Ne intiharı yahu?

Daum, sıkıntılarını, mutluluklarını ve hedeflerini anlattı. Alman basınında yer alan, ‘‘Daum intiharı düşündü’’ haberi tamamen yalan. Ben sıkıntılarımı Türkiye'de unuttum. Scala'ya geçen yıl Mercedes vermişlerdi, bana Kartal kalmış. Ama ben o Kartal’dan klas bir araba yaratacağım.

Alman hoca, söze Alman basınında çıkan, ‘‘Daum intiharı düşündü’’ başlıklı haberle başladı; ‘‘Bu haber gerçeği yansıtmıyor. Benden röportaj istediler. Soruları bana yazdılar. Ben de yanıtları yazdım, gönderdim. Röportajın kopyası işte burada. Ama yanlış aksettirdiler. - İntiharı hiç düşündünüz mü?- diye sordular. Ben de ‘hayır’ diye yanıt verdim. Şimdi avukatım bu haber için devreye girdi. Eğer huzurlu olmak istiyorsanız, bu haberleri okumayacaksınız.’’

Evet sıkıntılı bir dönem yaşadık. Ama unutmayın bu takım bir organ nakli geçirdi. Herkes yabancı futbolcuların uyumundan söz ediyor. Ya yerli futbolcular? Anadolu'dan bir büyük takıma geldiler. Onlar da uyum sorunu yaşıyorlar. Benim için ideal olan, 2 ay önceden futbolcuyu transfer etmek. Çünkü en az 4 hafta uyum sorunu yaşıyoruz.

Sezon başındaki Milan maçı sonrası kendimize gelemedik. Ama bu sadece Beşiktaş'ın problemi değil. Tüm takımların problemi... Kısaca Türk kafası problemi. Bu milli takımda da var. Almanları 3 farkla yeniyorsunuz. Ardından 3 gün sonra Finlandiya'ya yeniliyorsunuz. Milan'ı yendik, ‘şampiyon olacağız’ havası yaratıldı bir anda. Kendimize gelemedik.

Sonra Trabzon'dan ağır darbe aldık. Üzerimizde büyük baskı var. 5 yıldır bekleyen taraftar sabırsız. Başarılı olamazsak yöneticiler gider baskısı da üzerimizde. Aslında bu iş böyle olmamalı. Ben iki yıl için görev alıyorsam, hedefim ikinci yıl için şampiyonluk olmalı. Ama maalesef Türkiye'de en zor şey sabretmek.

Geçen yıl aldığım takımı takım olarak bile değerlendiremem. Geçmişi karıştırmak, eleştirmek tarzım değildir. Ama gerçekleri de saklayamam. Ben hırslandıkça, bazı futbolcular jübile düşünüyordu. Scala geldiğinde takıma liberolu sistemi oynattı. Ben gelir gelmez değiştirdim. Çünkü maçı taktik değil, futbolcu kazanır.

Scala'ya Mercedes vermişlerdi. Bana ise Kartal kalmış. Ama hiç merak etmeyin, ben şimdi o Kartal’dan, S klas marka Mercedes yaratacağım. Yani mükemmel bir Beşiktaş müjdeliyorum. Sadece bir müddet acemilik yaşadık. Tıpkı yeni araba alan bir insanın, sileceğin, kornanın yerini bulamaması gibi. Yeter ki bana ve yönetime zaman tanıyın.

Soyunma odasında ne mi yaparım? Orası bir tiyatrodur. Psikolog gibi davranırım. İçeride bağırır çağırırsınız ve maçı kazanırsınız. Ama bunu bir sezonda ancak 2 kez yaparsınız. Sürekli bağırırsanız sizi kimse ciddiye almaz. Geçen sezon bir defa bağırdım çağırdım, beni kimse dinlemedi...

Türk oyuncular ile Avrupalılar arasında fark kısaca şu; Türkler çok duygusal, yabancı oyuncular ise akıl boyutunda çalışıyorlar.

Yaşadığım o sıkıntılı dönemde futbol kariyerimin bittiğini düşünmedim. Bundan sonraki futbol yaşamımın nasıl devam edeceğini düşündüm.

Ne kadar ileriyi düşünürsen o kadar başarılı olursun. Bir teknik adamın başarısı takımı zor noktadan tırmanışa geçirmesiyle ölçülür.

Ali Eren bir asker. Hem de takımı için sonuna kadar savaşan, yılmayan bir asker. Yaptıklarından ders almışsa ona bir ikinci şans vereceksin.

Eskiden Beşiktaş ile rakipleri arasında büyük fark vardı. Ama Celal Doğan gibi başkanlar sayesinde o fark kalmadı. Türk futbolu Doğan gibi isimlere çok şey borçlu.

Hakemler Türk futbolunun kalkınmasında çok büyük rol alıyorlar. Hem futbolcuları, hem de taraftarları eğitiyorlar. Yürekli hakemlere destek olmalıyız.

Takımının ve onun üzerine çok gidildi. Şaşırdım. Mustafa Denizli gibi hocanın kariyerini ispatlamaya hiç ihtiyacı yok. Ama o buna zorlandı. Prensip olarak Beşiktaş dışındaki bir takımı konuşmam. Ama Mustafa Denizli ayrı. O şimdiye kadar kendisini kanıtlamış bir insan, o tartışılmaz.

Bir teknik adamın takıma katkısı yüzde 100 demiş. Haklı, çünkü bir teknik adam, takımın herşeyini yüzde 100 görmeli ve bilmeli. Taktik, teknik, taraftar ve takımla bütünleşme, bilgi, profesyonellik, kısacası herşey yüzde yüz olmalı. Bu sözü sizden öğrendim. Ben de artık Fatih gibi her şeyin yüzde 100’ünü isteyeceğim.

Kocaelispor karşısında sezonun en iyi futbolunu oynadıklarını vurgulayan Daum, ‘‘Artık hiçbir futbolcum 'Ben bunu yapamam' diye palavra atamayacak. Onlara hep Kocaelispor maçını örnek göstereceğim’’ dedi.

Beşiktaş Teknik Direktörü Christoph Daum, geçen haftaki Kocaelispor maçının kendileri için bir dönüm noktası olduğunu söyledi. ‘‘Kocaelispor karşısında sezonun en iyi futbolunu oynadık. Ankaragücü maçında bile bu kadar iyi oynamadık’’ diyen Alman çalıştırıcı şöyle devam etti:

‘‘10 kişiyle oynarken, tam takım havası içinde mücadele ettik. Artık Kocaeli maçı bizim en büyük göstergemiz. Bize hep örnek olacak. Artık hiçbir futbolcum gelip, 'Ben bunu yapamam ya da biz bunu yapamayız' diyerek, palavra atmayacak. Onlara hep, 'Bakın Kocaeli maçında en iyisini yaptınız. Yine yaparsınız' diyeceğim.

Christoph Daum, Beşiktaş'ta her türlü zorluğa katlanmaya hazır olduğunu belirterek şunları söyledi: ‘‘Yönetim kuruluna iki hafta önce gittim. 'Ben, Beşiktaş ile başarılı olmak için buraya geldim. Ve başarılı olacağım' dedim. Sorunları anlattım ve ekledim, 'Ben bütün zorlukları çekmeye ve aşmaya hazırım. Ancak siz benimle yolunuzu ayırmak isterseniz, Scala gibi yapmam. Sizden tazminat istemem, giderim.

Ancak bundan benim istifa etmeyi ya da ayrılmayı istediğim anlamını çıkarmayın. Ben istifayı hiç bir zaman düşünmedim. Profesyonellik ile amatör ruh kavramını iyi dengelemek lazım. Bazı oyuncular daha topa vurmasını bilmeden profesyonel gibi davranıp menajerlerle anlaşıyorlar. Bu kafayı değiştirmek lazım. Takımda amatör ruhun devam etmesi gerekir. Çünkü bazı futbolcular profesyonelliği benimsemeli.’’

Karakartal'a devam... Karakartal Mobil Uygulamaları