İnadından vazgeçmeyerek, potansiyel olarak iyi bir kadroya sahip olan Beşiktaş’ı bu kadar kötü futbol oynatan Tigana belli ki bu işten anlamıyor. Ufak bir iki değişiklik ile her şeyin çok kolay yoluna girebileceğinden defalarca bahsetmiştik, hatta yönetimin olaya gerekiyorsa el koymasını ve Tigana’yı uyarmasını bile istemiştik, ama görüyoruz ki hiç kimse hiçbir şeye karışmıyor. Tigana sanki kulüp kendi tapulu malıymış gibi Beşiktaş’ın bu senesini de göz göre çalmaya devam ediyor.
Beşiktaş’ın oyun sistemine bakan bir kişi ilk olarak şunu düşünür; herhalde bu takımın forvet hattında iki adet, boyu iki metrenin üzerinde, atılan her uzun topu arkadaşlarına indiren kule gibi elemanları var. Ama maalesef olay sadece Tigana’nın Fransız inadından başka bir şey değil. Bugün maça giderken herhalde İngiliz takımına karşı da bu geriden atılan uzun top sözde hücum organizasyonunu kullanmayız diye düşünmüştüm ama ilk dakikadan itibaren yanıldığımı anladım. Tigana’ya göre orta saha asla top yapmaz, oyun kurmaz, onların görevi sadece rakibin oyununu bozmaktır. Zaten kadroya baktığımızda Mehmet Sedef, Serdar ve Fahri’li orta saha bunun en güzel ispatı olsa gerek.
İngilizler maçın başında önce Beşiktaş’ı şöyle bir kontrol etti, sonra da yine kontrollü bir şekilde üstümüze gelerek aradığı golleri buldu. Takımlar sahaya çıktığında rakip takımın forvet hattı herhalde, Stam’a benzeyen Baki’den uzak durmamız gerekir diye düşünüyorlardı, ama İngilizler Beşiktaş’ın defansındaki bu madeni bulmakta gecikmediler ve maçı bu şekilde bitirdiler. Burada lafımız asla Baki’ye değil, Baki elinden geleni yapmaya çalışıyor ama tüm yapabileceği bu. Asıl faturanın kesilmesi gereken iki yer var; Gençlerbirliğin’de bile yedek olduğu halde bu transferi gerçekleştiren yönetim ve onu ısrarla sahaya süren Tigana.
Maçtan önce gelen haberler Delgado’nun zehirlendiği ve kadrodan çıkarıldığı yönünde idi, bu haber hepimizi üzdü ama bence bu habere sevinenler birileri de vardı. Kim miydi bu? Tabiî ki Tigana. Çünkü eğer Delgado’da kadroda olsa Ricardinho veya Delgado’dan biri çıkacaktı sahaya ve olası bir mağlubiyet sonrası Tigana yine eleştirilerin hedefi olacaktı. Ama Tigana’nın şansı(!) yaver gitti ve Delgado oynamayacak durumda olduğu için kadrodan çıkartıldı ve Tigana zorunlu olarak tek forvet arkası ile oynamak zorunda kaldı.
Bu maçın Beşiktaş açısından en büyük kazanımı ise, Runje’nin bize göre Beşiktaş’da süresini tamamlaması oldu. Geldiği günden beri üstüne çarpan toplar hariç hiçbir kurtarışı olmayan, arkadaşları ile sürekli tartışan, sürekli hatalı goller yiyen Runje, sabrı sınırsız olan Beşiktaş seyircisinde bile kredisini tüketti. Artık Runje ile Beşiktaş arasında hiçbir bağ kalmamıştır, yapılması gereken devre arasında kadar Murat Şahin ile yola devam etmektir.
Gecenin kahramanı ise genelde olduğu gibi yine sahadan çıkmadı, gecenin kahramanları tribünleri dolduran ve takımlarına inanılmaz bir destek veren Beşiktaş seyircisi idi. Takımlarının kötü oyununa bakmadan, onları biraz olsun canlandırabilmek adına adeta savaştılar. Ama maalesef sahada ya da teknik heyette bu destekten kuvvet alıp, Beşiktaş’lılık ruhunu sahaya yansıtacak bir adam bile yoktu.