“İki yıldır transferim spor kamuoyunu meşgul ediyor. Doğrusunu söylemek gerekirse, bu nedenle bir hayli yıpranmıştım. Geçtiğimiz sezon dedikodular çok daha fazlaydı. Üstelik sezon bittikten sonra hiç tatil yapamadan, Konfederasyon Kupası için Fransa’ya gitmiştim. Oradan dönüşte Gaziantepspor’un kampına katılmıştım. Nefes bile alamadığım bir dönemde, söylentiler de kafamı kurcalıyordu. Her gün biraz daha bitiyordum sanki... İşte bu yüzden şu anki sevincimi kelimelerle tarif edemiyorum. Hepsi geride kaldı çünkü... Şimdi çok iyi bir tatil yapacağım. Dinleneceğim, sağlıklı ve dinç bir şekilde İstanbul’a gelerek Beşiktaş’ın hizmetine soyunacağım.”
“Bu sezonun bitiminde de kamuoyunda hep Fenerbahçe ve Shakthar Donetsk’in bana yaptığı teklifler yazıldı. Kulübüm ve ben, zaman zaman Fenerbahçe ve Galatasaraylı yöneticilerle biraraya geldik. Gelişmeler böyle devam ederken, Beşiktaş’a transfer oldum. Beşiktaş Yönetimi geçtiğimiz yıl da benimle ilgilenmişti ve transfer için çok çaba sarfetmişti. Bu kez, biraz ani oldu. Herşey bir anda başladı ve bitti. Ben bile şaşırdım! Kulübüm Beşiktaş’la anlaştı. Sonra da bana sordular; “Üç teklif var, hangisini değerlendirirsin?” diye... Beşiktaş’ı seçtim; hem camiasını, hem taraftarını kendime yakın buldum ve imzayı attım.”
“22 yaşındayım ve kariyerim ortada. Hem A milli hem de Ümit milli takımda birlikte forma giydiğim arkadaşlarımın yanına geldim. Hepsiyle iyi dostuz. Bu, benim için büyük avantaj. Anadolu takımlarından gelip de kaybolan yıldızlardan biri olmak istemiyorum. O insanları görünce, çok daha fazla hırslanıyorum. Ben imza töreninde, ya da şurada burada ‘doğuştan Beşiktaşlıyım’ gibi sözler söyleyip yalakalık yapmam. Beşiktaş’ın büyüklüğünü, bu camianın ağırlığını biliyorum. Kendime güveniyorum ve iddia ediyorum; beni aldıkları için kimse pişman olmayacak.”
“Kendime özgü bir stilim var. Hırslıyım, mücadeleciyim, fizik gücüm de tekniğim de yüksek. Bütün bunlardan daha önemlisi; benim hayatımda futbolun dışında bir şey yok. Bütün zamanımı, tüm enerjimi daha iyi olmak için harcıyorum. İstanbul’un gece hayatı, beni pek ilgilendirmiyor. Genç ve başarılı bir futbolcuysan, İstanbul’a gelir gelmez gece hayatına dalacağın konuşuluyor. Nasıl yaşayacağımı biliyorum. Çünkü yedeklik nedir bilmem, yedek kalmaya tahammül edemem. Ben buraya hem Türkiye hem de Avrupa’daki bütün maçlarda oynamak için geldim ve kesinlikle bunu başaracağım.”
“Yeni bir yönetim, yeni bir hoca ve yepyeni futbolcular... Bunların hepsi beni çok heyecanlandırıyor. Düşünsenize; Del Bosque benim hakkımda fikir sahibi ve Beşiktaş’a alınmamı istiyor. Bundan daha iyi bir motivasyon olabilir mi? Artık bana düşen çok çalışmak, transferini gerçekleştirenlere ‘helal olsun’ dedirtmek, geçmişi unutmadan geleceği düşünmek... Çünkü İbrahim Toraman bugün Beşiktaş’ta ise, bu yolculukta Mehmet Şahan, Ali Güneş, Tevfik Lav, Samet Aybaba, Raşit Çetiner, Nurullah Sağlam gibi hocalarımın da büyük payı var. Hepsine sonsuz teşekkürler ederim.”
“Son sözüm büyük Beşiktaş taraftarına... Ben hiç bir zaman ‘Fenerbahçeliyim’ demedim. Bunu kimse ispatlayamaz. Gazetelerde benim ağzımdan yazılan bu sözler kesinlikle doğru değil. Bunlar, bana ulaşamayan kişilerin yazdığı haberler. Yemin ederim ki, kimseye böyle bir demeç vermedim. Gaziantepspor’un sözleşmeli futbolcusuydum, transferimle ilgili son sözü elbette kulübüm söyleyecekti. Sonuçta Beşiktaş ile anlaştım. Geçmiş değil, gelecek önemli. Gencim, heyecanlıyım, inançlıyım, başarılı olacağım.”
Kaynak: Fanatik