Şimdi diyeceksiniz ki, yahu nereden çıktı şimdi bu hikâye. Bu bilgiyi vermem gerekiyor ki, az sonra yazacaklarım başka başka yönlere çekilmesin! Maçın hakemin Bünyamin Gezer maç boyunca işte böyle hareket etti. Tribünlerden yükselen her uğultu ile tüm pozisyonlarda Fenerbahçe lehine düdük çaldı. Maçın başında Lugano’nun yaptığı faulde çıkarmadığı sarı karttan sonra, cihanı âlem gelse Cisse’ye gösterdiği kartlar için beni ikna edemez. Bence bu gece Bünyamin Gezer kesinlikle art niyetliydi. Bünyamin Gezer bıraksın hakemliği...
Bırakalım hakemi biraz sahaya dönelim diyeceğim ama ilk yarıda adamın biri çıkıp bir takımı keyfine göre 10 kişi bırakırsa sağlıklı bir yorum yapamayız. Neyse her şeye rağmen biraz da futbol konusalım, maçın kaybındaki diğer sorumlulara bakalım.
M. Denizli
Maça çıkan kadroları görünce insan ister istemez düşünüyor, korkak diye eleştirdiğimiz Tigana ve Ertuğrul Sağlam’ın şuçu neydi diye. Beşiktaş’ın sahaya çıkan ilk 11’ine bakınca sadece Nobre ve Delgado gol atsa beni şaşırtmazdı. Bugüne kadar ki hücum futbol düşüncesi ile bizden skor ne olursa olsun geçer not alan Denizli daha maç başlamadan kocaman bir sıfırı yazdırdı hanesine. Gerçi maç başladıktan sonra yenilen komik gollere rağmen sahada futbol olarak rakibinden daha üstün bir Beşiktaş vardı. Cisse’nin kırmızı kartı olmasa muhtemelen Denizli’nin aklında değişik planlar vardı ama olmadı. Oynanan futbol, sahaya çıkan 11’e göre beklentimin çok daha üzerinde de olsa, Denizli bu maç için benden kırık not aldı ve beni hayal kırıklığına uğrattı.
Serdar Özkan – Gökhan Zan
Önce Serdar’dan başlayalım. Onu görünce aklıma önce Arda Turan geliyor, Arda kadar olmasa bile şuan kâğıt üzerinde Türkiye’deki en yetenekli oyunculardan biri. Maalesef bu yeteneğini bir türlü sahaya yansıtamıyor ve gün geçtikte de kaybolup gidiyor. Kötü oynamak ayrı ama aldığı her topu ezmek ve sahada ruh gibi dolaşmak ayrı bir şeydir. Bugüne kadar Beşiktaş’a çok yetenekli futbolcu geldi geçti ama o yeteneğini olumlu işlere dökemeyenler futbol sahalarından silindi gitti. Serdar Özkan’ın kredisi benim gözümde bitmek üzere, bu yolda devam ederse sadece benim gözümde bitmeyecek, Bank Asya liginde orta sıralardan bir takımda futbol hayatına devam edecek.
Gökhan Zan’ı ben yazmaktan sıkıldım ama kendisi futbol nasıl oynanmazı göstermekten sıkılmadı. Bu gece beraber oynadığı Zapo’da çok kötü oynadı ama Guiza’nın attığı golde ofsayt pozisyonunu bozması 3. amatör küme sahalarında bile görülmeyecek kadar acemiceydi. Bonservisi elinde Avrupa 3. bir milli oyuncusunun hiçbir takım tarafından istenmemesi tesadüf olamaz zaten…
Maçın Beşiktaş için 3 puandan fazla bir anlamı yoktu. Sıradan zor bir deplasmana gidildi ve o ya da bu şekilde mağlubiyet ile geri dönülüyor. Buna rağmen Beşiktaş ligin ilk yarısının son haftalarına çok ciddi bir fikstür avantajı ile rakiplerinin önünde giriyor. İlk yarının sonunda Beşiktaş liderliği eline geçirecektir ve benim gözümde ligin mutlak favorisi olmaya devam edecektir. Tek korkum adam gibi hakemleri (Ali Aydın ve Serdar Tatlı) bir şekilde devre dışı bırakan ve ligimizi böylelerinin eline bırakan karanlık güçlerdir.