"Biz bölmedik"
Camiada son yıllardaki bölünmüşlüğü, gruplaşmaları, İnönü'deki küfür salgınını hatırlatıyoruz Yıldırım Demirören'e, önlemlerini soruyoruz: "Tribünleri, ya da camiayı ben bölmedim. Bu bölünmüşlüğün temelleri 2000'li yıllara dayanıyor. Gruplaşma Süleyman ağabey zamanında da vardı. Ama bu yıllarda üst düzeye tırmandı, bölündük, bölündük, bugünlere geldik. Beşiktaş'ın şu andaki en büyük sorunu bu bölünmüşlüktür".
"Seba'ya haksızlık"
Muhalefete sitem mesajları gönderen Beşiktaş Başkanı, "En ufak bir başarısızlıkta acımasızca eleştiriliyoruz. Yapıcı değil, yıkıcılar. Benim isyanım buna. Eğer ortada bir sorun varsa, bunun tartışması kongredir. Tıpkı Galatasaray'da olduğu gibi. Bu kulübü sevgiyle bir yerlere getirebiliriz. Bugün bana yapılanlar, yarın bir başkasına olacak. Bu politika ile kulübü yönetecek başkan ve yönetici bulamayız. 16 yıl hizmet etmiş efsanevi başkanımız Süleyman Seba'ya yapılanları anımsayın. Bunların hiçbirini hak etmemişti" diyor.
Sponsorlar konusundaki eleştirilere de "Maalesef insanlar önyargılılar. Asla eski sponsorlarımıza sırt çevirmedik. Tam tersi kapılarını defalarca çaldık, teklifleri hatırlattık. Ama olmadı, Beşiktaş'ın yararına olan anlaşmalara imza attık. Bu görüşmelerde asla yalnız değildim" sözleriyle karşı çıkıyor.
Ve Fulya konusu
Fulya İş Merkezi'nde alt yapı çalışmaları hızla sürüyor. Ne var ki, Yıldırım Demirören bir hayli kızgın: "Hâlâ izin alamadık. Vermeyen kim, yıllarca kulüpte yöneticilik yapan Beşiktaş Belediyesi Başkanı İsmail Ünal. Destek yerine, köstek oluyor. Bir market projemiz daha var. Buna da işlerlik kazandıracağız. Beşiktaş'ın geleceğini asla ipotek altına almadık. Akılcı projelerle Beşiktaş'ın sadece gelirlerinin yüzde 25'ini kullanıyoruz. Bu mudur ipotek altına almak?"
Denetleme Kurulu Başkanı Uğur Büyükbalkan'ın sürpriz istifasına getiriyoruz konuyu. Başkan, "Benim için sürpriz olmadı. Geçmişte de borçlanma vardı, neden o zaman istifa etmedi? Uğur Büyükbalkan ayrıca İsmail Ünal'ın da yardımcısı" diyerek yorumu camiaya bırakıyor.
Tarihi toplantı
Yoğun tepkiler üzerine önce istifa eden, ardından da baskılar karşısında 47 saniyelik bir basın toplantısına imza atarak rekor kıran Başkan Demirören, "Aslında metin 12 sayfaydı. Toplantıya gelirken kararımı değiştirdim, sadece başlıkları okudum. Söylenecek çok sözüm vardı, kongreye bıraktım. Neden mi? Camiada bölünmüşlük almış başını gidiyordu. O anda bu açıklamalarımın ateşi daha çok körükleyeceğini düşündüm.Yeri geldiğinde konuşacağım" dedi.
Tamam mı, devam mı?
Sohbetimizin son bölümlerinde konuyu 2007 seçimlerine getirdik. Demirören'e "Tamam mı, devam mı?" dedik, "Çok yıprandım, yıpratıldım... O gün geldiğinde kararımı vereceğim. Şu anda en büyük hedefim Fulya iş merkezini bitirmek. Yeni sezonda güçlü bir takım kurmak" cevabını aldık. Benim kişisel izlenimim 'devam' edeceğinden yana.
Dedik ya bu bir sohbetti, ama başkanın içinde kopan fırtınaları su yüzüne çıkarılması açısından yazılması gerekirdi. "Pardon" diyoruz başkana!
'Borçsuz bırakacağız'
"Kimse merak etmesin. Biraz sabırlı olsunlar. Göreve geldiğimiz günlerde 20 milyon borç vardı, şimdi 40 milyon dolar. Bu borçları kapatacak projelerimiz hazır. Borçsuz bırakacağız. Her kuruşun hesabını veririz. Ancak bunun tartışma yeri mali kongre olmalıdır. Çıkıp, istediklerini sorsunlar. Biz de yazılıp, çizildiği gibi büyük kriz yok. Transfer başlı başına risktir. Bunu yaşadık, deneyim kazandık. Galatasaray'ın borçları bizim üzerimizde. Fenerbahçe'nin borcu yok mu? Sadece tek tarşılan Beşiktaş. Bu nasıl çelişki?"
Luce'ye ışık yaktı
"Lucescu'ya seçimleri kazanırsak, kendisiyle devam edeceğimi söyledim, ısrar ettim. Ancak zaman kısıtlıydı. Kendisine gelen teklifleri değerlendirmek zorundaydı. Bu konuşmanın olduğu gün eğer başkan olsaydım, onu hiçbir yere bırakmazdım. Ayrılık kolay olmadı. Eve veda etmeye geldiler. O anı size anlatamam. Özellikle eşi gözyaşlarını tutamadı. Hâlâ kendisiyle dostluğumuz devam ediyor. Belli olmaz, Lucescu belki bir gün yine döner. Ama Beşiktaş'a mı, kimse bilemez".
Orman'a teklif
"Gruplaşmayı önlemek için elimden geleni yaptım. Fikret Orman çocukluk arkadaşım. Seçimler öncesinde birleşme önerdim. Hatta 'Beraber olalım, şimdi ben başkan olayım, diğer seçimde sen ol' dedim, anlatamadım. Neticede bu kulüp hepimizin. Ben olmuşum, Fikret olmuş hiç farketmez. Her yönüyle parçalanmış Beşiktaş'ın o dönemde böylesi bir birlikteliğe ihtiyacı vardı. Sonuç ortada. Bölünmüşlüğü, hatta tribünlerdeki küfürü Demirören tek başına önleyemez. Bunun için camia olarak birbirimize sarılmalıyız."