Fulya'nın üyelerin onayından geçmesi gerektiğini de savunan muhalefet lideri, "Acaba bu arazi Başkan Yıldırım Demirören'in babasının olsaydı, Erdoğan Bey bu şartlarda verir miydi?" dedi. Olağanüstü kongre çağrısını gündemde tutacağını vurgulayan Orman, şöyle konuştu:
"Geçmişi hatırlayın... Süleyman Seba'nın her türlü icraatını eleştirebilirsiniz, yanlışları olabilir. Ama dürüstlüğüne kimse bir kelime edebilir mi? Edemez. Düşünün böylesi dürüst bir insanın Akaratler'in ihaleye çıkarıldığı dönemlerde öyle laflar edildi ki, hiç birisi doğru değil. Hala da konuşuluyor. İşte bunun içindir ki Fulya için olağanüstü genel kurul çağrısı yapıyorum, yapmaya da devam edeceğim. Yaptığınız işin vicdanen doğru olduğuna inanıyorsanız, çıkarsınız genel kurulda bunu anlatırsınız, üyeleri ikna edersiniz. Genel kurul bu konuda yetkiyi bu yönetime vermedi, sadece 1999 yılında Süleyman Seba'ya yetki verildi."
Başkan Yıldırım Demirören'in seçim kitapçığında Fulya konusuna da değindiğini hatırlatan Orman, "O gün Fulya'yı kat karşılığında vermeyeceklerini dile getirdiler. Kitapçıktaki açıklamalar, konuşmalar unutuldu, Fulya kat karşılığı verildi. En önemlisi, açıklamalarda 76-24 deniyor. Ne var ki 55 bin metre karelik otopark da bunun içinde gösteriliyor ve yıllık üç milyon dolar gelir elde edileceği iddia ediliyor. Otoparkı ticaret amaçlı kullanamazsınız. Basit bir örnek ile ihaleyi anlatmak da yarar var. Şişli'de babadan kalma bir arazimiz var ve burayı kat karşılığı müteahhite verdik. Bina yedi daireden oluşuyor. Ve binanın altında bir dükkan var. Dairelerin satış fiyatı 500 bin, tek bir dükkanın fiyatı ise 3 milyon dolar. Dışardan bakıldığında yüzde 80-20 gibi gözüküyor. Ama iş paraya döküldüğünde yüzde 50-50 oluyor. İşte işin özü ve de basit anlatımı budur" dedi.
"Böyle olmaz"
İhale komisyonunun yetersizliğine de dikkat çeken Orman, "Üyelerin tamamı yetersiz değil. Böyle bir ihale sistemi olmaz. İhaleyi açarken ne istediğinizi bileceksiniz. Kaldı ki bu komisyonda camia içinde yer alabilecek isimler bir hayli çok. Örneğin Tevfik Yamantürk, Güriş firmasının sahibi. Uğur Ekşioğlu, Koç Holding'in CEO'luğunu yapmış biri isim. Ahmet Kılıçoğlu, Bülent Tatar imar komisyonu üyesi. Baymak'ın sahibini de bu isimlere ekleyebiliriz. Bu insanları önerirken bana yakın olmamalarına özen gösterdim. Kaldı ki bu isimler camiaya fazla bağımlı isimler değil. Camia içinde sevilen ve sayılan kişiler. Böyle bir komisyon kurulsun, tartışılsın ve Beşiktaş'ın yararına olacak iyi bir sistem öne çıkarılsın istedik, ama olmadı, gelinen sonuç ortada" diye konuştu.
Fenerbahçe'nin kombine satışlarından elde ettiği astronomik rakamları da hatırlatan Orman, "Fenerbahçe bu tabloyla tabii ki ortaya çıkar, basar 8 milyon Euro'yu istediği oyuncuyu alır. Ya bizler? Bırakın almayı, kenarından bile geçemeyiz. Hayal görmeyelim, artık 'cebimden veririm' edebiyat devri de kapandı. Beşiktaş'ın Fenerbahçe ile arasındaki bu uçurumu kapatacak tek dalı kaldı, o da Fulya'dır. Burayı iyi kullanmazsak ki, bu ihale şartları iyi değil, Fenerbahçe uzak ara önde gidecektir" yorumunu yaptı. Beşiktaş isminin kolay kazanılmadığına dikkat çeken ve sponsorluk anlaşmalarına değinen Orman, sözlerini şöyle tamamladı:
"Karşı değilim"
"Sponsorluğa karşı değilim... Hele hele şu anda sponsor olan firmaya asla değilim. Karşı olmam, daha fazla para veriyor diye bir yıl önce yapmış olduğunuz firma ile sözleşmenin iptal edilmesidir. Aksi taktirde kurumlar güvenilirliğini kaybeder. Geçmişte sponsorluk anlaşmaları yapılırken o firmalar yok muydu, vardı. Sorun burada firma değil, izlenen yolun etik olmayışıdır. Artı, Beşiktaş adı kolay kazanılmadı. Beşiktaş'ın önüne, arkasına başka bir ismin yazılmasına da karşıyım. 1950 yıllarında Beykoz, Vefa, Yeşildirek, Adalet, Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray hep aynı kulvardaydı. Üç kulübün bu kulüplerin arasından sıyrılıp bugünlere gelmesi kolay mı oldu? Bu gelişin temelinde fedakarlık, ilkeler en büyük faktörlerdir. Beşiktaş ismi kolay kazanılmadı."
Kaynak: Milliyet