik yapmıştır. Ben yerli hocadan yanayım. Türk futbolunu en iyi bilen Türk’tür. Ama bizde yabancı hayranlığı var. Türk hocanın önünü açmıyoruz.
Gurbetçilerle aramızda fark var
GURBETÇİ oyuncularla bizim aramızda yetişme tarzı var. Onların alt yapısından almış eğitim ile bizlerin almış olduğu eğitim farklı. Tek buluştuğumuz örf ve adetlerimiz. Düşüncelerimiz aynı. Türklüklerinden bir şey kaybetmemişler. Benim dışımda Volkan ve Tolga var. İkisi de bu kaleyi koruyacak kapasiteye sahip. Görev verildiği taktirde en iyisini yapacaklarından şüphem yok.