Fol yok, yumurta yok, penaltı var

Karakartal.com yazarlarından Özgün Başpınar, Galatasaray maçında hem hakem hatalarına değindi hem de bazı futbolcularımızın yeterliliklerini kaleme aldı.

Çok ama çok ilginç bir maç izledik. Topun en yuvarlak olduğu maçtı desek yalan olmaz.

İlk yarı Galatasaray oyunu fena halde domine ediyor. İnönü’de bize resmen top göstermiyor… Bütün ikili mücadeleleri kazanıyor, iki pas yaptırmıyorlar, sürekli baskı yiyoruz.

Baskı altında sepetin çürük yumurtaları çıkıyor ortaya…

Ben Cenk ile ilgili ne diyeceğimi bilemiyorum artık. Her topu çıkarabilme ve her topu içeri alabilme ihtimali olan bir kaleci... İnanılmaz topları kurtarıyor, çok kolay olanları içeri alıyor. Yan toplarda sürekli izne çıkıyor, adam da gelip ağzının içinden golü atıyor.

Hilbert ve Uğur’dan bek olmayacağı o kadar net ki... Kendilerinin hiçbir suçu yok, ikisi de açıktan devşirme, dolayısıyla altyapıları eksik. Ne pozisyon almayı biliyorlar, ne kademeyi becerebiliyorlar, ne de ofsayt taktiğine uyabiliyorlar. Bir sene boyunca söyledik, Beşiktaş’ın bir tane gerçek beki yok diye anlatamadık. Bir sene daha söyleyeceğiz anlaşılan.   

Escude eskiciden alınmış,  miyadı dolmuş görünüyor. O kadar ağır ki, Galatasaraylı forvetlerini özel dedektif gibi 5 metre geriden takip ediyor.

Bir 10 numaramız var ama maalesef kendisinin bir numarası yok. Olcay Şahan, Nartallo’dan hallice. Serseri mayın gibi bir o yana bir bu yana koşuyor ama ne yaptığını ne tribün, ne kendisi anlayabiliyor. Beşiktaş’ın 10 numarası olmak bu kadar kolay olmamalı!

Pektemek elinden geleni yapıyor ama onun da tek forvet oynayamayacağı çok net. İleride tek başına boğulup gidiyor.

Fakat İnönü mükemmel oynuyor. Takımını özlemiş taraftarın performansı, takımın önüne geçiyor. Mucize eseri iki gol atıyoruz. Yanında da iki berbat gol yiyoruz ve ilk yarı 2-2 bitiyor.

İkinci yarı her şey değişiyor.  

Fatih Terim, müthiş bir hata yapıyor. Morali bozuk Melo’yu çıkartıp Amrabat’ı oyuna sokuyor. Melo’nun yerine Emre Çolak’ı kaydırıyor ve dinamik Beşiktaş orta sahası oyunun kontrolünü ele geçiriyor. Beşiktaş orta sahayı rahatça geçip pozisyon bulmaya başlıyor.

Bu pozisyonlardan birinde Olcay, Hakan Balta’nın yardımıyla ilk balını yapıp Holosko’ya al da at diyor, Holosko da atıyor.

Pektemek çok büyük bir sakatlık yaşıyor, yerine Batuhan giriyor. Ve hakkında büyük şüphelerimiz olan Batuhan gerçekten iyi oynuyor. Bütün hava toplarını alıyor, yanındaki arkadaşlarına çok iyi servis yapıyor. Almeida’ya göre çok daha başarılı…

Burak Yılmaz’la ilgili İnönü’de hatırladığım son sahne kendini yerlere atıp duran bir adam. İnönü’de yine aynı filmi oynuyor. Fol yok yumurta yokken penaltı alıyor, Bülent Yıldırım’a önünü göremeyen hakem oscarını kazandırıyor. Selçuk’un penaltısıyla skor eşitleniyor.

Samet Aybaba, istikrarlı tuhaflıklarını sürdürerek Mehmet Akyüz’ü yine kurtarıcı olarak oyuna sokuyor. Maalesef Mehmet’in kurtarıcı olamayacağı hatta pek bir şey olamayacağı da çok net. Yine tek olumlu pas bile yapamadan maçı bitiriyor.

Maçtan geriye kalan en güzel şey, Beşiktaş’ın kazanma arzusu oluyor. Buna sevinirken Pektemek’in çapraz bağlarının koptuğunu öğrenmemiz moralimizi bozuyor. Acil şifalar diliyor, en kısa zamanda sahalara dönmesini bekliyoruz.

Bu sene zor geçecek Kartal yürekler, sabrediyoruz.


Karakartal'a devam... Karakartal Mobil Uygulamaları