Vedat Okyar
Şenol bu olayda, sosyal bir adam olmadığını bir kere daha belli etti. Dünya üçüncüsü olmuş bir takımın üstüne limon sıkılmaz. İlhan, arayıp haber vermese bile, ‘‘haberim var’’ demesi lazımdı. Dünyada birçok futbolcu, tatil zamanında Dünya Kupası’nda bile top oynamadı, ‘‘Ben tatil yapacağım’’ diyerek. Beşiktaşlı Şenol'a nasıl bakacak.Kazandığı bir şeyi insan bir kenara bırakır mı? Disiplin gösterisi yapılacak yeri geçti Şenol? Artık sevgi gösterisinde bulunmalıydı. Haluk'un bu işe el atıp, ‘‘ne cezası?’’ diyerek olayı tatlıya bağlaması lazım. Haluk, nasıl bir telefonla G.Saray maçını iptal ettiyse, masaya yumruğunu vurup, olayı tatlıya bağlaması lazım. Ben bekliyorum, Beşiktaşlı da bekliyor.
Korkut Göze
Şenol Güneş gibi bir öğretmenin, öğrencisine bu denli katı bir davranış içine girmesini anlayamadım. İlhan Mansız sakat ve kendi takımında oynamayan bir futbolcu. Beşiktaş zaten bunun sancısını çekerken, Şenol Güneş'in ‘‘İlkeler’’ kavramına sarılarak, Mansız'ı rapor etmesi, her şey bir tarafa Güneş'in de kimliğine ters düşüyor. Acaba, işin bir de perde arkası mı var? Şenol Güneş ile Mansız arasında bir baba-oğul kavgası mı geçti? Bunları düşünüyorum...
Erman Toroğlu
Bu olayda iki tarafın açıklamalarında da kopukluk var. Kimin, neyi doğru veya yanlış yaptığı henüz belli değil. İlhan Mansız bu olayda mutlaka disiplin kuruluna gidecek. Oradaki raporlar ile bu işin sonu belli olacak. Ondan sonra geniş bir şekilde konuşulacak ve tartışılacak bir konu. Şimdiden bir şey söylemek istemiyorum.
Devrim Sağıroğlu
İlhan Mansız'ın sakat olduğu, bu nedenle takımında oynayamadığı bir gerçek.. Ama, her şeye rağmen önce kampa katılıp, sonra Güneş'ten izin alması gerekirdi. Şenol Güneş'in bazı konularda ne kadar katı olduğu Ogün ve Tayfun olaylarıyla kanıtlanmışken, ondan onay almayan İlhan Mansız'ın seçtiği yol bence yanlış.. Rüştü, yıllar önce buna benzer davranışından ötürü güç durumda kalmış, paçayı zor sıyırmıştı. Burası Türkiye, bazı şeylere dikkat edeceksin...
Diğer örnekler:
Almanya'da İlhan olayına benzer iki örnek yaşandı. İlki Bernd Schuster ikincisi ise Stefan Effenber olayı. Her iki futbolcu da mazaret bildirmeden milli takımda oynamayacaklarını açıkladılar ve milli formayı giymediler. Son Dünya Kupası öncesi, Effenberg, tüm çağrılara kulak tıkadı ve ‘‘Kalbimin değil mantığımın sesini dinliyorum’’ dedi. Almanya'da Futbol Federasyonu'nun bu konuda futbolcu üzerinde hiç bir yaptırım gücü yok.
İtalya Milli Takımı Teknik Direktörü Trapattoni, Slovenya ile oynanacak hazırlık maçı için kadroya 20 futbolcu çağırdı. Kampa çağırılan oyuncular arasında Vieri, kaleci Toldo ve Montella'nın sakat olduğu biliniyordu. Bu üç futbolcu milli takım tesislerine gittiler. Milli takım doktoru tarafından muayene edildikten sonra sakatlıkları belirlendi ve kadrodan çıkarıldılar. İtalya'da Futbol Federasyonu, futbolcuların belirlenen gün ve saate kampta olmalarını zorunlu kılıyor. Sakatlıkla ilgili kararı takım doktoru veriyor.
İngiltere'de milli takımda oynamak istemeyen bir futbolcuyu kimse zorlamıyor. Federasyon ceza uygulamayor. Futbolcu, milli takım formasını giymek konusunda tamamen özgür. Mazaret bildirmeksizin de kampa katılmayabiliyor. En büyük ceza milli takıma bir daha çağırmamak oluyor.