"NBA'de çalışırım"

Bu sezon takımımızı büyük bir başarıya ulaştıran çalıştırıcımız Ergin Ataman, verdiği röportajda NBA ile ilgili ses getirici açıklamalarda bulundu.

Sezonu üç kupayla birden kapayan, tarihe geçen başarılı coach Ergin Ataman, FANATİK’e konuştu. Söz şimdi Ataman’da...

Çok değişkenli, sorunlu, sakatlığın bol olduğu bir sezon sonrası üç kupayı birden kazandınız. Bu başarı hikayesini sizin ağzınızdan dinleyebilir miyiz?

Tabii ki üç kupa kimsenin sezon başında hayal bile edemeyeceği bir şeydi. Ama ben yapı olarak, karakter olarak her oynadığım kupada zirveyi hedeflerim. Tabii ki ben de ‘Üç kupayı birden alırım’ diyemezdim. Ama Türkiye Kupası’nı oynamaya gittiğimizde o kupayı kazanmak için giderim. Avrupa Kupası’na başladığımızda oyuncularıma, ‘Bu kupayı kazanmak için oynayacağız’ dedim. Bunların olması için de taşların yerine çok iyi oturması lazım. En büyük başarımız çok doğru hamleler yapmış olmamızdı. Sezona çok geç başladık ama öyle bir ivme ile başladık ki, dönün 11 ay önceye Deron Williams ve Semih Erden’i aldığımızda herkes bize ‘şov yapıyorsunuz’ diyordu. Hayır biz şov yapmıyorduk. Biz Beşiktaş’a büyük bir düşünce, bir basketbol heyecanı yerleştirmek istiyorduk. Deron Williams’la beraber düşünce devrimi yaptık. İnsanların ilgisi oluşmaya başladı. Milangaz, sadece Deron Williams’a sponsordu, sonra kulüpte maddi sıkıntılar olunca bütün takıma sponsor oldular. Bu düşünce devriminin sonucunda biz bu sponsoru bulduk. Yoksa Beşiktaş belki ligi 11. sırada bitirecekti, ben de o takımın başında olmazdım. Ama sonuna kadar bekledim. Yıldırım Demirören’in kimsenin takıma sahip çıkmadığı anlarda bir hamle yapacağına inandım. Yaptı da zaten. Erdoğan Demirören’le beraber bu işe sahip çıktı, sonra Deron geldi, Semih geldi, lige de derbi galibiyetleri ile başladık. Lamar Odom’u da transfer ettik ama lokavt bitti. Lokavtın bittiği gün de, ‘aman yandık, bittik’ demedik. Bu heyecanı yaratmıştık ve geri adım atamazdık. Carlos Arroyo’yu getirdik, Popsu Mensan Bonsu geldi. En önemli hamlelerimizden biri de Hawkins’i kaptan yapmamızdı. O da liderliğe soyundu. Olympiakos’dan Erceg’i uygun koşullarla aldık. Bütün bunlar birleşince ortaya müthiş bir takım çıktı.

‘Kevin Durant imzalamıştı’

Deron’un gelmesi diğer transferde elinizi rahatlattı mı?

Tabii ki. Çünkü Beşiktaş’ın geçmişte sabıkası vardı. Özellikle Deron Williams’ın gelmesi önümüzü açtı. Mesela benim elimde Kevin Durant tarafından imzalanmış sözleşme vardı. Biz sponsor bulabilseydik Durant da Siyah-Beyazlı formayı giyecekti. Kobe ile anlaşamadık çünkü çok para istedi ama aylık 500 bin dolar bulabilseydik, Durant geliyordu. Artık herkes Beşiktaş’a gelmek istiyor. Carlos Arroyo da bunun ürünü. Hiç düşünmeden geldi.

3 kupayı kazanmanın sırrı neydi size göre?

Bütün şampiyonlukları doya doya yaşadık. Türkiye Kupası’nı kazandık gittik eğlendik. Derbilerden sonra oyunlarla beraber gittik kutlamalar yaptık. Her kupanın coşkusunu doya doya yaşadık. Bu coşku bizi üçüncü kupaya götürdü. Şimdi Süper Kupa filan olsa bu havayla onu da alırdık.

Oyuncularla da aranız çok iyi gözüküyor. Şampiyonluk sonrası sizi havalara attılar

Biz birbirimizi çok sevdik. Gerçekten. Herkes birbirini çok sevdi. Tam bir ekip olduk. Yönetimle, teknik ekiple oyuncularla. Öyle ki eski yönetimden Şeref Yalçın ve yeni yönetimden Abdullah Sözer 40 yıllık dost gibiydiler. Abdullah bey fazla karışmadı çünkü Şeref Yalçın’ın getirdiği sinerjinin bozulmasını istemedi. Ama çok yardımları oldu. Büyük fedakarlık yaptı. Herkes büyük fedakarlıklar yaptı ve üç kupa birden geldi.

Bütün oyunculardan maksimum verim almayı nasıl başardınız?

Her oyuncu ihtiyaç duyulduğu anda en üst düzeyde verim verdi. Mesela Mehmet Yağmur hep orta sıralardaki takımlarda oynamış bir oyuncuydu. Final serisinde Beşiktaş’ın en önemli ilk beş oyuncusu oldu. Serhat ve Barış da aynı şekilde. Herkes sorumluluk almak için hazırdı. Çünkü herkes takıma katkı vermeyi çok istiyordu.

Yeri geldi taraftarı da eleştirdin, karşına aldın ama onlar seni çok seviyorlar. Taraftarla aramızda mert, dürüst bir ilişki var. Ne düşünüyorsak onu söylüyoruz. Benim tarzım bu. Sosyal medyayı kullanmamın da etkisi var. Herkesin yazdığını okumaya çalışıyorum.
45 bin takipçim var. Bu benim onlara vermiş olduğum değeri gösteriyor.

"Anadolu Efes’in psikolojisi bozulmuş"

Efes yönetimi ile atışmalarınız oldu

Çok itiraz ediyorlardı. Hatta son maç içinde Kerem Tunçeri ki, kendisi ile abi kardeş gibiyizdir, bir baktım itiraz kağıdına imza atıyor. ‘Kerem, noter gibi oldun. Her maç oraya gidip imza atıyorsun’ dedim. Kusura bakmasınlar ama Anadolu Efes’in ciddiyetine yakışmayan bir durum. 24 saniye süresi dolmuş diye, kendileri oyunun bir bölümünü 4 kişi oynamış diye ki, bu acı birşey 4 kişi oynadıklarının farkında bile değiller, yazılı itirazda bulunuyorlar. Genel menacer Engin Özerhun çok yakın dostumdur, her devre arası ve maç sonu tribünden hakemlerin yanına iniyor. Ya gel bench’te otur, ya da tribünden aşağı inme. Seri boyunca teknik ekip de her düdüğe itiraz ettiler. Çok tuhaf oldu. Değişik bir psikoloji içine girmişler.

"Bizimkiler çok yürekliydi"

‘Şampiyon olmak istiyorsanız Türk oyuncularınız iyi olacak’ diye bir tabu vardı. Siz hiç milli oyuncunuz olmadan bu tabuyu yıktınız. Neler söyleyeceksiniz?

Valla bilmiyorum. Türkiye Ligi şampiyonluğu için yerli oyuncuların kalitesi ve tecrübesi çok önemliydi. Bizim belki milli oyuncumuz yoktu ama yerli oyuncularımızın yüreği vardı. Rollerini benimsemeleri vardı. Bu tabuyu yıktık belki. Artık her kulüp star yerli oyuncuları olmaza da, iyi yabancılar bulup şampiyonluklar hedefleyecektir. Diğer kulüplerin de önünü açtık bir yerde.

"Deron’la birbirimizi önce tarttık"

Deron Williams gibi bir süperyıldızı antrene etmek nasıl birşeydi?

Çok güzeldi. İlk başta birbirimizi tarttık. Bir hafta kadar mesafeliydik ve birbirimizi anlamaya çalıştık. Ondan sonra çok iyi anlaştık. Benim ona ilk söylediğim şu oldu: ‘Ben sana büyük saygı gösteriyorum. Çünkü dünyanın en iyi oyuncularından bir tanesisin. Ama şunu da bilmeni istiyorum sen de bana saygı göstereceksin çünkü ben de Avrupa’nın en iyi coach’larından biriyim. Sen de artık Avrupa’da oynuyorsun. Birbirimize saygı göstereceğiz’ dedim. Gösterdik de, saygının ötesinde dost olduk. Kendimi de tarttım. Arroyo ve Williams’la çalıştıktan sonra artık NBA’de de çalışabilirim diye düşünüyorum.

Bir yıl önce bana deseler, ‘NBA’de coachluk yapar mısın?’ diye, ‘NBA bana uzak. Hayır’ derdim. Ama artık rahatlıkla ‘evet’ diyebilirim. Çünkü onların da lisanını anladım.

Karakartal'a devam... Karakartal Mobil Uygulamaları