Josef de Souza: "Adalet bu değil!"

Beşiktaş'ın ikinci başkanı Engin Baltacı ve takım kaptanı Josef de Souza, Ankaragücü maçı ve sonrasındaki yaşananlar için basın toplantısı düzenledi.

Beşiktaş forması giyen Josef De Souza Ankaragücü maçında yaşanan olaydan sonra 1 maç ceza aldı.

Brezilyalı futbolcuya Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'ndan verilen cezaya Beşiktaş itiraz etse de Tahkim Kurulu söz konusu cezayı onadı. Beşiktaş'ta ikinci başkan Engin Baltacı ve Brezilyalı futbolcu, gündeme yönelik bir basın toplantısı düzenledi.

Engin Baltacı, "İsterdik ki Ankaragücü maçı sonrası daha güzel konuları konuşmak için bir araya gelelim. Öyle bir ortam olmadı. Hukuk kazalarının düzelme ihtimalinin her zaman olduğuna inanan bir hukukçuyum. Bu kadarla başlayayım." açıklamasını yaptı.
Josef de Souza'nın sözleri

Başkanıma, camiamıza, taraftarlarımıza teşekkür etmek istiyorum. Bana son günlerde gösterdikleri büyük destek çok büyük anlam ifade ediyor.

Bence çok zor ve üzücü bir hafta yaşadım. 4 maçta takımın yanında değildim. Gece gündüz çalışarak, normalden de erken sahalar döndüm. Takıma da hakeme de yardımcı oldum. Malum olay yaşandı. Normal davranmama rağmen 1 maç ceza aldım, kırmızı kart yedim. Büyük hayal kırıklığı yaşıyorum.

"Ceza verilmesini kabul edemiyorum"

"Hayatta bazen söylediklerinizden çok yaptıklarınız ifade eder. Ben de öyle bir insanım. TFF'de hocaların, futbolcuların, başkanların olduğu bir toplantı yapıldı. Birlik ve beraberlik mesajları verildi. Şiddete karşı olduklarının mesajı verildi. Ama bulunduğumuz durumda yine geçen haftaki maçta ben takıma yardımcı oldum, arkadaşlarımı korudum, hakeme yardımcı oldum. Sonunda çok haksız bir ceza aldım. Bu cezanın boyutu çok önemli değil. Ben 4-5 haftadır zaten takımdan uzağım. Niye böyle bir ceza verildiği asıl mesele. Ben orada yüzde yüz doğru bir reaksiyon gösterdim. TFF bana 5 maç da ceza verebilirdi. Böyle bir aksiyonun sonunda ceza verilmesini kabul edemiyorum. Hayal kırıklığına uğradım ve üzgünüm."

"Ya elinde bir alet olsaydı?"

Burada olanlarla ilgili bir soru sormak istiyorum. Kötü bir olay yaşandı. O esnada sahaya giren taraftar eğer Cenk ya da Salih'i sakatlasaydı? Ya da elinde bir alet olsaydı? O oyuncular, hakem fark etmeksini bir sakatlık ya da yaralama olsaydı ne olurdu? Bana yine 1 maç ceza mı verilecekti? Bu cezanın ne kadar yanlış olduğunu tartışmaya gerek yok. Cenk ya da Salih'e futbol oynamalarını engelleyecek bir şey olsaydı ne olacaktı? Şu anda benim cezamı mı konuşacaktık? Herkes olayı kınayacaktı. Bu aradaki farkı düşünmek gerekiyor. Türk futbolunun imajına zarar veren bir olay yaşandı kanımca.

"Tahkim Kurulu konuşmamı istemedi"

Çok önemli bir husus daha var. Yöneticilerimize teşekkür ediyorum. Karara itirazımız değerlendirilirken, benim anlatmam ve savunmam konusunda bir talepte bulunduk. Tahkim nedense bunu kabul etmedi. Bu olayı kendim anlatmak istedim. Fakat; maalesef böyle bir şeye de izin verilmedi. Bu konuda da üzgünüm.

"Adil olmayan bir ceza aldım"

Bu cezanın nasıl verildiğini ailemle sürekli konuşuyorum. Bunun adil olmadığı belli. Adil olmayan bir ceza aldım ve ailemle ben bu yaşanan olay yüzünden, verilen reaksiyon yüzünden bu tarz olaylar yüzünden güvensizlikler hissediyoruz. Ceza alması gereken kişiler ceza değil. Rakibin aldığı ceza da ortada. Bu durum bir güvensizlik yaratıyor.

"Bana her şeyimi veren ülke Türkiye"

"Ben bu ülkeyi çok seviyorum. Bana her şeyimi veren bir ülke. Türk futbolseverleri çok seviyorum. Her şeyi içimden gelerek yaşıyorum. Bu olayın yaşanması, adaletsizlik yaşanması endişe ve üzüntü getirdi. Bu da çok insani. Ben burada çok büyük hayallere sahibim. Hayallerimden vazgeçmeyeceğim. Ama bu kadar büyük sevgi beslerken bunların yaşanması, duygusal olarak beni ve ailemi çok üzdü. Kulübüme minnettarım. Destek verenlere de aynı şekilde. Olanlara rağmen devam etmek için elimden geleni yapacağım."

"Ben rakibine şiddet uygulayan biri değilim"

"6. yılım Türkiye'de. 2 kez kırmızı kart gördüm ve bu da VAR ile oldu. Ben rakibine kasten şiddet uygulayan bir oyuncu değilim. Çalıştığım hocalar ve oyuncular benle ilgili pozitif görüşlere sahip. Futbolu öne çıkaran bir karakterin önüne geçmesine izin veremem. Ben takım arkadaşlarımı korudum. Bu karar adalet dışı bir karar. Benden çok daha iyi oyuncular var elbette. Ben karakter olarak duruşumu her zaman sergiledim. Bu olayların karakterimin önüne geçmesini asla istemiyorum."

Engin Baltacı: "Beşiktaş hep yanında olacak"

Beşiktaş için terinin son damlasına kadar uğraştığını görüyoruz. Bugün göz yaşı döktüğünü de gördük. Yanaklarından öpüyorum sevgili kaptanım. Beşiktaş hep yanında olacak.

Başkanımız ve yönetim kurulumuz bugüne kadar sorunları ilgili kurum ve kuruluşlarla halletme çabasında oldu. Geçen dönemden başlayan ve bize göre neredeyse kronikleşmeye yüz tutan Beşiktaş'a yönelik haksızlıklar üzgünüz ama devam ediyor.

TFF ve kurulların yeni olduğunun farkındayız. Bize yönelik haksızlıklar kronikleşti. TFF ve kurullarının, 'Daha yenidir, alışır, olur' diye bir dönemi onlara hak tanıma hakkını görmüyoruz. Kusura bakmayın. Kurullar değişebilir. Ama değişim kökten olmadığı ve kurullara gelenler futbolun ruhunu bilmediği için haksızlıklar devam ediyor. Biz standart, hakkaniyet ve adalet istiyoruz. Bunu bütün futbol dünyası için istiyoruz.

"Tahkim, Duruşma talebimizi geri çevirdi"

TFF Tahkim Kurulu, sürekli bir faaliyet gösteren kuruluş. Hakemlerle ilgili duruşmalı tahkim yaptı, ondan sonra yapmadı. Genel kural, taleplerin kabulu yönünde olmuş. Duruşma talebi kabul görseydi, yine TFF'nin ortamında anlatacaktık. Derdimizi anlatamadık. Sizin aracılığıyla kamuoyuna anlatmam gerek. Orada anlatsaydık kamuoyuna anlatmayacaktık.

Tahkim Kurulu Başkanı bizi anlardı diye düşünüyorum. Önce eylemden başlamak gerekiyor. Görseller dönüyor. Video kaydı koymak isterdik ama alamadık yayıncı kuruluştan. Vermediler. Biz maçı çıplak gözle seyrettik. Maç bitiyor, maç sonu seramonisi var. Bir kişi atlıyor, yaklaşık 70-80 metre koşuyor ve uçan tekme atıyor. O esnada Salih ve Cenk yan dönüyor ve kurtarıyor. O anda Josef bu saldırının uzamasını, devam etmesini engelliyor.

Bu tekme hakeme yönelebilirdi. Bize küfrettiler ama hakeme de küfrettiler. Bu saldırının daha çok hakeme yönelik olduğunu düşünüyorum. Kime yapılırsa yapılsın. Kaptanımız bunu engelledi. Saniyeleri sayın. Güvenlik görevlisi 10 saniye içinde olay yerine ulaşabildi. Hakem de orada duruyor.

"Hakemin kulaklığı yok, baskı var"

Futbolcumuzun hareketi olsaydı hakem kırmızı kartı çıkarırdı. Gösterdiği oyuncuyu da işaret edecekti. Hakemin kulağında kulaklık da yok. Hakemin herhangi bir yerde kırmızı kart gösterme eylemi de yok. Kırmızı kart ne zaman gündeme geliyor? Bir yetkilimizi hakem odasına çağırıyor ve ben ihraç ettim 5 numaralı oyuncunuzu diyor. Fiilen gösterilen bir kırmızı kart görüntüsü var mı? Hiçbir yerde yok. Bize ulaşan bir görüntü yok.

Hakemin kulaklığı yok. İşin içinde olan hakeme kırmızı kart göstermesi yönünde baskı geldi. Hakem de kırmızı kart gösterdiğini beyan etti. Eylem de bu arkadaşlar. Haksız tahrik varmış falan, ben bunların konusunu bile etmem. Haksız tahrik düşündürecek bir karşı fiil yok. Josef'in sadece engellemesi var. Eylemi anlattım. Eylemde bir şey yok. Kurulların da bunu söylediğini ifade edeceğim.

"Hakemin raporunda yazan şeyler yaşanmadı"

Hakemin raporu elimde. Josef'in çelme takarak yere düşürdüğü yazılmış. Böyle bir görüntü yok. Bu işe yol açan 4. hakem de aynı şeyi söylüyor. Taraftarı boynundan tutarak, vurarak, çelme takma gördünüz mü? Bizim söylediğimizi TFF'nin hukuk kurulu da görmüş. Saldırı maddesinden sevk edilmesi lazım o rapora göre. 44. madde olması gerek. Hukuk Kurulu, görüntülerle raporun örtüşmediğini görüyor.

Karar veremiyorsan ses kaydı ve görüntüyü esas alabiliyorsun. Hukuk Kurulu sevk etmek zorunda bırakıldı. Bir hukukçunun böyle bir eylemi, fiili hareket olmayan eylemi disipline, cezaya sevk etmeyi düşünebileceğine ihtimal vermiyorum. Tabii tarafsız bir hukukçunun. Sportmenliğe aykırı hareketin ne olduğunu PFDK'nın 36. maddesi yazmış.

Allah aşkına 36. maddenin neredesinde fiili müdahale var? 36. maddenin hiçbir yerinde fiili bir hareketten bahsedilmiyor. Siz sportmenliğe aykırı fiili davranıştan gönderiyorsunuz. Göndermek zorunda kalıyorsunuz da ondan gönderiyorsunuz. Hakem raporuna göre, 44. maddeye göre saldırıdan sevki gerekiyor. Ama görüntülerle rapor örtüşmüyor. Rapor, kırmızı kartın altını doldurmaya yönelik yazılmış. Görüntülerle örtüşmüyor. Hukuk Kurulu saldırıdan gönderemedi ve sportmenliğe aykırı hareketten gönderdi. Fiili müdahale yok.

Bu kırmızı kartı kaldıramadığınızı söylüyorsunuz ama daha önce kaldırdınız. Elle değil göğsüyle tuttu demişlerdi. Saldırganı Josef engelledi, fiili müdahalede bulunmadı. Bu ceza kaldırılabilirdi. Ama kaldırmadınız. Peki, kararınızı verdiniz Tahkim'e gittik. Duruşmalı görüşme istedik. Tedbiri kaldırın, bu maçta oynasın dedik. Onu da kabul etmediler. Genel kurala uymadılar. Erteleme talebine de hoşgörülü yaklaşılır. Beşiktaş camiasına ben hukuksuzluğu nasıl anlatabilirim arkadaşlar?

"Bu nasıl bir yapay zeka?"

Nasıl bir algoritma, nasıl bir yapay zekaysa performansı belli olmayan hakem atamaları yapılıyor. İki hakem bizi etkiledi. Bu iş kime yarıyor? Kaptanımın takımda olmaması kime yarıyor? 2 Haziran'dan beri düdük çalmayan hakem, hangi algoritma ve tespitle haftanın en önemli maçına atanmışdır? Bunu nasıl iyi niyetle yorumlayalım. Bu hakem lig tarihinde üst üste maçımıza atanan bir hakem. Futbolun teröre dönüşmesinin önüne nasıl geçeceğiz?

Kurullar değişsin istedik, doğru. Değiştirdiniz ama futbolun ruhundan anlamayan insanlardan oluşturdunuz. Kökünden bir değişim olmadı. Esası, şekle feda ettiniz. Eğer futbolcum kaptanlığının gereğini yapmasa belki Salih ya da Cenk 5-6 maç olmayabilirdi. Mete Kalkavan da aynı şekilde yaralanabilirdi. Bu mu futboldan beklenen?

"Bir gecede 300 bin tweet attık"

Halk, camialar artık PFDK nedir, talimatları nedir? Bunlarda bilgileniyor. Seyirci futbolu dün de biliyordu, bugün de biliyor. Futbolu yöneten kurulları da biliyor. Kandıramazsınız. Lütfen önderlik edin, lütfen! Yalnız kendimiz için bir şey istemiyoruz. Biz futbol camiasının tamamı için istiyoruz. Hakkaniyet, standart ve adalet istiyoruz. Her platformda.

Hakemin bir öyle, bir böyle vermesini istemiyoruz. Kurulların da öyle. Rüştü'nün kırmızı kartı kaldıran PFDK'nın bu kartı da kaldırabilecek devamlılıkta olmasını istiyoruz. Sürekli saygı çerçevesinde yaklaşıyoruz. Haksızlıklar arttıkça sesimiz de artacaktır. Kibar duruyoruz ama uysal koyun değiliz. Gerçekler karşısında Beşiktaşlı olarak susmayız.

Bu işler bizim enerjimizi soğuruyor. Biz futbol yönetmiyoruz. Bir A.Ş'nin dahil olduğu bir grubu yönetiyoruz. Sürekli kulübün mali durumunu düzeltmeye uğraşıyoruz. Bunların bir standardı olur ve öyle gider. Bunlarla uğraşmak istemiyorum. Huzurunuzda eylemin var olmadığını söyledim. Eylemin hukuki tasvirini de söyledim. Onu da anlattım bir hukukçu gibi. Bir mahkemede savunma yapar gibi anlattım.

Pazartesi günü önemli bir maç oynayacağız. Bir gecede 300 bin tweet atan büyük bir camiayız. Hukuksuzlukları dile getirsinler taraftarlarımız. Tweet atsınlar ama yabancı madde atmasınlar. Sahada takımlarını desteklesinler, gerisini bize bıraksınlar. 

"Her takım için hakkaniyet ve adalet olmalı"

Ankara'da maçtan çıktıktan sonra anlattık. Başkanımız Ahmet Nur Çebi, bir sponsorluk toplantısında çok net açıklamalar yaptı. Hocaların hocalık yapmasını dile getirdi. Kulüplerin sahaya ve güvenliğe hakim olmasını söyledi. Ben de aynı şeyi ifade ettim aslında. Biz işin Ankaragücü tarafında değiliz, Beşiktaş tarafındayız. Benim maçımda bir olay olur, seyirci bana bir olay yapar ama başka bir takımla oynayacakları maçta çekerler. Bu doğru mudur? Tartışılan bir konu. Elbette her takım için hakkaniyet ve adalet olmalı. Ankaragücü, Sivas maçını seyircisiz oynayacak. Doğru mu? Sonraki hafta seyircili oynayacak.

Orada olan olaylar Vodafone Park'ta olsaydı ne olurdu? Bu tutumla, 'Allah korusun' dedik. İşin Ankaragücü tarafı bizi ilgilendirmiyor. Başkanımız kulübün görüşünü ifade etti. Daha fazla bir şey söylemek istemiyorum.

"Biz öyle bir camia değiliz"-

"Ben bir avukatım. Avukatlarla ilgili soru soruyorsunuz. Avukatların avukatlarla ilgili olumsuz şey söylememesi gerek. Ama avukatların adliye dışında cübbe giymesi doğru değil. Avukatların, avukatlıklarını yaptığı eylemi içselleştirmeleri de doğru değil. Bu suçun kutsanması oluyor. Biz camiamızda böyle bir görüntü oluşmasın isteriz. Onu o camianın sorumlularının önüne koyalım. Çözümünü onlar bulsun. Ankaragücü Başkanı'na arz ettim dedim. Ben Beşiktaş camiasının ikinci başkanıyım. Karşımdaki insan da 112 yıllık bir kulübün başkanı. Ankaragücü taraftarının Beşiktaş ile olan probleminin çözülmesi için ne yapılması gerekiyorsa yapılsın diye arz ettim. Biz yönetici edebini Süleyman Seba'dan öğrendik. Ama bizim bu konuda yapılacak şeylerimiz çok fazla kalmıyor.

Bizim tavrımız her şeyde aynı değilse olmaz. Biz bir tepki veriyorsak hepimiz de veririz. İş benim lehime dönünce alkışlayanlardan olmam. Öyle bir camia değiliz, olmayacağız."



Karakartal'a devam... Karakartal Mobil Uygulamaları