Ben memnunum!

Hazırlık kampları, hazırlık maçları derken en son ve en ciddi hazırlık sınavı geldi çattı. İlk hazırlık maçından bu maça kadar Beşiktaş’ın belli bir çizgisi vardı.

Geçen sezonki istikrarlı taktiği devam ediyor, gol yollarında bazı sorunlar yaşıyordu. Bu maçta da önceki maçlarda olduğu gibi sahada ne yaptığı bilen takım Beşiktaş idi. Defansın kanat bölgeleri iki genç oyuncuya teslim edilmiş, her iki oyuncu da biraz heyecanlarının biraz da derbi maçın etkisiyle basit hatalar yaptılar. Bu maç için daha diri ve uyumlu gözüken Erhan olmasına rağmen uzun vadede ben İsmail’den çok umutluyum. Şu an için çok ciddi kademe hataları yapıyor ve sürekli kanattaki rakip oyunculara top ile rahat oynama fırsatı veriyor ama zaman içinde bu eksiklerini giderecek bence sol kanatı teslim alacaktır.

Defansın göbeğinde Sivok bildiğimiz Sivok gibi ama gollerdeki hele ikinci goldeki hatasını sezon başı olmasına veriyorum. Ferrari’ye gelince bu sene Beşiktaş’ın iki büyük transferinden biri ama umarım bu oyuncu beni yanıltır diye şimdiden kendi kendime dua etmeye başladım. Hiçbir olumlu ışık alamadığım Ferrari umarım bir uyum sürecindedir ve bu acemice hareketleri geçicidir.

Orta sahasının ortasındaki sigorta Ernst’in yanına ikinci bir Ernst gelmiş. Gösterişsiz bir transfer gibi gözüken Fink Beşiktaş’ın bu sezonki en verimli ve doğru transferi olacaktır. Hoş geldin Fink, iyi ki geldin.

Orta sahanın bu bölgesinden sonra takımda büyük bir değişiklik yok. Yusuf ve Tello bildiğimiz seviyenin biraz altında gibi gözükseler de 3-5 maç içinde gerçek kimliklerini yakalayacaklardır. Bobo’nun artık yavaş yavaş kafası Beşiktaş için çalışmaya başlamış. Nobre aynı Nobre, istekli , savaşçı, çalışkan ama verimsiz. Yeni transfer Nihat ise henüz hazır olmaktan çok uzak, ona biraz zaman vermemiz gerekecek.

Toraman ve Ekrem Dağ’ın takıma dönmesi ile Beşiktaş’ın şuan tek eksiği Ernst ve Fink’in önüne olabildiğince tembel ama bir o kadar topu bilen 10 numaradır. Tembel derken söylemek istediğim, bu oyuncunun orta sahasının geri bölgesini düşünmesi hiç gerek yok, çünkü iki Alman oyuncu bu işi fazlasıyla ve laikiyle yapıyor. Yabancı sınırlamasını da düşünecek olursak Tello’nun solda, Holosko’nun sağda olduğu forvet hattında ileri uçta formda bir Nihat çok iş yapacaktır.

Beşiktaş için söylenecek yeni fazla bir şey yok. Geçen seneki sistem devam ediyor. Birkaç hafta içinde her şey daha da yerine oturacak, hele bir Almanların önüne o istenilen oyuncu alınabilirse Beşiktaş’ı seyretmek iyice keyifli olacaktır.

Fenerbahçe’ye kısaca bir göz atacak olursak, dağınık bir görüntü içinde bir şeyler yapmaya çalışan 11 oyuncu gibiydiler. Küçük takımlara karşı can yakacak ayakları ile fazla kazaya uğramayacakları için bu sene Beşiktaş’ın şampiyonluk yolundaki tek rakibi olacaklardır.

Aslında sezon bile başlamadan hakem ile ilgili bir cümle yazmak istemiyorum ama şu penaltı bana çok iyi geldi. Çılgın bakire Yıldırım, en sonunda penaltı bekâretini Beşiktaş aleyhine olsa da bozdu da belki bundan sonra çalması gereken penaltıları bekâretini bozmamak adına çalmamazlık yapmaz.

Sözün özü alınan mağlubiyete rağmen ben Beşiktaş’tan memnunum. Her durumda sezon sonunda Beşiktaş final kısmında potada olacaktır ve şampiyonluğu sonuna kadar zorlayacaktır. Bahsettiğim transfer de tamamlanırsa Beşiktaş rakibi Fenerbahçe’nin bir adım önüne çıkar. Galatasaray mı dediniz; beni güldürmeyin, bekleyin ve görün…

Ben memnunum!

Şu an okunanlar