Bu Beşiktaş mı ; Yıldırım Demirören’in Avrupa’da ve dünyada tanınan ve bilinen bir Beşiktaş yapacağız diye yola başladığı?
Bu Beşiktaş mı ; 8-0 lık Liverpol maçı sonrası, Porto maçını alıp seyircimize kendimizi affettireceğiz diyen?
Bu Beşiktaş mı ; Cordoba artık yaşlandı, onun yerine hem daha genç hem de daha yetenekli kaleci alacağız diye Cordoba’yı gönderen?
Bu Beşiktaş mı ; Türkiye’nin en iyi stoperleri bizde diyip, o bölgeyi güçlendirmeyen ve sezonun en hayati maçına Baki ile başlayan?
Bu Beşiktaş mı ; henüz iki farklı maç kazanamasa da, kazanması gereken tüm büyük maçları kaybetse de, şampiyonluğa oynadığını iddia eden?
Bu Beşiktaş mı ; üç hafta önce 8-0 , bu gece 2-0 yenilen ama yenilirken buna isyan eden bir oyuncusu bile olmayan?
Bu Beşiktaş mı ; maç daha 60. dakikada 2-0 olunca, sahada yürüme başlayan, son 5 dakikaya kadar oyuncu bile değiştirmeye tenezzül etmeyen Ertuğrul Sağlam ile zirveleri kovalayan?
Bu Beşiktaş mı ; dünyanın örnek aldığı seyircisine lazık olmaya çalışan?
BU BEŞİKTAŞ MI ; BEŞİKTAŞ’LILARIN ÖZLEDİĞİ, BAŞARIYA AÇ, BAŞARI İÇİN ŞAVAŞAN, YENİLGİYİ VE HAKSIZLIĞI HAZMEDEMEYEN ?
BU BEŞİKTAŞ MI SEYİRCİNİN BAĞRINA BASTIĞI…?
HEPSININ CEVABI KOCAMAN BİR HAYIR.
BU BEŞİKTAŞ DEĞİL BEKLENİLEN, ÖZLENEN, HAYALİ KURULAN…
NOT : BU YAZI, MAÇ BAŞLAMADAN KAFACA MAÇA YENİK BAŞLAYAN VE BAŞLATAN HERKESE HEDİYE OLSUN.